 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Birinci Ceza Dairesi
E. 1995/2611
K. 1995/2998
T. 25.10.1995
* ÖLÜM OLAYI
* ÖLENE DAHA ÖNCE YAPILAN MÜESSİR FİİL
* İLLİYET BAĞININ SAPTANMASI
ÖZET: Bir ölüm olayı ile daha önce ölene yapılan müessir fiil arasında illiyet
bağının olup olmadığının tesbiti, mevcut raporlar da değerlendirilerek davaya
bakan hakime aittir.
Maktülün, Adli Tıp Kurumu raporunda ölüm nedeni; karşılıklı müessir fiil
eylemi ile olayın stresi ve ölenin sarfettiği eforun müşterek tesiri sonucu
mevcut kalp hastalığının akut hale geçmesi olarak belirtilmişse de, olayda
saldırgan durumunda olanın maktül olduğu, sanığın yasal savunma şartları
içinde kalarak maktülü ittiği ve tokatladığı, kavga sırasında stresi artıran
davranışların sanığın eylemi ile ölüm olayı arasındaki illiyet bağının
kurulmasına neden sayılacak hallerden olamıyacağı, maktulün yaptığı
hareketlerin tek başına ölüm olayını meydana getirmeye elverişli sayılması
gerektiği gözönünde bulundurularak, sanığın beraatine karar verilmelidir.
(765 s. TCK. m. 452/2)
Failin iradesinden hariç gayri melhuz esbabın inzimamı sonucu Erhan'ın ölümüne
sebebiyet vermekten sanık Ahmet'in, bozma üzerine yapılan yargılanması
sonunda; hükümlülüğüne ilişkin, (Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi)- 'nden
verilen 5.4.1995 gün ve 239/62 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık
tarafından istenilmiş olduğundan, dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan
tebliğname ile Dairemize gönderilmekle incelendi ve aşağıdaki karar tesbit
edildi:
Adli Tıp Kurumu Birinci İhtisas Kurulu'nun 7.1.1994 gün v e 9 sayılı
raporunda; "ölenin, kendisinde mevcut kalp hastalığının akut hale geçmesi ile
husule gelen ölümde, karşılıklı müessir fiil eylemi ile olayın stresi ve
ölenin kendisinin sarfettiği eforun müşterek tesirinin inzimamının sözkonusu
olduğu; diğer bir deyişle, ölümün husule gelmesinde bu sayılan faktörlerin
tamamının müştereken ortak neden teşkil ettiği" belirtilmekte ise de; husule
gelen bir ölüm olayı ile daha önce ölene yapılan müessir fiil arasında
illiyet bağının mevcut olup olmadığının tesbitinin, mevcut raporları da
değerlendirerek davaya bakan hakime ait olduğu; olayda, asıl saldırgan
durumunda olan maktül olup, küçük yaştaki sanığın saldırıda bulunanı itmesi,
boğazını sıktığında tokatlıyarak kurtulmaya çalışmasının yasal savunma
şartları içinde değerlendirilmesi gereken davranışlar olduğu; esasen
maktülden kaynaklanan ve kavga sırasında stresi artıran davranışların sanığın
eylemiyle ölüm olayı arasında illiyet bağının kurulmasına neden sayılacak
hallerden değil, aksine illiyet bağını kesen davranışlar olarak
değerlendirilmesi gerektiği; olayda sanıktan gelen davranışlar olmasa dahi,
maktülün yaptığı hareketlerin tek başına ölüm olayını meydana getirmeye
elverişli sayılması gerektiği gözönünde tutulduğunda, sanığın beraatine karar
verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile mahkumiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde
görüldüğünden hükmün tebliğnamedeki isteme aykırı şekilde (BOZULMASINA),
25.10.1995 gününde ve oybirliği ile karar verildi.
|