 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
E. 1995/6-232
K. 1995/308
T. 31.10.1995
* SİLAHLI YAĞMA SUÇUNA FER'İ İŞTİRAK
* TÜRK CEZA KANUNUNUN 29/6. MADDESİNİN UYGULANMASI
ÖZET : Silahlı yağma suçunun katılana yönelik yapıcı davranışlarına
katılmayan, sanıkları olay yerine getiren ve otomobil içinde oturup diğer
sanıkları bekleyen sanık Ramazan'ın, beklediği yer ile olay yeri arasındaki
mesafe de dikkate alınarak, eyleminin suça fer'i katılma niteliğinde olup
olmadığı tartışılmalı, sonucuna göre sanıkların hukuki durumları tayin ve
tesbit edilmelidir.
TCY.nın 29/6. madde ve fıkrasında yazılı "ceza artırılır veya eksiltilirken,
kanunun sureti mahsusada tayin ettiği ahval müstesna olmak üzere her nevi
ceza için muayyen olah hudut tecavüz edilemez" hükmü, cezanın hesaplanması
işleminin sonucuna ilişkindir. Ara işlemlerde yasada yazılı cezanın aşağı ve
yukarı sınırları aşılabilir.
(765 s. TCK. m. 497/1-2, 65/3, 29/6)
Yağma suçundan sanık Ramazan'ın TCY.nın 497/2, 522, 59, 81/1-3. maddeleri
gereğince 23 yıl 4 ay 26 gün ağır hasip; sanık Bekir'in TCY.nın 497/2, 522,
59 ve 6136 sayılı Yasanın 13, TCY.nın 59. maddeleri gereğince 23 yıl 4 ay
ağır hapis, 10 ay hapis, 216.666 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına,
fer'i ceza tayinine ilişkin, (Denizli İkinci Ağır Ceza Mahkemesi)'nce verilen
23.1.1995 gün, 171/5 sayılı hükmün sanık vekilleri tarafından temyizi
üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay Altıncı Ceza Dairesi, 7.6.1995 gün,
4579/6140 sayı ile;
"1- Sanıkların eylemine uyan TCY.nın 497. maddesinin 1. fıkrası yerine 2.
fıkrası ile hüküm kurulması,
2- TCY.nın 522. maddesinin uygulanması sırasında aynı Yasanın 13. maddesi
uyarınca ağır hapis cezasının 24 yılı aşamayacağı gözetilmeyerek sanıklara
fazla ceza tayini" isabetsizliğinden bozulmasına, "sanık Ramazan'ın eyleminin
TCY.nın 65/3. maddesine uygun olup olmadığının tartışılmaması nedeniyle,
yasaya aykırı görülen bu hususun da bozma nedeni olması gerekir" karşı oyu
ile ve oyçokluğuyla bozmuştur.
Yargıtay C. Başsavcılığı, 4.7.1995 gün, 28722 sayı ile;
"1- Sanık Ramazan'ın eyleminin, diğer sanıkları suça azmettirme nitelik ve
düzeyinde olup olmadığı ve suçun yapıcı davranışlarına katılmayıp otomobil
içinde oturması nedeniyle suça katılma iradesinin yardımcı olmakla sınırlı
bulunup bulunmadığı tartışmasız bırakılarak, TCY.nın 65/3. maddesi yerine 64.
maddesinin uygulanması nedeniyle hükmün bozulmasına,
2- Yargıtay kararlarında belirtildiği gibi, TCY.nın 29/6. maddesine göre,
cezanın türüne özgü genel sınırların aşılmaması kuralı cezanın hesaplanması
işleminin sonucuna ilişkin olup ara işlemlerde yasada yazılı sınırlar
aşılabileceğinden iki nolu bozma nedeninin bozma kararından çıkarılmasını"
talep etmiştir.
Dosya, Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği
konuşulup düşünüldü:
1- Sanıklardan Ramazan, şikayetçinin elinde çanta ile geceleri evden
çıktığını, içinde para olabileceğini diğer sanıklara söylemiş, olay gecesi de
yine evden dışarı çıkacağını bildirmiştir. Sanıklar buluşmuşlar, Ramazan
yönetimindeki taksi ile sanıkları olay yeri yakınına getirmiş ve kendisi
otomobil içinde beklemiştir. Sanık Bekir ile yakalanamadığı için hakkında
ayırma kararı verilen sanık Cenk, evinden çıkan ve otomobiline binmekte olan
mağdurun yanına yaklaşmışlar, tabanca ile tehdit ettikten sonra sanık Cenk
ateş ederek katılanı bacağından yaralamış ve içinde 985 gram altın ile 8
milyar liralık döviz bulunan çantayı alarak, sanık Ramazan'ın bulunduğu yere
doğru koşmuşlar ve taksi ile olay yerinden uzaklaşmışlardır.
Birden fazla sanığın önceden anlaşıp fikir ve irade birliği içinde suç
işlemeleri halinde, suçun işlenmesindeki faaliyetleri de dikkate alınmalıdır.
Silahlı yağma suçunun, katılana yönelik yapıcı davranışlarına (icrai
hareketlere) katılmayan, sanıkları olay yerine getiren ve otomobil içinde
oturup diğer sanıkları bekleyen sanık Ramazan'ın beklediği yer ile olay yeri
arasındaki mesafe de dikkate alınarak eyleminin suça fer'i katılma
niteliğinde olup olmadığı tartışılarak sonucuna göre sanıkların hukuki
durumlarının tayin ve tesbiti gerekir.
Bu itibarla, öncelikle sanık Ramazan'ın suça iştirak derecesi saptandıktan
sonra sanıkların hukuki durumlarının tesbiti gerektiğinden itirazın kabulü
ile hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmelidir.
2- Ceza Yasasının 29. maddesinin 6. fıkrasında, "Ceza artırılır veya
eksiltilirken kanunun sureti mahsusada tayin ettiği ahval müstesna olmak
üzere her nevi ceza için muayyen olan hudut tecavüz edilemez" hükmü yer
almaktadır.
Bu hüküm gereğince, yasanın özel olarak belli ettiği haller ayrık olmak üzere
her türlü cezanın belli bulunan sınırları aşılamayacaktır. Bu kural, 29.
maddede açıklanan biçimde cezanın hesaplanması işleminin SONUCUNA ilişkindir.
Yani ara işlemlerde yasada yazılı cezanın aşağı ve yukarı sınırları
aşılabilir. Ancak sanığa sonuçta hükmolunan ceza miktarı yasada yazılı
sınırların üstünde veya altında olamaz.
TCY.nın 13/2. maddesi gereğince ağır hapis cezasının aşılamayacak sınırı 24
yıldır. Kabule göre, mahkemece sanık Ramazan'a TCY.nın 497/2, 522, 59,
81/1-3. maddeleri gereğince sonuç olarak hükmolunan ceza 23 yıl 4 ay 26 gün,
sanık Bekir'e hükmolunan ceza ise TCY.nın 497/2, 522, 59. maddeleri gereğince
23 yıl 4 ay ağır hapis cezasıdır. Hükmolunan ceza, Yasanın 13. maddesinde
yazılı genel sınırın altında bulunduğundan hesaplama doğrudur. Bu nedenle
Özel Dairenin iki nolu bozma kararı kaldırılmalıdır.
S o n u ç : Açıklanan her iki nedenle Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının
kabulüne,
Özel Daire iki nolu bozma kararının kaldırılmasına ve "sanık Ramazan hakkında
TCY.nın 65/3. maddesinin uygulama yeri olup olmadığı tartışılıp saptandıktan
sonra sanıkların hukuki durumlarının tesbiti gerektiğinden, "Yerel Mahkeme
kararının genişletilmiş bu gerekçe ile (BOZULMASINA), 31.10.1995 günü
oybirliğiyle karar verildi.
|