 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Onaltıncı Hukuk Dairesi
E. 1995/4758
K. 1995/5930
T. 2.10.1995
* KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
* ARA KARARI
* KEŞİF GİDERLERİ
ÖZET : Keşif giderlerini oluşturan kalemler ve tutarı, ayrıntılı ve tam olarak
belirtilmelidir. Kapsamı ve sınırları yeterli şekilde belli olmayan ara
kararına dayanılarak dava sonuçlandırılamaz.
Ayrıca; Yargıtay bozması üzerine mahkeme resen keşif yapılmasına karar
vermiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 36/1. maddesine göre, mahkemece
resen yapılmasına karar verilen soruşturma masraflarının taraflarca
karşılanması zorunlu olmayıp, ilerde haksız çıkan taraftan tahsil edilmek
üzere bütçeye konulan ödenekten karşılanır. Bu hususlar gözönüne alınmadan
davanın reddi doğru değildir.
(3402 s. Kadastro K. m. 20, 36/1)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün
Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteminin süresinde olduğu
anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Taşınmazın (B) harfiyle ayrılan 17057
metrekarelik çalılıkta, kimsenin zilyed olmadığından bahisle tapulama harici
bırakılmasına ilişkin hükümle ilgili temyiz itirazlarının reddine, (A+C)
harfiyle ilgili bölümlere yönelik temyiz itirazının ise kabulüyle, kanunisani
1337 tarih, 12 sayılı tapu kaydının uygulandığı parseller ile taşınmazın
hudut komşuları olan taşınmazlara ait tutanaklar ve varsa dayanakları
belgelerin getirtilerek tapuda Cuma oğlu Salih Efendi sınırındaki taşınmazın
Mehmet Fehmi tarafından 1933 yılında satın alındığı iddiası gözönünde
tutularak, 12 sayılı tapu kaydı çay sınırları dikkate alınarak 3402 sayılı
Yasanın 20. maddesi uyarınca kapsamının belirlenmesi, haritasında
gösterilmesi, Mehmet Fehmi'nin satın aldığı 37 dekarlık taşınmazın davalı
parselle ilgili olup olmadığının saptanması, sonra vergi kaydının
uygulanması, mülkiyet belgesi sayılmayacağından A ve C bölümlerinin ilk
zilyedinin kim olduğu, kimden kime geçtiği, zilyedliğin sürdürülüş biçimi
belirlenmeli, köy tüzel kişiliğinin dayandığı bağış senedi uygulanarak
kapsamı araştırılmalı, tapusuz taşınmazın satış yada bağışı teslimle tamam
olacağından köy tüzel kişiliğine bağışlanan 6 dönümlük yerin teslim edilip
edilmediği belirlenerek toplanacak kanıtlara göre bir karar verilmesi"
gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulurak yapılan yargılama sonunda
davacıların kesin süreye karşın keşif masrafını yatırmadıklarından davanın
reddine, komisyon kararına ekli kroki uyarınca 29,610 metrekarelik taşınmaz
bölümünün köy tüzel kişiliği adına, (a) harfiyle gösterilen 4615 metrekarelik
bölümün ise Halil Sami mirasçıları adına payları oranında tapuya tesciline
karar verilmiş olup, hüküm, davacılardan Mehmet Fehmi mirasçısı Canan ile
davacı Orhan tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacıların belirlenen süre içerisinde keşif için gerekli giderleri
mahkeme veznesine yatırmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş
isede; mahkemenin değerlendirmesi dosya kapsamına uygun düşmemektedir. 3402
sayılı Kadastro Kanununun 36/1. maddesi hükmünün davacı aleyhine
uygulanabilmesi için; süreye ilişkin bulunan ara kararında ilgili tarafa
yapması gereken işlerin ve yükletilen şeylerin neler olduğunun hiç bir
kuşkuya yer bırakmayacak ve herkes tarafından kolayca anlaşılabilecek şekilde
belirtilmesi gerekir. Mahkemenin hükmüne dayanak yaptığı keşif giderleri ile
ilgili ara kararlarında hakim, katip, mübaşir, bilirkişi gibi görevlilere
ödenecek para ile taşıt aracı ücreti ve davetiye tebliğinin zorunlu kıldığı
masraf eksiksiz olarak gösterilmemiş, keşif giderini oluşturan kalemler ve
tutarı ayrıntılı ve tam olarak belirtilmemiştir. Kapsamı ve sınırları yeterli
şekilde belli olmayan böyle bir ara kararına dayanılarak yıllarca yargılaması
süren bir davanın sonuçlandırılması isabetli değildir. Ayrıca, bozmadan önce
davacı taraf mahkemenin belirlediği keşif giderini mahkeme veznesine yatırmış
ve bu ücretle mahallinde keşif icra olunmuştur. Yargıtay bozması üzerine
mahkeme resen keşif yapılmasına karar vermiştir. 3402 sayılı Kadastro
Kanununun 36/1. maddesinin son cümlesine göre, mahkemece resen yapılmasına
karar verilen soruşturma masraflarının taraflarca karşılanması zorunlu
olmayıp, ilerde haksız çıkan taraftan tahsil edilmek üzere bütçeye konulan
ödenekten karşılanması gerekir. Mahkemece belirtilen hususlar nazara
alınmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları
bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 2.10.1995
gününde oybirliğiyle karar verildi.
|