 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
13. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
SAYI:
1995
ESAS KARAR
6732 7583
YARGITAY İLAMI
MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28.4.1995
NOSU : 1018-387
DAVACI : Yılmaz Zalaltuntaş vekili avukat Osman Öz
DAVALI : Osman Necdet Pekçan vekili avukat Abdullah Çetin
Taraflar arasındaki müdahalenin men'i davasının yapılan yargılaması
sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak
verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi
üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının Sosyal Sigortalar Kurumundan kiraladığı Ulus Yenihal
11 nolu sergi yerinin alt kiracısı olduğunu, SSK. ile davalı arasında
akdedilen sözleşmede kiraya verme ve devir yasağı olduğu için işlemlerin
görünürde davalı adına yapıldığını aslında kendisinin kiracı olduğunu, kira
bedellerini ödediğini, daha sonra kiracılığına davalının müdahalede
bulunduğunu öne sürerek dava konusu sergi yerinde kiracı olduğunun tesbitine
ve davalının müdahalesinin menine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacı ile aralarında kiracılık ilişkisi bulunmadığını, ibraz
edilen sözleşmenin sahte olduğunu sergi yerini kendi adına çalıştırdığını ve
kardan davacıya pay verdiğini savunmuş, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı tarafından
temyiz edilmiştir.
Davalı tüm yargılama aşamasında sadece 1.1.1989 tarihli sözleşme
başlıklı ve içeriği kira sözleşmesi niteliğinde olan belgedeki imzanın
kendisine ait olmadığını savunmuştur. Yargılamada özellikle ceza
yargılamasında yaptırılan bilirkişi incelemelerinde imzanın davalıya ait
olduğu açıkca belirlenmiştir. Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesi Yargıtay
denetiminden de geçerek kesinleşen hükmü ile davacı hakkında açılan kamu
davasında davacının suçunun "sahte özel evrak tanzimi niteliğinde olmayıp
TCK.nun 509/1 maddesine uygun güveni kötüye kullanmak suçunu teşkil ettiği
benimsenmiş TCK.nun 108 maddesindeki koşulların oluşması nedeniyle kamu
davasının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu kararda Ceza hakimi;
açık bir şekilde sözü edilen belgenin davalı tarafından davacıya boş olarak
imzalanıp verildiği şeklindeki maddi olguyu saptamış ve buna göre hüküm
kurulmuştur. Şu durum karşısında B.K.nun 53 maddesince Ceza hakiminin maddi
olguların tesbitine ilişkin hükmü hukuk hakimini bağlar Öyle ise mahkemece
anılan belgenin itimada dayalı olarak boşa imza edilip davacıya verildiğinde
kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır. Davalı boş olarak verdiği belgenin
anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu yasal delillerle kanıtlayamamıştır.
Kural olarak yerleşmiş yargı içtihatları ile de belirlendiği şekilde beyaza
imza atılıp verilen belgenin aksi yazılı delillerle kanıtlanmadığı sürece
belgeyi verenin belgenin doldurulmasından doğan rizokolarını kanıtlaması
gerekir. O nedenle belge onu hukuken bağlar. Öte yandan 24.3.1989 günlü
1988/1 esas, 1989/2 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel
Kurulu Tevhidi İçtihat da bu görüşü desteklemektedir. Hal böyle olunca
bilirkişi görüşlerindeki açıklamalar davada dayanak tutulan anılan belgenin
hükmünü ortadan kaldıracak nitelikte kabul edilemez. Şu durum karşısında
mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi
usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle temyiz olunan kararın davacı
yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının talep halinde iadesine,
18.9.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A.İ.Arslan M.Yüksel Ş.Yüksel A.E.Baççıoğlu S.Özyörük
|