 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
S A Y I
Esas Karar Tebliğname
1995/3-241 1995/264 3/20400
Y A R G I T A Y K A R A R I
Bozma kararı veren
Yargıtay Dairesi : 3.Ceza Dairesi
Mahkemesi : VİZE Sulh Ceza
Günü : 22.12.1994
Sayısı : 297-508
Davacı : K.H.
Sanık : Şaban Güler
Davaya Katılan : Vize Orman İşletme Müdürlüğü
Vekili Av. Ali Emen
6831 Sayılı Yasaya aykırı davranışta bulunmak suçundan sanık Şaban
Güler'in, aynı yasanın 91/1-3, 647 Sayılı Yasanın 4'ncü maddesi uyarınca
1.400.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Vize Sulh Ceza
Mahkemesince 21.4.1994 gün ve 16-188 sayı ile verilen kararın, sanık
tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3'ncü Ceza Dairesince
24.11.1994 gün ve 9697-11487 sayı ile;
(C.Y.U.Y.nın 135'nci maddesindeki yasal hakları hatırlatılmadan
sanığın sorgusunun yapılması) isabetsizliğinden bozulmasına karar
verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 22.12.1994 gün ve 297-508 sayı ile; sanığın sorguya
çekildiği tarihte, 3842 Sayılı Yasa ile değişik 135'nci maddenin yürürlükte
bulunmadığı, bu nedenle uygulanmasının söz konusu olmadığı, açıklamasıyla
önceki kararda direnmiştir.
Bu karar da, sanık ve C.Savcısı tarafından süresinde temyiz
edildiğinden, dosya Yargıtay C.Başsavcılığının "Onama" istekli 7.7.1995 gün
ve 3-20400 sayılı tebliğnamesiyle, Yargıtay Birinci Başkanlığına
gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
İncelenen dosyaya göre;
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanığın sorgusu
yapılırken 3842 Sayılı Yasa ile değişik C.Y.U.Y.nın 135'nci maddesine uygun
davranılıp, davranılmadığı hususundadır.
Sanığın sorgusu, iddianame okunarak 13.2.1992 tarihinde yapılmıştır.
C.Y.U.Y.nın 135'nci maddesini değiştiren 3842 Sayılı Yasa ise daha sonra,
1.12.1992 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yani, sanığın sorgusunun yapıldığı
tarihte, 3842 Sayılı Yasa ile değişik C.Y.U.Y.nın 135'nci maddesi yürürlükte
bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık konusu husus Yargılama Yasası hükümlerinin zaman bakımından
uygulama sınırıyla ilgilidir.
Ceza Yargılaması suç işlendikten sonra başlar. Çoğu zaman da hemen
sonuçlanmaz. Ceza Yargılamasının sonuçlanması için önemli sayılabilecek bir
zaman diliminin geçmesine gereksinim duyulabilir. Bu süreçte Yargılama
Yasasında değişiklikler yapılabilir. Böyle hallerde yargılamanın başladığı
zaman yürürlükte bulunan yasa mı, yoksa yargılama sürerken daha sonra
yürürlüğe giren yasa mı uygulanmalıdır?
Yargılama Yasalarının zaman bakımından uygulanmasında genel ilke usul
işlemlerinin yapılacağı sırada yürürlükte bulunan yargılama yasasına tabi
olacağıdır. Bir usul işlemine o sırada yürürlükte bulunan Yargılama Yasası
hükümlerinin uygulanacağına dair ilkeye derhal uygulama "hemen uygulama"
denilmektedir.
Bir usul işlemine, sonradan yürürlüğe giren yargılama yasası hükmünün
uygulanmasına geçmişe yürüme "makable şümul" buna karşılık yürürlükten
kaldırılan önceki yargılama yasası hükümlerinin, sonraki usül işlemlerine
uygulanmasına da ileriye yürüme ilkesi denilir ve bunlar kural olmayıp,
istisnadır.
Yargılama Yasalarının zaman bakımından uygulanmasında kural, derhal
uygulamadır. O halde, Ceza Yargılaması sırasında yasada değişiklik olduğunda
yeni yasa uygulanmalıdır. Ancak, bu durum, önceki yargılama yasasının
yürürlükte bulunduğu dönemde, o yasaya uygun biçimde yapılmış işlemlerin
geçersiz sayılması sonucunu doğurmaz. Yeni Yasanın, eski yasaya göre daha
mükemmel olduğu görüşünden hareketle, eski yasaya göre yapılmış işlemlerin
yenilenmesi kabul edilirse, bir çok işlemlerin maddeten yeniden
yapılamayacakları gerçeği karşımıza çıkar. Çünkü birçok işlem yeni yasaya
göre yapılamaz olmuştur, tekrarlanmaları olanaksızdır. Kaldı ki, önceki yasa
zamanında yapılmış işlemlerin yenilenmesi, uyuşmazlıkları diriltecek, bundan
da kamu düzeni zarar görecektir. Bu itibarla Yargılama Yasalarında geçmişe
yürüme ilkesi, (istisnalar hariç) geçerli olmamalıdır. Böylece, Ceza
Yargılaması sırasında, birden fazla Yargılama yasasının uygulanması kabul
edilmelidir.
Bunun sonucu olarak,
a- Usul işlemlerinin mutlaka yürürlükteki Yargılama Yasasına göre
yapılacağı,
b- Yürürlükteki Yargılama Yasasına uygun olarak yapılan işlemlerin,
sonradan yürürlüğe giren Yargılama yasası uyarınca geçerliğini
yitiremeyeceği,
c- Yeni Yargılama Yasasının yürürlüğe girmesinden sonra yapılması
gereken usul işlemlerinin yeni yasaya tabi olacağı,
d- Yeni Yargılama Yasasının uygulanmasında, sanığın leh veya aleyhinde
sonuçlar doğmasına bakılmayacağı kuralıdır.
İnceleme konusu olayda, sanığın sorgusunun yapıldığı 13.2.1992
tarihinde, 3842 Sayılı Yasa yürürlüğe girmiş bulunmadığından, bu yasa ile
değişik, C.Y.U.Y.nın 135'nci maddesindeki hakların sanığa anlatılmaması, usul
yasasına aykırılık oluşturmaz. Sonradan yürürlüğe giren 3842 Sayılı Yasa ile
değişik C.Y.U.Y.nın 135'nci maddesine uygun biçimde sanığın sorgusunun
yeniden yapılması da gerekmez. Bu itibarla direnme kararı isabetlidir.
Kararın sair yönleri incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar
verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; direnme kararı isabetli görüldügünden,
sair yönleri incelenmek üzere dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesine
gönderilmesine 3.10.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Birinci
Başkanvekili 8.C.D.Bşk. 7.C.D.Bşk. 11.C.D.Bşk.
Mehmet UYGUN M.AKSOY S.GENÇAY S.KANADOĞLU
5.C.D.Bşk. 9.C.D.Bşk. 6.C.D.Bşk. M.M.DİNÇ
N.BENLİ D.TAVİL N.MUTİŞ
C.YILMAZ O.K.KESKİN V.SAVAŞ K.GÜVEN
S.ÇELİK M.V.BENLİ A.İ.HEKİMOĞLU H.ÖĞÜTCÜ
G.DEMİRBİLEK M.İ.ÜNAL M.MIHÇAK H.CEVHEROĞLU
Y.TURAN E.I.KOÇHİSARLIOĞLU İ.KÜRÜMOĞLU E.ÜLKER
A.İSAOĞLU
|