 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
Esas Karar
95/2363 95/3155
20.3.1995
Özet:Tescil edilmemiş evlenmelerden doğan çoçukların tescillerine dair
(af) kanunu uyarınca yapılan tescil iptal edilinceye kadar davacı sahih
nesepli olarak nüfus siciline kayıtlı bulunduğundan bu dönemde babalık davası
açılması beklenemez. Babalık davasını defi olarakda ortaya koymaları için
yasal zorunluluk yoktur. MK. 296. maddesinde yer alan süre iptal kararının
kesinleşme tarihinden başlar
Yukarıda tarihi, numarası, konusu ve tarafları gösterilen hükmün;
Dairenin 26.12.l994 gün ve 12408-13021 sayılı ilamiyle bozulmasına karar
verilmişti. Adı geçen Dairemiz kararının düzeltilmesi istenilmekle, evrak
okundu, gereği görüşülüp düşünüldü.
A) Davacılar af yasasından yararlanarak davalıların babasının evlilik
dışı ilişkisinden doğan çocukları oldukları kabul edilerek düzgün soylu
olarak nüfusa yazılmıştır. Davalılardan aldıkları mirasçılık belgesiyle
davacıların miras bırakanın evlilik dışı çocukları olduklarını ve af
yasasıyla yapılan yasanın doğruluğunu kabul etmişlerdir. Bu itibarla af
yasasına göre yapılan yazımın aradan çok uzun bir süre geçtikten sonra
usulsüzlüğünden söz edilerek iptalinin istenmesi Medeni Kanunun 2. madde
gereği iyi niyet kurallarıyla bağdaşmaz.
Davacılar doğum kayıtlarının iptaline ilişkin kararın kesinleşmesi
tarihine kadar düzgün soylu olarak yazılıdır. Bu dönemde babalık davası
açmaları kendilerinden beklenemez. İptal davasının açıldığı tarihte de düzgün
soylu olarak kayıtları devam ettiğinden, babalık davasını def'i olarak ortaya
koymaları için de yasal bir zorunluk yoktur.
Davacıların irs ilişkisi nüfus kayıtlarının iptalinin kesinleşmesiyle
son bulur. Bundan önceki dönem düzğün soy ilişkisinin var olduğu dönemdir.
Soy ilişkisi iptal kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren ortadan
kalkdığına göre Medeni Kanunun 296. madde ile öngörülen 1 yıllık hak düşürücü
süre bu tarihten başlar. Zira çocuklar tescil tarihinde henüz 18 yaşını
doldurmamışlardır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında 1 yıllık süreyi oyalamanın
bittiği tarihten başlatarak bu sürenin haklı nedenlerin varlığı halinde
haklılığın sona erdiği tarihten başlatılabileceğini kabul etmiştir. Çocuklar
yönünden dava süresinin iptal hükmünün kesinleştiği tarihten başlatılmasında
yasaya aykırılık yoktur. Ancak toplanan deliller hüküm için yeterli değildir.
B)1- Olayın: Medeni Kanunun 310. maddesinin koşulları yönünün
değerlendirilmesi, evlenme vadinin varlığının gerekçeli olarak açıklanması
gerektiğinin düşünülmemesi doğru değildir.
2- Babalık davası irs ve nesep ilişkisinin kuşkuya yer bırakmıyacak
(M.K. 301) nisbette açığa çıkarılması halinde kabul edilebilir. Bu konuda
tekniğin tüm imkanlarından yararlanılmalıdır. Bu cümleden olarak her türlü
benzemezlik testleri yapılmalıdır.
Davacılar, davalılar ve analarının ALYUVAR (ERİTROSİT) ANTİJENLERİ
((ABO, Rh (CDE, cde), MNSs, Duffy (Fya Fyb) Kidd (Jka, Jkb), Kell (Kk));
LOKOSİT ANTİJENLERİ (((HLA-A), (HLA-B), (HLA-C), (HLA-DR), (HLA-DQ)); ALYUVAR
(ERİTROSİT) ENZİMLERİ (Adenozin Dezaminaz, Esteraz D, Fosfoğlukomutaz,
gliyoksalaz (I), Adanilat Kinaz, Glukoz fosfat dehidrogenaz, Alanin
Transaminaz, Eritrosit asit fosfotaz (LAP)); SERUM PROTEİNLERİ (Heptoglobin,
Hemaglobin ve Transferrin) testleri mutlaka yapılmalı, baba olduğu iddia
olunan kişinin 99,73 oranından daha az ihtimalle baba olabileceği
belirlenmiş ise, Karbonik Anhidraz (Ca II), Peptidaz A, Gm, levis araştırması
ve karşılaştırılması ile sonuca gidilmelidir. Yinede aynı oranda bir sonuç
elde edilemiyor ise DNA tiplemesi yapılması imkanı araştırılmalı, davalıların
babasının baba olamıyacağı ihtimali tamamen kaldırılıp delillerin hep
birlikte taktiri gerekir.
Adli tıp kurumunda açıklanan testlerin yapılamamakta oluşu eksik
tahkikatla hüküm kurmayı haklı gösteremez. Üniversitelerin Tıp
Fakültelerinden özellikle Adli Tıp, Tıbbı biyokimya ana bilim dalları ile
enstitülerinden herhangisinde açıklanan araştırmanın yapılabildiği
belirlendikten sonra; taraflar o kurumlara birlikte sevk edilip davalıların
savunması araştırılmadan hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Açıklandığı biçimde benzerlik muayenesi yaptırılması, tarafların aynı
babanın çocukları olup olamıyacakları yönünde belirtilerin ilmi verilerle
tesbiti, oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekir.
SONUÇ: (A) bendinde açıklanan sebeplerle Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanununun 440 ve 442. maddeleri gereğince davacının karar düzeltme isteğinin
kabulüne dairemizin 26.12.l994 günlü ve 12408-13021 sayılı kararının
kaldırılmasına ve hükmün (B) bendinde açıklanan değişik gerekçe ile
BOZULMASINA oyçokluğuyla karar verildi. 20.3.l995
Başkan Üye Üye Üye Üye
Tahir Alp Nedim Turhan Ş.D.Kabukçuoğlu F.Kıbrıscıklı A.İhsan Özugur
(Muhalif) (Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Kesin hükmün koşulları oluşmamış isede temyiz ilamında bildirilen
gerektirici sebeplere, özellikle iptal hükmü, geriye doğru yolsuz işlemin
yapıldığı tarihe kadar sonuçlarını doğurduğuna ve bu suretle hak düşürücü
süre geçmiş bulunmasına göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440.
maddesinde sayılan sebeplerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme
isteğinin reddi gerekir. Bu itibarla çoğunluğun karar düzeltme isteğini kabul
eden görüşüne katılmıyoruz.
Başkan Üye
Tahir Alp Ş.D.Kabukçuoğlu
|