 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Birinci Ceza Dairesi
E. 1995/2518
K. 1995/3203
T. 6.11.1995
* ÖLÜMLE BİTEN KAVGADA EL UZATMAK
* YARARLARI ZIT SANIKLARIN AYNI DAVADA TEMSİLİ
ÖZET : İddianamede; iki sanığın ölümle biten kavgada el uzattıkları
açıklamasıyla, maktüle yönelik olarak 448. madde, mağdura yönelik olarak
464/2. maddenin sanıklar hakkında uygulanması için, kamu davası açılmıştır.
Maktüle yönelik eylemleri el uzatmak niteliğinde değerlendiren mahkemenin,
maktüle yönelik fiil dolayısıyla Yasanın 448. maddesine mümas davada vasıf
değişikliği gerektiğini kabul ederek, sanıkların ek savunmalarını da alarak
464/1. maddesiyle hüküm vermesi gerekir. Mahkemenin maktüle yönelik davada
beraat kararı verdikten sonra, mağdura yönelik davayı vasıf değişikliği ve ek
savunma işlevi ile maktüle el uzatmaya dönüştürmesi yasaya aykırıdır.
İki sanığın müdafiliğini yapan avukatın, kanıtlarla zıtlaşır bir savunmayla
sanıklardan birinin suçsuz, diğerinin suçlu olduğunu ileri sürmesi
karşısında; menfaatleri zıt kişileri, aynı kamu davasında, aynı müdafiin
temsil edemeyeceği gözetilmelidir.
(765 s. TCK. m. 448, 464/1-2) (1136 s. Av. K. m. 38)
Vahap'ı kasten öldürmekten, Eşref'i bıçakla yaralamaktan sanık Mehmet, işbu
ölümle biten kavgada maktüle el uzatmaktan ve de kavganın hudusuna sebebi
asli olmaktan sanık Efe ile işbu ölümle biten kavgada maktule el uzatmaktan
sanık Nihat'ın yapılan yargılanmaları sonunda; hükümlülüklerine ilişkin,
(Diyarbakır Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 30.12.1994 gün ve
148/146 sayılı hükmün kendisine ait mahkumiyet ciheti sanık Mehmet ile
müdahil taraflarından Yargıtay'ca incelenmesi istenilmiş, sanık duruşma da
talep etmiş ve hüküm kısmen re'sen de temyize tabi bulunmuş olduğundan, dava
dosyası Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle;
sanığın duruşmaya müdafii göndermemesi nedeniyle duruşmasız olarak incelendi
ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
1- İddianame içeriğine göre Vahap ölmüş, Eşref ise bıçakla adiyen
yaralanmıştır. Sanıklar Nihat ve Efe hakkında "ölümle biten kavgada el
uzattıkları" açıklamasıyla kamu davası açılmış ve her iki sanık için TCY.nın
448 ve 464/2. maddelerinin tatbiki istenilmiştir. Yasanın 448. maddesine
yönelik sevkin maktüle yönelik eylemi, 464/2. maddesine yönelik sevkin ise
mağdura yönelik eylemi konu aldığı açıktır.
Yerel mahkeme, maktüle yönelik eylemleri el uzatmak niteliğinde değerlendirmiş
ve vasıf değişikliği gereğini kabul etmek suretiyle ek savunmalarını da
alarak, sanıklar Nihat ve Efe'yi, Yasanın 464/1. maddesince hükümlendirmiş,
ancak bu uygulamayı 448. maddeye mümas eylemde değil, mağdura yönelik eylemde
yapmıştır.
Oysa, vasıf değişikliği ve ek savunma işlevi maktule yönelik fiil dolayısıyla
Yasanın 448. maddesine mümas davada yapılmalıdır. Bu yöntem uygulanmayarak
mağdura yönelik davayı maktüle el uzatmaya dönüştürmek isabetsiz olduğu gibi
maktüle yönelik davada sanıkların beraatlerine karar vermek suretiyle o
davayı hükme bağladıktan sonra maktüle el uzatıldığına hükmetmek usule aykırı
bulunmaktadır.
2- Avukatlık Yasasının 38. maddesi; menfaatleri zıt kişilerin aynı kamu
davasında, aynı müdafii tarafından temsiline engeldir. Oysa, Avukat (Z.E.)
sanıklar Mehmet ile Efe'nin müdafiliğini üstlenmiş ve kanıtlarla zıtlaşır bir
savunmayla müvekkili Mehmet'in suçsuz olduğunu, suçu Efe'nin işlediğini ileri
sürmüştür.
Bu hal 1136 sayılı Yasaya aykırı olup, ayrı vekillerle savunulmaları
zorunludur.
Usule aykırı ve sanıklar haklarındaki temyiz itirazları bu itibarla yerinde
görüldüğünden sair cihetleri incelenmeksizin öncelikle bu nedenle her üç
sanık hakkındaki hükmün tebliğnamedeki onama düşüncesine aykırı olarak
CMUK.nun 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 6.11.1995 günü oybirliği ile
karar verildi.
|