 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
S A Y I
Esas Karar Tebliğname
95/4-8
Y A R G I T A Y K A R A R I
Bozma kararı veren
Yargıtay Dairesi : 4.Ceza Dairesi
Mahkemesi : Babadağ Asliye Ceza
Günü : 12.1.1994
Sayısı : 26-1
Davacı : K.H.
Sanık : Zühtü Kabak vekili Av. Mustafa Verimli
Davaya Katılan : Mehmet Ertürk vekili Av. Ahmet Orpak vd.
Sanık Zühtü Kabak'ın tehdit suçundan beraatine, konut dokunulmazlığını
bozmak suçundan TCY.nın 193/2, 59, 647 Sayılı Yasanın 4. maddeleri gereğince
750.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına iki milyon lira manevi
tazminat ile nisbi harç ve vekalet ücreti tayinine ilişkin Babadağ Asliye
Ceza Mahkemesince verilen 17.11.1992 gün 9/17 sayılı hükmün sanık ve katılan
vekilleri tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza
Dairesi 10.9.1993 gün 5426/5882 sayı ile "eksik soruşturma" nedeniyle hükmü
bozmuş, bozmaya uyan Yerel Mahkeme 12.1.1994 gün 26/1 sayı ile; sanığın
tehdit suçundan beraatine, TCY.nın 193/1, 59, 647 Sayılı Yasanın 4. maddeleri
gereğince 125.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına, iki milyon
lira manevi tazminat nisbi harç ve vekalet ücretine, hükmolunmuştur.
Sanık vekilinin, manevi tazminata hükmedilemeyeceğine ilişkin temyizi
üzerine Özel Daire 25.10.1994 gün 5495/8688 sayı ile; "1-Sanık hakkında
kişisel hakka ilişkin olarak verilen önceki hüküm katılan vekili ile sanık
müdafii tarafından temyiz kapsamı dışında tutulduğundan bu konuda yeniden
kurulan hüküm hukuksal geçerliliği bulunmadığından sanık müdafiinin temyiz
davası isteği hakkında bir karar vermeye yer olmadığına,
2-Yükletilen suça ilişkin hükme yönelik temyize gelince, temyiz
davasının esastan reddiyle hükmün onanmasına" karar vermiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı 4.1.1995 gün 13654 sayı ile;
"Temyiz dilekçesindeki, "inceleme sırasında görülecek nedenlerden
dolayı" denmesi veya benzer ibareler kullanılması, kişisel hakları da
içermektedir. Ceza Genel Kurulu'nun kararları bu yöndedir. İlk hükmü temyiz
eden sanık müdafii, "inceleme sırasında göze çarpacak eksiklikler", katılan
vekili de "gözönünde tutulacak diğer nedenler" nazara alınarak hükmün
bozulmasını istediklerinden, kişisel hakkın temyiz dışında tutulduğu
söylenemez. Bu itibarla kişisel hak konusuda temyiz davası bulunduğundan,
manevi tazminatla ilgili hüküm özel dairece incelenmelidir." gerekçesiyle
itiraz etmiştir.
Dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu,
gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın konut dokunulmazlığını bozmak suçundan cezalandırılmasına iki
milyon lira manevi tazminat ile 200.000 lira nisbi vekalet ücretinin sanıktan
alınarak katılana verilmesine, nisbi harç ve maktu vekalet ücreti tayinine
ilişkin Yerel Mahkeme kararı, sanık ve müdahiller vekillerinin temyizi
üzerine Özel Dairece eksik soruşturma nedeniyle bozulmuştur. Bozmaya uyan
mahkeme sanığın cezalandırılmasına ve manevi tazminat, ile nisbi harç ve
vekalet ücreti tayinine karar vermiştir. Bu kararın da, manevi tazminata
hükmedilemeyeceğinden bahisle sanık vekili tarafından temyizi üzerinde,
"Kişisel hakka ilişkin olarak verilen önceki hükmün temyiz kapsamı dışında
tutulduğu ve bu konuda kurulan hükmün hukuksal geçerliliği bulunmadığı"
gerekçesiyle temyiz davası isteği hakkında bir karar vermeye yer olmadığına,
temyiz davasının esastan reddiyle hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Açıklanan olayda, Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasında oluş
ve sübutta bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Çözümlenecek sorun, sanık
vekilinin ilk temyiz dilekçesinde yer alan "inceleme sırasında göze çarpacak
eksiklikler" ve katılan vekilinin "yüksek dairenizce gözönünde tutulacak
diğer nedenlerle kararın bozulmasını" istemelerinin kişisel hakkı kapsayıp
kapsamadığına ilişkindir.
CMUY.nın 320. maddesinde, "Yargıtay temyiz dilekçe ve layihasında irat
olunan hususlar ile temyiz talebi usule ait noksanlardan dolayı olmuş ise
temyiz dilekçesinde bu cihete dair beyan edilecek vakıalar hakkında tetkikler
yapabileceği gibi hükme tesiri olacak derecede kanuna muhalefet edilmiş
olduğunu görürse talepte mevcut olmasa dahi bu hususu tetkik eder.
313ncü maddenin ikinci fıkrasında gösterilen müstenidattan başka
temyiz müddeasını teyit için yeniden müstenidat göstermeye lüzum yoktur.
Bununla beraber böyle müstenidat gösterilmişse kabul olunur." hükmü
yer almaktadır.
Maddenin gerekçesinde de, "Temyiz Mahkemesi kanunun doğru tatbik
edilip edilmediğini araştırmakla mükellef olduğundan velevki layıhası
temyiziyede dermayan edilmemiş olsa bile kanunun herhangi bir suretle ihlal
edildiğini gördüğü takdirde hükmü nakzedebilir, Hukuk Usulu Muhakemelerinin
terviç ettiği dairede mahkemei temyizin kendisine sevk olunan işlerde resen
tetkikatını teşmil edecek layıhada serdedilmemiş olan ve fakat muhalifi kanun
görülen esbaptan dolayı da hükümlerin nakzolunabilmesi kabul edilmiştir."
denilmektedir.
Sözü edilen madde ve gerekçenin anlaşılacağı üzere Yargıtay gösterilen
temyiz sebepleriyle bağlı değildir. Temyiz dilekçesinde ileri sürülsün veya
sürülmesin son karara etkili olan tüm yasaya aykırılıkları kendiliğinden
inceleyip hükmü bozabilir.
Nitekim, Ceza Genel Kurulu asıl ceza yönünden temyiz incelemesine tabi
olmayan bir hükme bağlantılı olarak verilen "müsadere", "işyerinin
kapatılması", "sürücü belgesinin geri alınması", "meslek ve sanatın tatili",
"tescilli cezanın aynen çektirilmesi" ve benzeri kararlarda, suç niteliğine
ve şahsi hakka yönelik temyizin hükmün tümüne temyiz edilebilirlik vasfını
kazandıracağını ve hükmün her yönüyle incelenebileceğini kabul ederken,
Yargıtayın temyiz istemi ile bağlı olmadığı ilkesine dayanmıştır.
Bu itibarla sanık vekilinin ilk temyiz dilekçesinde yer alan "inceleme
sırasında göze çarpacak eksiklikler" ibaresinin şahsi hakkı da kapsadığı ve
hükmün her yönüyle incelenmesi gerektiği kabul edilmelidir.
Öte yandan, CMUY.nın 294, 360 ve 367. maddelerinde açıkca belirlendiği
üzere, yasa koyucu kovuşturma bütünlüğü ve kamu yararı ilkesini
benimsemiştir. Yasanın 360 ve 367. maddelerine göre şahsı davacılar
Cumhuriyet Savcısının başvuracağı yasal yollara müracaat edebileceklerdir.
Şahsi davacıların hem kişisel hakkını hem de kamu yararını sağlamak için
sanığın cezalandırılmasını istemeleri mümkündür. Bu nedenle, Cumhuriyet
Savcılarında olduğu gibi, katılanın aleyhe kanun yoluna başvurması halinde
294. madde uyarınca kararın sanık lehine de bozulması gerekmektedir. Katılan
vekilinin bozulan ilk hükme yönelik temyiz dilekçesinde, "dairece gözönünde
tutulacak diğer nedenlerle" hükmün bozulmasını istemesi, şahsi hakları da
içermektedir.
Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkemenin bozulan ilk kararı sanık ve
katılan vekilleri tarafından şahsi hakkı da kapsar nitelikte temyiz
edildiğinden ve şahsi hak konusunda Özel Dairece açıkca onama kararı
verilmediğinden, hükmün bu bölümü de kesinleşmemiştir. İlk bozma kararı ile
hüküm, kişisel hakkı da kapsayacak biçimde ortadan kalktığı cihetle, yeniden
hüküm kurulurken şahsi hak yönünden de karar verilmesi gerekmektedir. Yerel
Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra yeniden, iki milyon lira manevi tazminat
ile katılan lehine nisbi vekalet ücretine karar verildiğinden bu hükme karşı
sanık vekili tarafından sadece kişisel hakka hükmedilemeyeceği nedeniyle
temyiz davası açıldığından, kesinleşmeyen şahsi hak konusunda Özel Dairece
inceleme yapılması gerekmektedir. Bu nedenle Yargıtay C.Başsavcılığı
itirazının kabulüne karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, Yargıtay C.Başsavcılığı
itirazının 4. Ceza Dairesinin 25.10.1994 gün 5495/8688 sayılı kararın
kaldırılmasına, şahsi hak yönünden temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın,
4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE,
20.2.1995 günü oybirliğiyle karar verildi.
Birinci Başkanvekili 8.C.D.Bşk. 1.C.D.Bşk. 10.C.D.Bşk.
Mehmet UYGUN M. AKSOY T. GÜVEN H. DOĞAN
7.C.D.Bşk. 11.C.D.Bşk. 9.C.D.Bşk. N.Benli
S. Gençay S. Kanadoğlu D. Tavil
A.Saysel V. Savaş E. Güyer G. Kınık
M.V. Benli A.Öncül T. Üneri A.İ.Hekimoğlu
H.Öğütçü G.Demirbilek Y.Kalay M.Mıhçak
T.Demirtaş Y.Turan M.F. İnan N.Baran
H.Gerçeker
|