 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onuncu Ceza Dairesi
E. 1995/2940
K. 1995/3582
T. 18.4.1995
* KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDESİ
* KEŞİDECİNİN SORUMLULUĞU
* ÇEKE İLİŞKİN İPTAL KARARININ SUÇA ETKİSİ
ÖZET: 3167 sayılı Yasa objektif sorumluluk esasını benimsemiştir. Bu nedenle
soyut biçimde karşılıksız çek keşide etmek eyleminin iradi olması koşulu ile
suç oluşturacağını öngörmüştür. Keşidecinin çekte yazılı miktar kadar borcu
olmadığına veya çekin teminat olarak verildiğine ilişkin iddiaları ve bu
konuda açılan hukuk davaları suçun oluşmasını engellemez. Ancak suç konusu
çekin iptaline ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararının varlığı halinde suç
konusu çek ortadan kalktığı için sanık hakkında beraat kararı verilmesi
gerekir.
(3167 s. Çek K. m. 16/2)
3167 sayılı Kanuna aykırılıktan sanık Şener'in yapılan yargılanması sonunda,
hükümlülüğüne dair, (İstanbul Dokuzuncu Asliye Ceza Mahkemesi) 'nden verilen
11.5.1994 gün ve 1990/780 esas, 1994/988 karar sayılı hükmün süresi içinde
Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından istenilmiş olduğundan; dava
evrakı C. Başsavcılığı'nın bozma isteyen 23.3.1995 tarihli tebliğnamesiyle
Daireye gönderilmekle incelenip, gereği düşünüldü:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde tartışılan delillere ve dosya
içeriğine uygun gerekçeye göre; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının
reddine. Ancak;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 9.10.1989 gün ve
7-213/280 sayılı ilamında da belirtildiği gibi, 3167 sayılı Yasa objektif
sorumluluk esasını benimsemiş, soyut karşılıksız çek keşide etmenin eylemin
iradi olması koşulu ile suç oluşturacağını öngörmüştür. Karşılıksız çek
keşidesi çalınma, kaybolma, hile ile veya zorla alınma gibi iradi bir
harekete dayanmıyorsa keşidecinin cezalandırılamayacağı, bunlar dışında
keşidecinin çekte yazılı miktar kadar borcu olmadığına veya çekin teminat
olarak verildiğine ilişkin iddiaların ve bu konuda açılan hukuk davalarının
suçun oluşmasını engellemiyeceğinden kuşku bulunmamakta ise de; suça konu
çekin müdahilin de davalı olarak taraf olduğu, İzmir Birinci Asliye Ticaret
Mahkemesi'nde görülen menfi tespit davası sonunda 1990/308 esas ve 1992/287
karar sayılı, 29.4.1992 tarihli ibrazı ile iptaline karar verildiği ve
kararın 16.6.1992 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından, böylelikle suç
konusu ortadan kalkmış olmakla sanığın durumu 3863 sayılı Yasa ile değişik
3167 sayılı Yasanın 16/2. maddesi hükmü çerçevesinde değerlendirilerek
beraati yerine mahkumiyetine hükmolunması,
Yasaya aykırı, sanık vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde
görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı istem gibi (BOZULMASINA), 18.4.1995
gününde oybirliğiyle karar verildi.
|