 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onyedinci Hukuk Dairesi
E. 1995/2193
K. 1995/2172
T. 3.4.1995
* KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
* KANIT YÜKÜMLÜLÜĞÜ
* VERGİ KAYDININ ZİLYETLİKLE BİRLEŞMESİ
* KESİN ÖNEL
* KEŞİF
ÖZET: İddia ve savunmaya göre, vergi kaydı ve zilyetliğe dayalı iktisap
koşullarının lehine gerçekleştiğini kanıtlama yükümlülüğü davalı tarafa ait
bulunmaktadır. Vergi kaydı, mülkiyet belgesi olmadığından zilyetlikle
birleşmemesi halinde değer verilemez. Kanıtlama yükümlülüğü davalı tarafa
düştüğünden, davacı Hazine'ye verilen kesin önel gereğinin yerine
getirilmemiş olması davanın reddini gerektirmez. Hal böyle olunca; davalılara
delillerini bildirmeleri için önel verilmeli, yerinde keşif yapılarak vergi
kaydı uygulanmalı, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli, tüm
deliller birlikte değerlendirilerek sonuca göre bir karar verilmelidir.
(743 s. MK. m. 6)
(3402 s. Kadastro K. m. 36)
(1086 s. HUMK. m. 363, 364, 365, 366)
Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda,
davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı Hazine tarafından süresi içinde
temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında 191 parsel sayılı 54500 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz,
1945 yılında bağış ve 1953 yılında haricen satış ile kazandırıcı zamanaşımı
zilyetliği nedeniyle Sıddık ve arkadaşları adlarına tesbit edilmiştir.
İtirazı, tapulama komisyonunda reddedilen davacı Hazine, Devletin hüküm ve
tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu iddia ederek dava açmıştır.
Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu parselin tesbit gibi davalılar
adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine tarafından temyiz
edilmiştir.
Mahkemece, davada kanıtlama yükümlülüğü bulunan davacı Hazine'nin, verilen
kesin önel gereği keşif giderlerini mahkeme veznesine depo etmediğinden söz
edilerek Medeni Kanunun 6 ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 36. maddeleri
gereğince davanın reddine karar verilmiştir. Davacı Hazine, dava dilekçesinde
taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu ve
komisyon kararının doğru olmadığını ileri sürmüştür. Yargılamaya gelenler
davalılar ise; vergi kaydına, irsen intikale ve kazandırıcı zamanaşımı
zilyetliğine dayanarak davanın reddini savunmuşlardır. İddia ve savunmaya
göre, vergi kaydı ve zilyetliğe dayalı iktisap koşullarının lehine
gerçekleştiğini kanıtlama yükümlülüğü davalı tarafa ait bulunmaktadır. Vergi
kaydı mülkiyet belgesi olmadığından zilyetlikle birleşmeyen vergi kaydına
değer verilemez. Somut olayda kanıtlama yükümlülüğü davalı tarafa düştüğünden
davacı Hazine'ye verilen kesin önel gereğinin yerine getirilmemiş olması
davanın reddini gerektirmez. Hal böyle olunca; davalılara delillerini ve
özellikle zilyetlik tanıklarını bildirmeleri için önel verilmeli, daha sonra
yerinde keşif yapılarak tesbite esas alınan vergi kaydı uygulanmalı,
zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli, ondan sonra toplanan tüm
deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar
verilmelidir.
Davacı Hazine'nin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan
nedenden ötürü (BOZULMASINA), 3.4.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|