Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



     T.C.
Y A R G I T A Y
4. Ceza Dairesi
	 	 	 	BOZMA

	 	Y A R G I T A Y  İ L A M I 

Esas no      :1995/5178
Karar no     :1995/6226
Tebliğname no:4/9693

	Yaralama suçundan sanıklar Abdurrahman Orhan ile Bülent Orhan hakkında
 TCY.nın 456/4, 271/1, 272, 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca
 100.000'er lira ağır para cezasıyla hükümlülüklerine ilişkin NİZİP Asliye
 Ceza Mahkemesinden verilen 1994/241 Esas, 1994/345 Karar sayılı ve 1.12.1994
 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi sanıklar Abdurrahman Orhan ile
 Bülent Orhan tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay
 C.Başsavcılığının 6.9.1995 tarihli düşme isteyen tebliğnamesiyle 6.9.1995
 tarihinde daireye gönderilen dava dosyası, başvurunun nitelik ve kapsamına
 göre görüşüldü.

	Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
	Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar,
 belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler
 yerinde görülmemiştir.
	Ancak; 
	1-Yakınan, sanık ve tanıkların dinlendiği 25.10.1994 günlü oturuma
 ilişkin tutanağa C.Savcısının adı yazılmayarak CYY.nın 265. maddesine
 uyulmaması,
	2-Yerel mahkeme kararında, Karkamış Kaymakamlığı, Barak İçme Suyu
 Birliğinde görevli olan yakınan Türk Ceza Yasası uygulamasında memur
 sayılarak onu yaralayan sanık hakkında TCY.nın 456/4, 271 ve 272. maddeleri
 uygulanmış, Cumhuriyet Başsavcılığı tebliğnamesinde ise sanığın memur
 sayılamayacağı ileri sürülerek hükmün bozulması istenmiştir.
	Anayasanın 127/son, 442 sayılı Köy Yasasının 47, 48, 1580 sayılı
 Belediye Yasasının 133, 3030 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Yasasının 25,
 5442 sayılı İl Özel İdareleri Yasasının 56 ve 657 sayılı Devlet Memurları
 Yasasının Ek 15. madde ve fıkralarında yerel yönetim birlikleri ile ilgili
 hükümler vardır.
	Anayasa ve yasalarımızdaki hükümlere göre, bu birlikler, yerel
 yönetimlerin (il özel idareleri, belediyeler ve köyler) tek başlarına
 başaramadıkları ya da işlerin ortaklaşa yürütülmesini gerektiren durumlarda
 kurdukları, kamu tüzel kişiliği niteliği taşıyan kuruluşlardır.
	İlgili yasalarda bu birliklerde görev yapanların ceza uygulamasında
 memur sayılacaklarına ilişkin bir hüküm bulunmadığından, bu sorunu çözebilmek
 için, bunların yaptıkları işin TCY.nın 279. maddesi karşısında kamu görevi
 sayılıp sayılmayacaklarının araştırılması gerekir.
	Türk devlet yapısının önemli öğeleri olan yerel yönetimlerin
 yaptıkları iş kamu görevi sayıldığına göre, Anayasanın 127. maddesi ile
 güvence altına alınmış olan bu birliklerin de kamu görevi yapan kuruluşlar
 olarak kabul edilmeleri ve bunların önemli işlerini yürüten görevlilerin kamu
 görevi yapan kimseler (ceza uygulamasında memur) sayılmaları, başka kamu
 kuruluşlarında olduğu gibi, bunlarda çalışan ve yaptıkları iş kamu görevi
 değil, kamu hizmeti olan hizmetlilerin (müstahdemlerin) ise memur
 sayılmamaları gerekir.
	Olayımızda, Barak İçme Suyu Birliği olarak adlandırılan birliğin
 amacının ne olduğu, yakınanın bu birlik içinde ne gibi bir görev yaptığı
 araştırılmadan, yaptığı işin birliğin amacı içindeki önemi gözetilerek memur
 sayılması gerekip gerekmediği de tartışılmadan, köy sucusu olduğundan söz
 edilerek memur sayılmıştır.
	Bu nedenle, yakınanın görevli olduğu birliğin amacının ne olduğu ve
 yaptığı işin bu amaç içinde önemli bir görev (kamu görevi) sayılmasına olanak
 bulunup bulunmadığı araştırılıp, TCY.nın 279. maddesinin 1. fıkrasının 1.
 bendi kapsamına giren kamu görevi yapan bir kimse mi (ceza uygulamasında
 memur) yoksa maddenin 2. fıkrasının 2. bendine giren kamu hizmeti yapan bir
 kimse mi sayılması gerektiği tartışılarak, sonucuna göre hüküm kurulması
 gerekirken, eksik inceleme, yanlış değerlendirme ve yetersiz gerekçeye
 dayanarak yazılı biçimde karar verilmesi,
	Yasaya aykırı ve temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce bu
 nedenle yerinde bulunduğundan HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi
 aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm
 mahkemesine gönderilmesine, 3.10.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 10.10.1995.

Sami Selçuk  Muharrem Dinç  Erol Çetin  Birol Kızıltan  Fadıl İnan
Başkan              Üye        Üye          Üye             Üye
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini