 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Üçüncü Hukuk Dairesi
E. 1995/3204
K. 1995/3699
T. 21.3.1995
* NİŞAN HEDİYELERİNİN GERİ VERİLMESİ
* DAVACI VE DAVALI OLABİLECEKLER
* ALTIN ZİYNETLERİNDE MUTADLIK
İNCELEMESİ
ÖZET: Nişan hediyelerinin iadesi davası; hediyeyi verenler tarafından diğer
nişanlıya, nişanlı reşit değilse velisine karşı açılabilir.
Altın ziynetlerinin mutad olup olmadığı bakımından, yöresel örf ve adetler
gözetilerek, tarafların mali ve sosyal durumlarına göre, fahiş olup olmadığı
konusunda araştırma ve gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılmadan karar
verilmemelidir.
(743 s. MK. m. 86)
Dava dilekçesinde, 21.235.000 lira değerindeki nişan hediyelerinin aynen veya
bedelen faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş; hüküm, davalı vekili
tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün
kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
Öncelikle, Türk Medeni Kanununun 23.11.1990 tarihinde yürürlüğe giren 3678
sayılı Yasa ile değiştirilen 86. maddesinde, her ne kadar nişan hediyelerinin
verenler tarafından dava açılıp geri istenebileceği öngörülmüş ise de, aksine
bir hüküm bulunmadığı cihetle bu hediyeler ancak diğer nişanlıdan
istenebilecektir.
Olayımızda, diğer nişanlı Nazire olup, babası olan Ökkeş davalı gösterilmiş
bulunmakta ve velayeten dava açıldığından da sözedilmemektedir. Oysaki; böyle
bir durumda adı geçen kız nişanlının dava tarihinde reşit olup olmadığının
usulünce araştırılıp saptanması ve eğer reşit ise davalı babası aleyhine
açılan davanın (husumet yönünden) reddine karar verilmesi gerekir.
Kabul şekline göre de; Türk Medeni Kanununun değişik 86. maddesi hükümleri
uyarınca ayrım yapılmaksızın nişan hediyesi olarak verilen altın ziynetlerin
de mutad yada mutad dışı olup olmadığının (icabında bu konuda bilirkişi de
dinlenerek ve Yargıtay Kararları Dergisi'nin Mayıs 1993 sayısında yayımlanan
14.12.1992 gün ve 992/2853-20629 sayılı kökleşmiş Yargıtay içtihadı
gözetilerek) usulünce saptanması ve sonucuna uygun bir karar verilmesi
gerekirken, bu cihet düşünülmeksizin ve dolayısiyle o yönden eksik inceleme
ile altın ziynetlere ilişkin istemin doğrudan doğruya kabulü yolunda hüküm
kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Ayrıca; hüküm altına alınan altın ziynetlerin toplam değeri dava dilekçesinde
9.600.000 lira olarak gösterilmesine karşın, temyize konu kararda 11.022.955
lira şeklinde gösterilmesi (istem aşılmasına yol açtığından) usulsüzdür.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde
hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan
kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin
ödediği temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.3.1995
gününde oybirliğiyle karar verildi.
|