Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



     T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
     Sayı

	 	  Y A R G I T A Y   İ L A M I 
Esas       Karar  
95/7117    95/9764	
    3.10.1995
	         
	Özet:Cİnsel birleşme kurulamaması evlilik birliğini temelinden sarsar
 ve boşanma sebebidir. 
	Muhalefet: Cinsel ilişki kurulamaması evlilikte elverişsizlik olup
 boşanma sebebidir.

       Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
 mahkemece verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki
 istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün tebligata rağmen taraflar adına
 kimse gelmedi. İşin incelenerek karara bağlanması için bugün dosyadaki bütün
 kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.  
	Kara Avrupası boşanma hukuku farklı esaslara dayalı olarak
 geliştirilmiştir.
	3444 sayılı yasa ile değişik Medeni Kanunun madde 134 ile kusur esası
 terk edilmiş, boşanmada köklü sarsılma esası ön plana alınmıştır. Evliliğin
 temelden sarsılması çeşitli sebeplerle oluşur. Eşlerden birinin kusuru ile
 veya her ikisinin ortak kusuruyla oluşabileceği gibi eşlerin kusuru olmadanda
 oluşabilir. Ancak tam kusurlu eş, kendi kusuru ile yarattığı olaylara
 dayanarak boşanma elde edemez.
	Davacı koca, eşinin kusurlu davranışı sebebiyle cinsel ilişkiye
 giremediğini; davalı ve karşı davacı eş ise kocasının erken boşalması sonucu
 cinsel ilişkiye giremediklerinden söz ederek karşılıklı olarak boşanma
 isteğinde bulunmuşlardır. Taraflar genç yaşta olup 8 aylık evlidir. Alınan ve
 taraflar iddialarını doğrulayan raporla davalı kadının halen bakire olduğu
 anlaşılmaktadır.  Evlilik iki ayrı cinsin bedensel ve ruhsal yönden
 bütünleşmesidir. Karı-koca bir birine sadakat göstermeli, yardımcı olmalı,
 tasa ve kıvancı paylaşmalıdır. Ancak karı kocayı bedensel ve ruhsal yönden,
 bütünleştiren ana öğe uyumlu cinsel ilişkidir. Cinsel tatminsizlik daha önce
 var olan sevgi ve saygıyı nefrete veya en azından isteksizliğe dönüştürür. Bu
 hal eşlerin ruhsal bütünlüğünü bozar ve evlilik birliği temelinden sarsılır.
 (YHGK. 14.5.1975 tarih 362-627 sayılı Y.2.H.D'nin 24.5.1983 tarihli ve
 4572-4689 sayılı kararları)
	Açıklanan gerekçeler doğrultusunda temelinden sarsılan birliğin
 boşanma ile sona erdirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, yetersiz gerekçe ile
 yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
	SONUÇ :Temyize konu hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz
 peşin harcının yatırana geri verilmesine bozmada oybirliğiyle, gerekçede
 oyçokluğuyla karar verildi.  3.10.1995

BAŞKAN        ÜYE	  ÜYE	         ÜYE	    ÜYE
Tahir Alp Nedim Turhan Ş.D.Kabukcuoğlu Ferman Kıbrıscıklı A.İ.Özuğur
	   (muhalif)

	 	MUHALEFET ŞERHİ 

	Kara Avrupası boşanma hukuku farklı esaslara dayalı olarak
 geliştirilmiştir. Ancak tüm hukuk sistemleri değişik şekillerde aşağıdaki
 ilkeleri yasalaştırmışlardır. Öncelikle İspanya dışında kalan Avrupa ülkeleri
 serbest boşanma sistemini benimsemiş bulunmaktadır. 
	Belli başlı boşanma nedenleri:
	a) Anlaşmalı boşanma; karı-kocanın birlikte baş vurmaları veya birinin
 davasının diğeri tarafından kabul edilmesi sonucu boşanmanın hükmen
 gerçekleşmesi.
	b) Kusura dayanan boşanma: Eşlerden birinin (davalının) boşanmayı
 sağlayacak düzeyde ve ağırlıkta kusurlu olması ve bu kusurlu davranışları
 sonucu taraflar arasında şiddetli bir geçimsizliğin oluşması sonucu boşanmaya
 karar verilmesi,
	c) Köklü sarsılma, evlilik birliğinin devamına olanak bırakmayan
 nesnel (objektif) bir nedenin varlığı ile kökünden sarsılması sonucu
 boşanmanın gerçekleşmesi, köklü sarsılma olayında kusur önemli bir öğe
 olmaktan çıkar. Taraflardan biri ve her ikiside kusursuz oldukları halde,
 evlilik birliği temelinden sarsılabilir. 
	d) Elverişsizlik: Eşlerden birinin bedeni veya ruhsal bozukluğundan
 ötürü evlilik görevlerini gereği gibi yapamaması ve bu nedenle aile
 birliğinin devamının olanaksız hale gelmiş olmasıdır. (kısırlık,
 ikdidarsızlık, cinsi sapıklık, neslin devamını tehdid eden hastalık, cinsel
 ilişkiyi engelleyen kalça çıkığı, cinsel uyumsuzluk gibi) Elverişsizlik
 olayında taraflar arasında bir geçimsizlik bulunmamaktadır. Aksine evlilik
 birliğinin amacına uyğun olarak devamı arzu edildiği halde elde olmayan
 elverişsizlik nedeniyle evliliği yürütme olanağı bulunmamaktadır. 
	Yargıtay, uyğulamalarında elverişsizlik nedeniyle evlilik birliğinin
 yürüyemez hale gelmesini boşanma nedeni olarak kabul etmiştir. (Yargıtay HGK.
 11.3.l964 gün 655/200 sayılı kararı ile ruhsal anlaşmazlığı 23.1.l969 gün
 75/3 sayılı kararı ile kadının cinsel ilişkiyi gerçekleştirecek yapıda
 olmamasını, Y.2.H.D. 23.3.l976 gün 770/668 sayılı kararıyla cinsel
 uyumsuzluğu yine 1.3.1994 gün 308-2191 sayılı kararı ile cinsel ilişkiyi
 zorlaştıran kadındaki kalça çıkığını boşanma nedenleri olarak kabul
 etmişlerdir).
	3444 sayılı yasa ile değişik Medeni Kanunun md. 134 ile kusur esası
 terk edilmiş, boşanmada köklü sarsılma esası önplana alınmıştır.
 Elverişsizlik, tarafların arzu ve iradesi dışında oluşan ve evliliği
 temelinden sarsan bir olğudur. Evliliğin temelden sarsılması çeşitli
 şekillerde oluşabilir. Eşlerden birinin kusuru ile her ikisinin ortak
 kusuruyla oluşabileceği gibi eşlerin kusuru olmadanda oluşabilir. 

	Tarafların kusuru olmaksızın oluşan ve evlilik birliğini temelden
 sarsan olaya hukuk dilinde elverişsizlik denilmektedir. 

	Somut olayda; Kocası eşinin cinsel ilişkiye yanaşmadığını karı ise
 kocanın erken boşalma sonucu ilişkiye giremediklerini belirtmektedir. Bu
 nedenle ne olursa olsun taraflar cinsel ilişkiyi gerçekleştirmemektedirler.
	Cinsel ilişkiden doktor tarafından yasaklanan kadının bu özürü koca
 yönünden evlilik birliğini temelinden sarsan bir olay olarak kabul edilmiştir
 (2.H.D. 10.4.l980 gün 2909/3132).
	Açıklanılmasına çalışılan elverişsizlik aslında evliliğin temelinden
 sarsılması olayının bir öğesidir. Temelden sarsılma olayında iki tarafında
 kusuru söz konusu değildir. Ancak bu olaydan karı-kocanın herbiri ayrı ayrı
 nedenlerle zarar görmektedir. Bu olumsuzluğun boşanma ile ortadan
 kaldırılması en uyğun çözümdür. Ne varki kusursuz eşinde mağdur edilmemesi
 hakkaniyet ilkesi gereğidir. Bunun için, kusursuz eşe koşulları varsa
 yoksulluk nafakası maddi-manevi ödence verilerek hayatını devam ettirme
 olanağı sağlanmalıdır. 
	Hükmün bu gerekçelerle bozulması gerekir. Sayın çoğunluğun bozma
 kararında gösterdikleri gerekçelere bu nedenle katılmıyorum.

	     Üye
	 Nedim Turhan  	 
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini