 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
S A Y I
Esas Karar Tebliğname
1995/4-342 1995/373 4/37087
Y A R G I T A Y K A R A R I
Bozma kararı veren
Yargıtay Dairesi : 4. Ceza Dairesi
Mahkemesi : BODRUM Asliye Ceza
Günü : 15.2.1993
Sayısı : 590/41
Davacı : K.H.
Davaya katılan : -
Sanık : Celalettin Oğuztan
Görevde yetkiyi kötüye kullanma suçundan sanık Celalettin OĞUZTAN'ın
T.C.K.nun 240/1-son maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası ile
cezalandırılmasına ve 1 yıl süre ile memuriyetten yoksun bırakılmasına ve
cezaların ertelenmesine ilişkin Bodrum Asliye Ceza Mahkemesince 27.9.1991 gün
ve 9/156 sayı ile verilen karar, üst C.Savcısının temyizi üzerine, Yargıtay
4. Ceza Dairesince, 11.11.1992 gün ve 5831/7002 sayı ile;
".... Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Oluşa uygun kabule göre sanığın eyleminde görevde yetkiyi kötüye
kullanma suçu öğelerinin bulunmadığı gözetilmeden hükümlülük kararı
verilmesi,
2- Kabule göre;
a- T.C.Y.nın 240. maddesinde öngörülen temel ağır para cezasına
hükmedilmemesi,
b- Memuriyetten yoksun kılınma cezası verilirken gerekçe gösterilmeden
T.C.Y.nın 20. maddesindeki alt sınırın üzerinden ceza öngörülmesi"
isabetsizliğinden, (1 no.lu bozmada Başkan S.SELÇUK ve üye F.İNAN'ın
T.C.Y.nın 65/son maddesi uyarınca sanığın eylemi 6136 Sayılı Yasanın 13.
maddesindeki suça katılma olduğu yolundaki oylarına karşılık oyçokluğu ile)
bozulmuştur.
Yerel Mahkeme ise 15.2.1993 gün ve 590/41 sayı ile;
(2) numaralı bozmaya uyup (1) numaralı bozmaya karşı "Sanık polis
memurunun, ruhsatlı silahını bu hakkı elde etmeyen alıcıya teslim etmesi
olayında, alıcının ruhsatsız silah taşımasına ve bulundurmasına teşvik etmek
ve göz yumması vardır. Zabıtanın bir görevi de suç teşkil eden olay hakkında
işlem yapmaktır. Suçun oluşmadığına ilişkin bir delil de bulunmamaktadır.
Polis memuru olan sanığın, ruhsatsız silah bulunduran kişiye müdahale yetkisi
olduğu halde, alıcının ruhsatsız silah bulundurmasına göz yummakla, suçun
unsurları oluşmuştur." şeklindeki gerekçeyle önceki kararında direnmiştir.
Bu kararın da, sanık tarafından süresinde temyizi üzerine dosya,
Yargıtay C.Başsavcılığının 2.11.1995 günlü "bozma" isteyen tebliğnamesiyle
Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği
konuşulup düşünüldü:
CEZA GENEL KURULU KARARI
İncelenen dosyaya göre;
Trafik polisi olan sanığın, kendisine ait ruhsatlı tabancasını
20.8.1990 günlü özel senetle Zeki GÜNAYDIN isimli kişiye sattığı ve devir
işlemlerini bilahare yapmak üzere teslim ettiği, silahı teslim alan Zeki'nin
babasına ait evde bu silahla rastgele ateş edip yengesi Arzu'yu tedbirsizlik
dikkatsizlik sonucu öldürmesinden dolayı yapılan tahkikat sonunda; tabancanın
sanığa ait olduğunun tesbit edilmesi üzerine, sanık hakkında görevi kötüye
kullandığı iddiasıyla Bodrum İlçe İdare Kurulunun lüzumu muhakeme kararıyla
dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Özel Daire çoğunluğu ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık; sanığın,
ruhsatlı silahını satmak amacıyla da olsa henüz devir işlemlerini yapmadan
başkasına teslim etmesi olayında görevde yetkiyi kötüye kullanmak suçunun
yasal ögelerinin oluşup oluşmadığına ilişkindir.
T.C.K.nun 240. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanmak suçunun
oluşabilmesi için;
a- Failin "memur" sıfatına haiz olması,
b- Kanunda yazılı hallerden başka her ne suretle olursa olsun,
"görevin" kötüye kullanılması,
c- Failde "kastı cürmi" bulunması gerekmektedir.
Bu üç koşuldan birinin gerçekleşmemesi halinde görevi kötüye kullanmak
suçunun tüm yasal ögeleriyle oluştuğundan söz edilemez.
Kanunda yazılı hallerden başka her ne suretle olursa olsun, "görevin"
kötüye kullanılması; memur olan sanığa yasal veya idari düzenlemeler ile
verilmiş bir görevin bulunması ön koşuluna bağlıdır.
Somut olaya baktığımızda; asıl görevi trafik polisi olan sanığın gerek
genel kolluk ve gerekse trafikle ilgili görevleri arasında silah
alım-satımına ilişkin yasal veya idari bir görevi bulunmadığından, sanığa
yüklenen görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunun yasal ögelerinin
oluşmadığına ilişkin Özel Daire çoğunluk düşüncesi yerindedir.
Öte yandan, 6136 Sayılı Yasanın 9. maddesinde, ruhsatlı silahların
kimlere ve ne şekilde verilebilecekleri, gerek ruhsatlı silah sahiplerinin ve
gerekse başkalarının bu silahla suç işlemeleri halinde uygulanacak
yaptırımlar belirtilmiş, 1 Haziran 1991 günlü Resmi Gazetenin 20888 sayılı
nüshasında yayımlanan "Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diger Aletler Hakkında
Yönetmelik"in 2. maddesinde "zati demirbaş tabanca"nın ve "Demirbaş silah"ın
tarifleri yapılmış, 11. maddesinde "Ruhsatlı silahların devri"ne, 76.
maddesinde "Devir yasağı"na ilişkin esaslar düzenlenmiştir. O halde, bu yasal
ve idari düzenlemeler, sanığın kamu görevlisi olması, kanunsuz suç ve ceza
olmaz ilkesi gözönünde tutulmak suretiyle hukuki durumun, yeniden
değerlendirilmesi gerekir. Bu itibarla, Yerel Mahkeme direnme hükmünün
bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün,
isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12.12.1995 günü oybirliği ile karar verildi.
Birinci Başkanvekili 1.C.D.Bşk. 10.C.D.Bşk. 7.C.D.Bşk.
Mehmet UYGUN T.GÜVEN H.DOĞAN S.GENÇAY
8.C.D.Bşk. 5.C.D.Bşk. 9.C.D.Bşk. 6.C.D.Bşk.
M.N.ÜNVER N.BENLİ D.TAVİL N.MUTİŞ
M.M.DİNÇ M.B.TÜZİNAL N.TANKUT E.ÖCAL
M.ERTUĞRUL Y.YAZICIOĞLU E.GÜYER İ.KILINÇ
N.APAYDIN B.KIZILTAN H.DEMİRÖRS Ş.EROL
Y.TURAN Ö.GÖĞÜŞ N.BARAN 2.C.D.Ü.Y.
Z.ASLAN
|