 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Dokuzuncu Hukuk Dairesi
E. 1995/34084
K. 1996/6613
T. 28.3.1996
* TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ
* AİLE YARDIMI-FAİZ
* EDA DAVASI
ÖZET : Davacı sendika, aile yardımının üye işçilere ödenmesini, bu alacaklar
üzerinden işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizin yürütülmesini
istemiştir.
Davanın, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanununun 61.
maddesinde öngörülen eda davası şeklinde açıldığı anlaşılmaktadır. Ancak,
davacı sendika hüküm altına alınmasını istediği alacak miktarını somut rakam
olarak bildirmediği, işçiler adına davanın açıldığı belli olmadığı gibi yetki
belgeleri de alınmamıştır. Bu nedenle davanın dinlenme olanağı olmadığından
reddine karar verilmelidir.
(2822 s. TSK. m. 61) (1086 s. HUMK. m. 179)
Davacı, aile yardımı ve çocuk yardımı parasının ödetilmesine karar verilmesini
istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm, süresi içinde duruşmalı olarak davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş
ise de, HUMK.nun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine
ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra; dosya
incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı sendika dava dilekçesinde, tarafı bulunduğu işyerinde uygulanmakta
bulunan Toplu İş Sözleşmesinin 35. maddesi uyarınca üye işçelere 657 sayılı
Yasada öngörülen aile yardımının aynen ödenmesi gerektiğine yer verildiğini,
buna rağmen eşi çalışan kadın üye işçilere aile yardımı yapılmadığını iddia
ederek, aile yardımının kadın-erkek ayrımı yapılmadan üyesi olan işçilere
uygulanması gerektiğinin hüküm altına alınmasına, alacakları üzerinden
işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizin 2822 sayılı Yasanın 61.
maddesi gereği yürütülmesine karar verilmesini istemiştir.
Dava dilekçesinin bu içeriğine ve mahkemenin de kabulüne göre davanın, 2822
sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanununun 61. maddesinde öngörülen
eda davası şeklinde açılmış olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, davacı sendika
hüküm altına alınmasını istediği alacak miktarını somut rakamlar halinde
bildirmemiştir. Hangi işçiler adına davanın açıldığı belli olmadığı gibi,
adlarına dava açtığı üyesi işçilerden de yetki belgeleri de almış değildir.
Bu şekilde açılmış olan davanın dinlenme olanağı yoktur. Bu durumda davanın
reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı
gerektirmiştir.
S o n u ç : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA),
peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.3.1996
gününde oybirliği ile karar verildi.
|