 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Onaltıncı Hukuk Dairesi
E. 1995/4726
K. 1995/5712
T. 25.9.1995
* KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
* KADASTRO MAHKEMELERİNİN GÖREVİ
ÖZET : 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14, 17 ve 19/2. maddeleri uyarınca,
gerekli araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirilip
sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile Hazineye
yöneltilen davanın esastan, köy tüzel kişiliğine yöneltilen davanın
husumetten reddine, 1740 parsel hakkında ise, verilen şerh ile birlikte
Hazine adına tescili doğru değildir.
Ayrıca, davacı Hatice, tesbitten önceki haklarına dayanarak davaya katıldığı,
süresinde davanın açıldığı, bu nedenle tutanak kesinleşmediğine göre,
uyuşmazlığın esastan çözümlenmesi gerekir. Görevsizlik kararı verilmesi doğru
değildir.
(3402 s. Kadastro K. m. 14, 17, 19/2, 26/D)
Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün
Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteminin süresinde olduğu
anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, geregi görüşüldü:
Kadastro sırasında 1623, 1740 ve 1741 parsel sayılı 3700, 8000 ve 4213
metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, vergi kaydı miktar fazlası olarak
Hazine adına tesbit edilmiştir. İtirazı kadastro komisyonunca reddedilen
Sebahat ve arkadaşları, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine
dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, Hazineye
yöneltilen davanın esastan, köy tüzel kişiliğine yöneltilen davanın
husumetten, Hatice tarafından açılan davanın görev yönünden reddine,
taşınmazların 1740 sayılı parselin beyanlar hanesine verilen şerh ile
birlikte Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm tüm davacılar vekili
tarafından temyiz edilmiştir.
1- Mahkemece yapılan araştırma inceleme ve uygulama hükme yeterli değildir.
Davacı tarafın dayandığı vergi kaydının revizyonları araştırılmamış, kayıtlar
ayrı ayrı uygulanarak kapsamları belirlenmemiştir. Kayıt miktar fazlasının
zilyetlikle iktisaba elverişli olup olmadığı, imar - ihya şartlarının oluşup
oluşmadığı üzerinde durulmamış, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kime ait
bulunduğu ve kimden kime kaldığı araştırılmamış, dava konusu parsellere ait
tutanak suret ve dayanakları getirtilerek bilirkişi ve tanık sözleri
denetlenmemiş, teknik bilirkişiye komşu parsellerin maliklerini ve
niteliklerini belirtir, keşfi ve uygulamayı izlemeye olanak verir biçimde
kroki düzenlettirilmemiştir. Taşınmazların bulunduğu bölgede orman kadastrosu
yapılıp yapılmadığı sorulmamış, yapılmış ise tahdit haritası ve tutanağı
getirtilerek uygulanmamıştır. Ayrıca taşınmazlar üzerinde bulunan
muhdesatların hangi tarihte, kimin tarafından ihdas edildiği araştırılmamış,
3402 sayılı Kadastro Kanununun 19/2. maddesi uyarınca işlem yapılıp
yapılmayacağı üzerinde durulmamıştır. Hal böyle olunca, 3402 sayılı Kadastro
Kanununun 14 ve 17. maddeleri uyarınca araştırma yapılarak ve tüm deliller
birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme
ile hüküm kurulması isabetsizdir.
2- Davacı Hatice'nin temyiz itirazlarına gelince; 3402 sayılı Kadastro
Kanununun 26/D maddesine göre, tesbitten önceki haklara dayanarak davaya
katılanlara ait uyuşmazlıkları çözme görevi Kadastro Mahkemesine aittir.
Yasal süresinde dava açıldığına ve tutanak kesinleşmediğine göre Hatice'nin
isteminin davaya katılma olarak nitelendirilmesi zorunludur. Mahkemece
uyuşmazlığın esastan çözümlenmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik
kararı verilmesi doğru değildir.
Açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA),
25.9.1995 gününde oybirliği ile karar verildi.
|