 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onuncu Hukuk Dairesi
E. 1995/4283
K. 1995/4564
T. 18.5.1995
* İŞ MAHKEMELERİNDE YARGILAMA USULÜ
* EVRAK ÜZERİNDE İNCELEME
* HACZEDİLMEZLİK İTİRAZI
* BELEDİYE GELİRLERİNİN HACZEDİLEBİLMESİ
* PRİM ALACAKLARI
ÖZET: İş mahkemelerinde şifahi usul uygulanır ve haczedilmezlik itirazları,
duruşma yapılmaksızın evrak üzerinde inceleme ile sonuçlandırılamaz.
Belediyeler, mahalli idare sayıldığı için, kural olarak malları
haczedilebilir.
Diğer kanunlarla belediyelere verilen paylar, belediye vergi ve resimleri
sayıldığı için haczedilemeyecekse de; Sosyal Sigortalar Kurumu da kamu
hizmeti gördüğünden, belediyelerin bankalardaki mevduatı, sosyal sigorta
primleri tahsili için haczedilebilir.
(1580 s. Belediye K. m. 19/7)
(2464 s. BGK. m. 98, geçici m. 1)
(277 s. BVPK. m. 1)
(6183 s. AAK. m.70)
(1086 s. HUMK. m. 473)
(5521 s. İMK. m. 7)
Davacı, Ünye Ziraat Bankası nezdindeki hesaplar üzerine konan haczin
kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin
süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla
dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar
tesbit edildi:
1- 3917 sayılı Yasanın 1. maddesi ile değişik 506 sayılı Yasanın 80. maddesi
uyarınca, Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümleri
uygulanır ve giderek bu kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların
çözümlenmesinde alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesi
yetkilidir. İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesi, iş mahkemelerinde şifahi
yargılama usulünün uygulanacağı ve ilk oturumda mahkemenin, tarafları sulhe
teşvik edeceğini hükme bağlamış olmakla, yargılamanın duruşmalı yapılması
gerektiğini emretmiştir. Esasen şifahi usulü muhakemenin nasıl yapılacağını
düzenleyen Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 473 ve ardından gelen
maddelerinde duruşma yapma zorunluluğu getirilmiştir. Gerek 3917 sayılı Yasa
ile 80. maddede yapılan değişiklikte, gerekse İş Mahkemeleri Kanununda
haczedilemezlik itirazının evrak üzerinde yapılacak inceleme ile
sonuçlanıdırılacağına dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Öbür yandan,
sözü edilen bu yasalarda İcra İflas Yasasında öngörülen yargılama usulünün iş
mahkemelerinde de uygulanabileceğine ilişkin ayrık bir hüküm getirilmiş
değildir. O itibarla, olayda İcra İflas Kanununun yargılama yöntemine ilişkin
hükümlerinin burada uygulama yeri yoktur. Hal böyle olunca, duruşma
yapılmaksızın evrak üzerindeki inceleme sonucuna göre karar verilmiş olması
isabetsizdir.
2- Davada çözümlenmesi gereken hukuksal sorun, Kurum'un prim alacağından ötürü
ilgili bedeliye organınca kamuya tahsis kararı alınan belediyenin bankadaki
mevduatının haczedilip haczedilemeyeceği meselesidir.
Bilindiği gibi, 3917 sayılı Yasa ile değişik 506 sayılı Yasanın 80. maddesi
uyarınca, prim alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Kurum'un icra takibini anılan yasa
hükümleri çevresinde yürüttüğü görülmektedir.
Davanın yasal dayanağı, hangi malların haczedilemeyeceği konusunu düzenleyen
6183 sayılı Yasanın 3986 sayılı Yasa ile değişik 70. maddesidir. Maddenin
birinci bendi aynen: "233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname hükümlerine tabi iktisadi devlet teşekkülleri, kamu
iktisadi kuruluşları, bunların müesseseleri, bağlı ortaklıkları, iştirakleri
ve mahalli idarelerin malları hariç olmak üzere devlet malları ile hususi
kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar"ın haczedilemeyeceğini
hükme bağlamıştır. Belediye de mahalli idarelerden sayıldığına göre, kural
olarak belediye mallarının haczedilebileceğinin kabulü gerekir. Ancak,
maddede, hususi kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen malların
haczedilemeyeceği öngörülmektedir. Belediye mallarının haczi ile ilgili 1580
sayılı Belediye Kanununun 19/7. maddesine göre, belediyelerin bahçeleri,
umuma ait akar olmayan açık ve kapalı yerleri, belediye vergi ve resimleri
ile kamu hizmetine tahsis edilen ve akar olmayan emval ve eşyası
haczedilemez. 277 sayılı Kanunun 1. maddesinde, 5237 sayılı Belediye
Gelirleri Kanunu ile diğer kanunlarla belediyelere verilen payların belediye
vergi ve resimleri hükmünde olduğu kabul edilmiştir. 277 sayılı Yasanın
değişiklikten önceki 1. maddesindeki hükmüne ve Belediye Kanununun 19/7.
maddesine göre, Belediye Gelirleri Kanunu ile diğer kanunlarla belediyelere
verilen paylar belediye vergi ve resimleri hükmünde bulunduğundan
haczedilemiyordu. Ancak, 277 sayılı Yasanın 1. maddesi, 3986 sayılı Yasanın
18. maddesiyle değiştirilmiş ve Belediye Gelirleri Kanunu ile diğer
kanunlarla belediyeye verilen payların 6183 sayılı Yasa ile yapılan
takiplerde haczedilebileceği hükme bağlanmıştır.
Prim alacağının takibinde 6183 sayılı Yasa hükümleri uygulanacağına göre,
Kurum'un yaptığı icra takibinde Belediye Gelirleri Kanunu ile diğer
kanunlarla belediyeye verilen payın haczedilebileceği açıktır.
Yasada, özel kişiler lehine değil de kamu kuruluşları lehine yapılan bu
değişikliğin amacı, belediyelerden alacaklı durumunda bulunan ve kamu hizmeti
gören kamu kuruluşlarının kısmen de olsa gördükleri hizmetin aksamasını
önlemektir. Zira, 6183 sayılı Yasaya göre alacaklı durumunda olan kamu
kuruluşlarının gördüğü hizmetin belediyelerin gördüğü kamu hizmetinden daha
aşağıda olduğu düşünülemez.
Kanun, Kurum'un prim alacağını kamu alacağı düzeyine getirmiş ve zor durumda
bulunan Sosyal Sigortalar Kurumu'nun yüksek oranlara varan belediyelerdeki
prim alacaklarının tahsilinde kolaylık sağlamayı amaçlamıştır.
Olayda, belediyenin bankalardaki mevduatının yukarıda değinilen yasalarla
belediyeye verilen paylar olduğu konusunda taraflar arasında herhangi bir
uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Bu payların belediyenin yetkili organınca verilen kararla kamuya tahsis
edildiği iddiasına gelince; Belediye Gelirleri Kanunu ve diğer kanunlarla
belediyeye verilen payların belediye vergi ve resimleri gibi sayılacağı 277
sayılı Yasanın 1. maddesinin açık hükmü gereğidir. Esasen anılan Yasaya göre
bu paylar kamuya tahsis edilmiş olmaktadır. Başka bir anlatımla, belediye
vergi ve resimleri kamu hizmetinde kullanılacağı için mahiyeti itibariyle
kamuya tahsislidir. Belediyenin yetkili organının bu payları kamuya tahsis
kararı alması fazladan bir işlemdir. Ve giderek belediyenin prim borcunu
ödememek için böyle bir tahsis kararı alması baskın olasılık dahilindedir.
Belediyenin böyle bir amaçla tahsis kararını almış olması hakkın kötüye
kullanılması sonucunu doğurur.
Konuyu özetlemek gerekirse, Belediye Gelirleri Kanunu ve diğer kanunlarla
belediyeye verilen paylar hakkında kamuya tahsis kararı alınmış olsa bile
3986 sayılı Yasaya göre Kurum'un prim alacağından ötürü bu payların haczi
kabildir.
Mahkemece açıklanan bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı
düşüncelerle haczin kaldırılmasına karar verilmiş olması usule ve yasaya
aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum'un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli
ve hüküm bozulmalıdır.
S o n u ç : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA),
18.5.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|