 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onyedinci Hukuk Dairesi
E. 1995/2468
K. 1995/2453
T. 11.4.1995
* KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
* HUSUMET YÖNÜNDEN DAVANIN REDDİ
* ESASTAN RET
* KÖY DERNEĞİ KARARI
* MÜLKİYE AMİRİNİN ONAYI
ÖZET: Yanlış husumet yöneltilerek açılan davada, ıslah yolu ile bile olsa
hasım değiştirilemeyeceğinden, davacı Hüseyin'in davasının husumet yönünden
reddi gerekir.
Köy tüzel kişiliği adına tescili yapılmış olan taşınmazlar, köy derneğinin
kararı, ve bu derneğin başkanı muhtarın mümessil sıfatıyla yapacağı sözleşme
ile satılabilir. Ayrıca; bu kararın, en büyük mülkiye amirince onanması
zorunludur. Çekişmeli taşınmaza ait Kaymakamlıkça onanmış köy derneğine ait
bir karar bulunmadığından, satışın geçersiz olduğu, satış nedeniyle taşınmaza
zilyet olan kişinin yararlanması mümkün olmadığından Kadastro Yasasının
13/B-b maddesi gereğince davalı Karaköy Köyü tüzel kişiliği adına tescile
karar verilmelidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 13/B-b)
(442 s. Köy K. m. 40)
(1086 s. HUMK. m. 83)
Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda,
davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacılar Zeki ve arkdaşları
tarafından süresi içinde temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında 192 ada 7 parsel sayılı 5114.90 metrekare yüzölçümündeki
taşınmaz, tapu kaydı nedeni ile Karaköy Köyü Tüzel Kişiliği adına tesbit
edilmiştir. Zeki ve Ali taşınmazın ayrı ayrı bölümleri için satınalma ve
zilyetlik nedeniyle köy tüzel kişiliği aleyhine, Hüseyin'de aynı nedenle
Hazine aleyhinde dava açmıştır. mahkemece açılan davaların reddine,
taşınmazın tümüyle davalı Karaköy Köyü Tüzel Kişiliği adına tapuya tesciline
karar verilmiş; hüküm, davacılar Zeki ve arkadaşları tarafından temyiz
edilmiştir.
1- Davacı Hüseyin, birleştirilen 1994/110-33 sayılı dava dosyasında tesbit
maliki olmayan Hazineye husumet yönelterek dava açmıştır. Yanlış husumet
yöneltirilerek açılan davada ıslah yolu ile bile olsa hasım
değiştirilemeyeceğinden Hüseyin'in davasının husumet yönünden reddine karar
verilmesi gerekirken aleyhine kesin hüküm oluşturacak biçimde işin esası
incelenerek davanın red edilmesi doğru değildir.
2- Köy Tüzel Kişiliğinin özel mülkiyetinde bulunan ve tapuda kayıtlı
taşınmazlar üzerinde yetkili kurulların kararı ile köy tüzel kişiliğinin
tasarruf yetkisi bulunmaktadır. 442 sayılı Köy Yasasının 40. maddesi hükmüne
göre; "köy muhtarının, köylünün yararına olmayan kararlarını Kaymakam
bozabilir. Ancak onun yerine Kaymakam kendiliğinden karar veremez, gerekli
karar gene köylü tarafından verilmesi gerekir". Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğü'nün 7.11.1937 tarih, 417 nolu talimatına göre, köy tüzel kişiliği
adına tescili yapılmış olan taşınmazlar köy derneğinin kararı ile ve bu
derneğin başkanı bulunan muhtarın mümessil sıfatıyla yapacağı sözleşme ile
satılabileceği kabul edilmiştir. Ancak, belgeler arasında köy derneğine ait
kararın bulunması ve bu kararın o köye ve o işle ilgili dernek kararı olduğu
mahallin en büyük mülkiye amirince kabul ve onanması zorundadır. Hal böyle
olunca devir konusunda köy derneğince alınmış bir kararın mevcut olup
olmadığı varsa Kaymakamlıkça onanıp onanmadığı araştırılmalı, böyle bir
kararın yokluğu halinde köy tüzel kişiliğine ait taşınmaz devrinin olanaksız
olduğu nazara alınmalıdır. Başka bir anlatımla, çekişmeli taşınmaza ait
Kaymakamlıkça onanmış köy derneğine ait bir karar bulunmadığından satışın
maddi hukuk açısından geçersiz olduğu satış nedeniyle taşınmaza zilyet olan
kişinin Kadastro Yasasının 13/B-b maddelerinden yararlanamayacağının
düşünülmesi gerekir.
Davacılardan Zeki ve Ali'nin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile
açıklanan nedenlerden ötürü hükmün (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek
halinde temyiz edene geri verilmesine, 11.4.1995 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
|