 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
17. HUKUK DAİRESİ
ESAS 1995 KARAR
3376 3534
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : Adıyaman Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 23.3.1995
NOSU : 1991/148-1995/203
DAVACI : Mehmet Hamurcu, Zeynel Öztürk
DAVALI : Hazine
DAVAYA KATILAN : Ali, Emine, Ahmet, Nazlı Hamurcu, Ayşehan Doğan Zeynel Birim
ÜÇÜNCÜ ŞAHIS : ......
Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama
sonunda: Davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacılar tarafından süresi
içinde duruşma istekli olarak temyiz edilmiş ise de dava konusu taşınmazın
değeri duruşma yapılmasını gerektirecek miktarda olmadığından ve Yargıtay
duruşması için gerekli tebligat masrafları ödenmediğinden duruşma isteminin
masraf ve değer yönünden reddi ile incelemenin evrak üzerinde yapılmasına
karar verilerek dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Kadastro sırasında 223, 225 parsel sayılı 240.200, 427.000 metrekare
yüzölçümündeki taşınmazlar kayıt miktarı fazlası olarak davalı hazine adına
tespit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonunda reddedilen davacılar Mehmet
Hamurcu ve Zeynel Öztürk, tapu ve vergi kaydı ile kazandırıcı zamanaşımı
zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece, davanın 3402 sayılı
Yasanın 36. maddesi uyarınca reddine ve dava konusu iki parselin tespit gibi
davalı hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar
tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacılara verilen kesin önel gereği yerine getirtilmediği
ve keşif giderleri tam olarak yatırılmadığı gerekçe gösterilmek suretiyle
davanın reddi yoluna gidilmiştir.
Bir davada yargılama giderlerinin tam olarak ödenmemesi ya da verilen
önel gereğinin yerine getirilmemesi halinde yapılması gereken işlemin
nelerden ibaret olduğu 3402 sayılı Kadastro Yasasının 36 ve HYUY.nın 163 ve
414. maddelerinde belirtilmiştir. Yargılama usulünde biri "Yasal" diğeri
hakim tarafından tanınan iki türlü önelin varlığı kabul edilmiş ve bu
önellere uyulmaması durumunda doğacak hukuksal sonuçlar açıklanmıştır.
Taraflara tanık listelerini vermeleri hatırlatılmadan ve yerel bilirkişiler
belirlenmeden keşif yapılması amacıyla HYUY.nın 163. maddesi uyarınca ilgili
tarafa kesin önele ilişkin 26.1.1995 günlü oturumda verilen ara kararında
yapılması gereken işler arasında bilirkişi ve tanıkların kesif yerinde hazır
bulundurulmasına karar vererek davetiye giderleri belirlenmediği, keşif
aracının davacı tarafından temin edilmesi gibi bir zorunluluk bulunmadığı
halde davacıya araç temini yükümlülüğünü getirdiği, araç ücretini saptamadığı
anlaşılmaktadır. Oysa mahkemece, HYUY.nın 163. maddesi gereğince davacı
tarafa verilen kesin önele ilişkin ara kararında yapılması gereken işlemlerin
nelerden ibaret olduğu tam bir açıklıkla ve eksiksiz olarak belirtilmeli,
taraflara tanık listelerini keşif günü belirlenmeden önce vermeleri
hatırlatılmalı, yerel bilirkişiler saptanmalı, bilirkişi ve tanıkları keşif
yerinde tarafların hazır bulundurmaları gibi yasal yükümlülüklerinin
bulunmadığı düşünülmeli, tanınan önel işin yapılması için yeterli ve
elverişli olmalı, keşif giderlerinin hakim ve mahkeme personeli yol
tazminatını, taşıt giderlerini, tanık ve bilirkişi ücretlerinin bunlara
çıkarılacak davetiye giderlerini, işin mahiyetine göre uzman bilirkişi
giderlerini kapsayacak biçimde ayrıntılı olarak ve yeterli miktarda
saptanmalı ve kesin önel gereğinin yerine getirilmemesi durumunda doğuracağı
hukuksal sonuçlar açıklanmalıdır.
Somut olaydaki ara kararının açıklanan nitelikleri taşımadığı,
bilirkişi ve tanıklar belirlenmeden keşif günü verilmesinin doğru olmadığı,
bilirkişi ve tanıkların davetiye ile çağrılmaları için yeterli davetiye posta
giderleri belirlenmediği, taşıt ücretinin saptanmadığı açıktır. Taşınmazla
ilgili davalarda tapu ve vergi kayıtlarının keşfen uygulanması zorunlu olduğu
gibi tanık ve bilirkişilerin de taşınmaz başında dinlenmeleri zorunludur. O
halde, yasaya uygun biçimde verilmiş bağlayıcı bir kesin önelin varlığını
kabul etme olanağı yoktur. Açıklanan şekilde işlem yapılmadan böyle bir ara
kararına dayanılarak 3402 sayılı Kadastro Yasasının 36. maddesinde öngörülen
kesin önelin gereğinin yerine getirilmediğinden söz edilerek davanın reddine
karar verilmesi doğru değildir. Kaldı ki, kabule göre de davanın süresinde
açılıp açılmadığının tespiti bakımından tapulama komisyonu kararının hangi
tarihte davacılara tebliğ edildiğinin araştırılmamış olması da doğru
değildir.
Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile açıklanan
nedenlerden ötürü hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde
temyiz edenlere geri verilmesine 30.5.1995 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Hayri Karadoğan N.Ertuğrul B.Sınmaz İ.Özmen H.Kılıç
|