 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Onbeşinci Hukuk Dairesi
E. 1995/3436
K. 1995/3993
T. 28.6.1995
* MENFİ VE MÜSBET ZARAR
* İHALEDEN MEN
* DAVANIN TEFRİKİ
* İDARİ YARGININ GÖREVİ
* TEMERRÜT FAİZİ
ÖZET : Akdi fesheden davacının; ancak menfi zararlarını istemeye hakkı olup,
müsbet zararlardan sayılan kar kaybını isteyemez.
Davalı İdare, davacı hakkında ihalelere girmeyi yasaklama kararı almış ve bu
karar Resmi Gazete'de ilan edilmiştir. Bu işlem idari nitelikte bulunup,
karar sebebiyle oluşan zararın tazmini de tam kaza davasını gerektirdiğinden
davacının bununla ilgili isteğinin idari yargıda görülmesi gerekir. Bu kısma
ilişkin dava tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmelidir.
Borçlar Kanununun 101. maddesi uyarınca işlemiş faize hükmedilebilmesi için,
davalının direngen (mütemerrit) duruma düşürülmesi gerekir. Davalıya
gönderilen fesih yazısı ve davacıya çektiği ihtarnameler temerrüt ihtarı
yerine geçmiyeceğinden, dava tarihinden itibaren faize karar verilmesi
gerekir.
(818 s. BK. m. 101, 108, 355, 358, 360) (1086 s. HUMK. m. 46, 7, 27)
Mahalli mahkemesinden verilen hükmün, temyizen tetkiki davalı vekili
tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış
olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuluşup düşünüldü:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici
nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına
göre, davalı Bakanlığın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz
itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı, Yeşilköy Hava Limanı Müteferrik Alt Yapı İnşaatları 2. Kısım
İşi'nin kendisine verilmemesi sebebiyle 23.7.1986 tarihinde akdi feshetmiş ve
İstanbul Asliye Altıncı Ticaret Mahkemesi'nin 1986/614 esas sayılı dosyasında
açtığı dava sonunda, davacının haklı sebeplerle akdi feshettiğinin tesbitine
karar verilmiştir. Böylece akdi fesheden davacının, BK. nun 108. maddesi
uyarınca ancak menfi zararlarını talebe hakkı olup, müsbet zararlardan
sayılan kar kaybını istemeyeceğinden, mahkemece bununla ilgili (160.600.000)
TL.'lık talebinin reddi yerine kabulünde isabet yoktur.
3- Davacı, davalı İdare tarafından bir yıl süre ile ihalelere girmekten
yasaklandığını ve bu yüzden zarara uğradığını ileri sürerek, 750.000.000
TL.'nın tahsilini istemiş ve mahkemece talebi kabul edilmiştir. Gerçekten de
davalı İdarenin, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunun 84. maddesi uyarınca davacı
hakkında ihalelere girmekten men kararı aldığı ve bu kararın Resmi Gazete'de
ilan edildiği anlaşılmaktadır. Bu işlem idari nitelikte bulunup, karar
sebebiyle oluşan zararın tazmini de tam kaza davasını gerektirdiğinden
davacının bununla ilgili talebinin idari yargı yerinde görülmesi
icebettiğinden, mahkemece bu kısma ilişkin davanın tefrik edilerek
görevsizlik kararı verilmesi yerine davaya bakılarak sonuçlandırılması da
doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
4- Mahkemece, asıl alacak dışında ayrıca (432.590.035) TL. işlemiş faiz
alacağının da davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Oysa, Borçlar Kanununun
101. maddesi uyarınca işlemiş faize hükmedilebilmesi için, davalının direngen
duruma düşürülmesi gerekir. Halbuki davalıya gönderilen 23.7.1986 tarihli
fesih yazısı ve gerekse davalının malzemelerle ilgili olarak davacıya çektiği
12.2.1987 tarihli ihtarnameler temerrüt ihtarı yerine geçmeyeceğinden,
mahkemece dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesiyle yetinilmesi
gerekirken işlemiş faizin karar altına alınması da usul ve yasaya aykırıdır.
S o n u ç : Yukarıda 2, 3 ve 4. bentlerde yazılı sebeplerle hükmün temyiz eden
davalı Bakanlık yararına (BOZULMASINA), 1. bent gereğince davalının sair
temyiz itirazlarının reddine, 28.6.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|