 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
Esas Karar
95/4648 95/5330
1.5.1995
Özet:İntifa hakkı veya irat teberrularında hakkın devamı süresi
gözönünde bulundurularak peşin sermaye değeri hesaplanıp temlik dışı tereke
temlike konu malların intifak değeri eklenip aktif tereke hesaplandıktan
sonra tenkis hesabına girişilmelidir.
Hükmü şahıslar lehine tesis olunan intifa hakkının en çok yüz yıl
sürebileceği gözetilmelidir.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp
düşünüldü.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 388/5. maddesi, hükmün sonucu
kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin ishalı sonuçların
her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan
hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt
uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir.
Gerekçeli kararında kısa karara uygun düzenlenmesi zorunludur (HUMK. m.
381/2).
Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda gerekse buna uygun
düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda taraflara yüklenen borç ve tanınan
hakların infazda güçlük çıkarmayacak şekilde belirtilmesi gerekir. Oysa
tefhim edilen kararda hangi davacının hangi davalıya ne miktarda ödemede
bulunacağının açıklanmamış olması, tefhim edilen kararda davacıların tenkis
davasının kabulüne karar verildiği halde gerekçeli kararda davacı Ayşenin
tenkis davasının aktif husumetten reddine karar verilmiş olması, vasiyetname
ile yükümlülükten kurtarılan taşınmazların tefhim edilen kararda açıklandığı
gibi gerekçeli kararda da gösterilmemiş olması hükmün infazında tereddütler
yaratır.
Mahkemece yapılan kabul şekli bakımından da, intifa hakkı veya irat
teberularında lehine temlikde bulunulan şahısların niteliği de gözönünde
bulundurularak intifa veya irat hakkının devam süresi gözönüne alınmak
suretiyle peşin sermaye değerinin bulunması ve bu değere temlik dışı terekeye
ait değerlerle temlike konu taşınmazların intifa ile yükümlü değeri eklenerek
terekenin aktifinin tesbiti gerekir. Vasiyetcinin terekesi tesbit edilmediği
gibi hükmi şahıslar lehine tesis edilen intifa hakkı, bu hususta bir süre
belirlenmediği taktirde en çok yüz yıl sürebileceği (M.K. mad. 721. fık. 2)
gözönünde tutularak peşin sermaye değerinin hesaplanmaması da doğru
görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma
sebebine göre de diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin
harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 1.5.1995.
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
Tahir Alp Nedim Turhan Ferman Kıbrıscıklı Özcan Aksoy A.İhsan Özuğur
|