 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
Esas Karar
95/4699 95/5842
Özet:Iskata itiraz davasının incelenme biçimi
Iskat sebebinin bulunduğunu, ıskattan yararlanan ispat etmelidir.
Mirascı nasbı halinde MK. 506. maddesi ile 11.11.1994 tarihli 4/4
sayılı içtihadı birleştirme uygulanmaz. Tasarruf pay olarak tenkis edilir.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp
düşünüldü.
Murisin ölümünü düşünerek yapılmasını istediği hususları bir hukuki
muamele ile bildirmesine ölüme bağlı tasarruf denir.
Muris Medeni Kanunun 457. maddesinde gösterilen şartların oluşması
halinde ölüme bağlı bir tasarruf ile mahfuz hisseli mirascısını mirastan
iskat edebilir. "Miras hakkından iskatın muteber olması için müteveffa
tarafından ıskatı amir olan tasarrufla sebebin beyan edilmiş olması lazımdır.
Iskat edilen kimse tarafından itiraz vukuunda bu beyanın doğruluğunu ispat
külfeti, ıskattan müstefit olan mirascıya veya lehine vasiyet yapılan kimseye
aittir. Bu beyana, ikame edilmemiş veya ıskatın sebebi beyan olunmamış ise
müteveffanın arzuları, ıskatın sebebi hakkında aşikar bir hatanın neticesi
olmadıkça, tasarruf nisabı miktarında infaz olunur" (M.K. 459).
Görüldüğü gibi ıskata itiraz davası iki safhalı incelenen
davalardandır. Öncelikle ıskatı amir vasiyetnamede ıskat sebebinin gösterilip
gösterilmediğine bakılır. Iskat sebebi gösterilmiş ve bu sebepler Medeni
Kanunun 457. maddesinde gösterilen nitelikte ise, ıskattan müstefit olanlar
bu olğunun doğruluğunu ıspat edeceklerdir. Eğer vasiyetnamede ıskat sebebi
gösterilmemişse yine ıskat sebebi olabilecek bir olayın varlığını ıskattan
müstefit olan ispat edecektir. İşte bu safhada davalı ıskat sebebini ispat
edememiş ise davanın ikinci safhası başlar. Bu safhada dava bir tenkis davası
gibi incelenir.
Tasarruf nisabını aşan ölüme bağlı tasarrufun müeyyidesi tenkisdir.
Mahfuz hisselerinin baliğ olduğu miktarı alamıyan mirascılar tasarruf
nisabını geçen teberrunun tenkisini dava edebilirler (MK. md. 502). Tenkis
davasının mirascı nasbedilen kimseye karşı açılmasında inceleme biçimi ile
muayyen malın tasarrufuna karşı açılmasında inceleme şekli farklıdır.
Özellikle vasiyetin konusu kıymetine noksan gelmeksizin taksimi kabil olmayan
bir mal ise lehine vasiyet yapılanın seçimlik hakkını gözetmek (MK. md. 506)
ve 11.11.1994 tarih 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararını uygulamak
gerekir.
Buna karşılık mirascı nasbedilen kimse murisin külli halefidir. Miras
acılmakla kanuni mirascı gibi terekenin tümünün yada belli bir payının
sahibidir. Kanuni mirascı gibi terekenin tamamen yada belli payının mülkiyeti
ona geçer. Bu durumda nasbedilen mirascıya karşı açılan tenkis davasında
Medeni Kanunun 506. maddesi uygulanamaz. Tenkis davasının kabulü halinde
terekenin belli bir payının tenkisine karar vermek yeterlidir.
Davaya konu olan somut olayda muris vasiyetnamesi ile mirastan ıskat
tasarrufunda bulunmuş ve davalıyı mirascı nasbetmiştir. Davalı bir ıskat
sebebi ortaya koyamadığından mahkemece davacılara terekeden 1/4er pay vermek
suretiyle, vasiyetnamenin 2/4 oranında tenkisi yönünde kurulan hüküm
nasbedilen mirascı aleyhine yapılacak tenkis hesabına uygundur. O halde
sonucu itibariyle doğru olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan mahkeme hükmünün
ONANMASINA, Aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine oybirliğiyle
karar verildi. 18.5.1995
Başkan Üye Üye Üye Üye
Tahir Alp Nedim Turhan Ş.D.Kabukcuoğlu Özcan Aksoy A.ihsan Özuğur
|