 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Birinci Ceza Dairesi
E. 1995/3339
K. 1995/3563
T. 5.11.1995
* TASARLAMA
* HAKSIZ AĞIR TAHRİK
* TEŞDİT NEDENİ
ÖZET : Maktulü ağır tahrik altında öldürmeye karar verip, bu karardan üç saat
sonra öldürme eylemini gerçekleştiren sanıkların, öldürme kararından cayma ve
ruhsal dinginlikle yorum yapabilme için, makul bir süre geçmediğinden,
eylemlerinde tasarlama yoktur.
Fiilin kısa zamanda yoğunlaşmış kasıt ve hazırlıkla gerçekleşmesi, TCY.nın
29/son maddesine göre teşdit sebebi sayılmalıdır.
Maktulün, misafir kaldığı yeğeninin evinde, onun gayri resmö karısı diğer
sanığın kızkardeşine tevali eden sözlü ve eylemli sarkıntılığa yeltenmesi,
evde içki içip huzursuzluk çıkarması, sanığın kızını borçlu bulunduğu bir
hapishane arkadaşıyla evlendirmeye zorlamasının yarattığı zincirleme
tahrikler, ağır tahrik oluşturur.
(765 s. TCK. m. 51/1-2, 448, 450/1-4) (1412 s. CMUK. m. 29/son)
Orhan'ı taammüden öldürmekten sanıklar Mehmet ile İsmail ve iş bu ölümle biten
kavgaya feri fail olarak katılmaktan sanıklar Serap ile Şerife'nin yapılan
yargılanmaları sonunda, hükümlülüklerine ilişkin, (Ankara Beşinci Ağır Ceza
Mahkemesi)'nden verilen 15.6.1995 gün ve 177/119 sayılı hükmün Yargıtay'ca
incelenmesi C. Savcısı ile sanıklar tarafından istenilmiş ve hüküm kısmen
re'sen de temyize tabi bulunmuş olduğundan, dava dosyası C. Başsavcılığı'ndan
tebliğname ile Dairemize gönderilmekle incelendi ve aşağıdaki karar tesbit
edildi:
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçunun sübutu kabul,
oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, sanıklar
Serap ve Şerife yönünden feri iştiraki ve tüm sanıklar yönünden takdire
ilişkin cezayı azaltıcı sebebinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış,
savunması inandırıcı gerekçelerle değerlendirilip kısmen reddedilmiş,
sanıklardan Serap'ın, maktül Orhan'ın Zeynep isimli bir kadınla gayri resmö
ilişkisinden doğduğunun, her ne kadar maktülün kızı ise de, onun aile sicil
kaydında görülmemesi nedeniyle TCY.nın 450/1. maddesinde tanımı yapılan füru
kapsamına dahil sayılamayacağının, kan bağının tartışılmaz fiili varlığının
yeterli olmayıp, Medeni Yasanın 35 ve 290. maddelerinin emredici kuralı
karşısında usul ve füru ilişkisinin mutlaka nüfus kaydı ile belgelenmiş
olmasının şiddet uygulanması bakımından zorunluluk arzeylediğinin tahlil ve
değerlendirilmesi yapılarak, TCY.nın 450/1. maddesinin sanıklar aleyhine
uygulama yeri bulunmadığı isabetle tartışılmış, incelenen dosyaya göre
verilen hükümde bozma nedenleri dışında başkaca bir isabetsizlik görülmemiş,
sanıklar müdafiinin sebep açıklamayan C. Savcısının sanıklar Serap ve
Şerife'nin suçlarının TCY.nın 296. maddesine mümas olduğundan bahseden temyiz
itirazları isabetli görülememiş ise de;
1- Tasarlama kavramının kabulü için öldürme kararının alınıp belli bir
hazırlıkla uygulamaya girişilmesinin yeterli olmadığı, öldürme kararının
şarta bağlı olmayacak tarzda verilişinden sonra cayma ve ruhsal dinginlikle
yorum yapabilme için makul sayılabilecek bir sürenin geçmesi, buna rağmen
kararlılıktan dönülmeyerek sebat ve ısrarla öldürme eyleminin icrasına
girişilmesinin zorunlu bulunduğu, incelemeye konu olayda ise maktülün tevali
eden gayri ahl‰ki davranışlarının sanıklarda yarattığı elem ve tepki henüz
yeni iken 10 Temmuz gecesi saat 23'de; Serap, Mehmet ve Şerife arasında
maktülün öldürülmesi kararı alınıp, aynı gece saat 02'de İsmail'e
açıklandığı, onun da maktüle izafe edilen tahrikten etkilenip derhal harekete
geçerek, öldürme fiilinin asli ve feri iştirakle gerçekleştirildiği dosya
içeriğinden anlaşılmakla, her bir sanık yönünden tasarlama halinin
gerçekleşmediğine hükmetmek ve kısa zamanda diliminde de olsa yoğunlaşmış
kasıt ve hazırlıkla fiilinin icra edilişini TCY.nın 29/son maddesine göre
teşdit sebebi sayarak, Yasanın 448. maddesine mümas fevren adam öldürme
olarak vasıflandırmak gerekirken, tasarlayarak öldürme sayılması,
2- Maktül Orhan'ın, yeğeni Mehmet tarafından evine kabul edilmesine rağmen
içki içerek huzursuzluk çıkardığının, Mehmet'in gayri resmö eşi İsmail'in de
kızkardeşi olup, aynı evde oturan sanık Şerife'ye sözlü ve eylemli
sarkıntılığa yeltenip bunu tevali ettirmesinin ve hapishanelerde geçen
hükümlülük sürecinde yetimhanelerde yaşamak zorunda kalan sanık kızı Serap'ı
borçlu da olduğu bir hapishane arkadaşı ile evlendirmeye zorlamasının
yarattığı zincirleme tahrikler neticesi öldürüldüğü, aksi sabit olmayan
savunmalarla sübuta erdiği ve mahkemece de bu yönüyle kabul edildiği halde;
bu olumsuzlukların tüm sanıklar yönünden TYC.nın 51/1. maddesinde tanımlanan
tahrik düzeyini aştığı ve aynı maddenin ikinci fıkrasında yazılı ağır ve
şedit tahrik seviyesine ulaştığı ve fakat indirim düzeyinin mahkemesince
tayin ve tesbiti gerektiği açık olduğu halde tahrikin adi nitelikte kabulü,
Yasaya aykırı ve sanıklar müdafii ile Yerel Cumhuriyet Savcısının temyiz
itirazları bu yönüyle isabetli bulunduğundan, her bir sanık hakkındaki
mahkumiyet kararının sanıklar Mehmet ve İsmail ile ilgili ceza itibariyle
resen de yapılan inceleme sonunda tebliğnamedeki düşünce benimsenerek
(BOZULMASINA), 5.11.1995 gününde oybirliği ile karar verildi.
|