 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Hukuk Genel Kurulu
Sayı:
E:95/2-26
K:95/171
T:15.3.1995
Özet:Medeni Kanunun 134/4. maddesi uyarınca boşanmaya karar
verilebilmesi için redle sonuçlanan boşanma davasına ilişkin kararın
kesinleşmesinden itibaren yasanın amaçladığı biçimde üç yılı aşan bir süre
içinde müşterek hayatın yeniden kurulamaması fiili ayrılık vakıasının
gerçekleşmesi gerekir.
Bu süre içinde taraflar arasında görülen davalar ve davalı vekilinin
bu yöndeki beyanı ile şartların gerçekleştiğinin kabulü doğrudur.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama
sonunda Uşak Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen
28.3.1994 gün ve 143-203 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından
istenilmesi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 27.6.1994 gün ve 6077/6579
sayılı ilamıyle (... Boşanma davalarında tarafların ikrarı hakimi bağlamaz
(MK. md. 150/2). Bu konuda taraf delilleri sorulup toplanmadan taraf
beyanları esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı
gerektirmiştir..) gerekçesiyle dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan
yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
görüşüldü.
Dava, Medeni Kanunun 3444 sayılı yasa ile eklenen 134/son maddesinden
kaynaklanan fiili ayrılık nedeniyle boşanma istemine ilişkindir.
Anılan maddede "boşanma sebeplerinden her hangi biri ile açılmış
bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten
itibaren üç yıl geçmesi halinde her ne sebeple olursa olsun müşterek hayat
yeniden kurulamamışsa eşlerden birinin talebi üzerine boşanmaya karar
verilir" hükmüne yer verilmiştir. Önce görülen şiddetli geçimsizlik hukuksal
nedenine dayalı boşanma davasında verilen red kararı 12.2.1991 tarihinde
kesinleşmiş temyize konu dava ise redden itibaren ve üç yıllık süre geçtikten
sonra 25.2.1994 tarihinde açılmıştır. MK.nun 134/son maddesinin
uygulanmasında davanın kabul edilebilmesi için yasanın amaçladığı biçimde üç
yılı aşan bir süre içerisinde müşterek hayatın yeniden kurulamaması fiili
ayrılık vakıasının gerçekleşmiş olması gerekir. Taraflar arasında temyize
konu davadan önce açılıp görülen ve redle sonuçlanan iki boşanma davası ile
üç nafaka davası mevcuttur. Bu dosyalar temyize konu davanın mahkemesi
aşamasında getirtilmiş durumdadır. Keza davalı vekili 28.3.1994 günlü
oturumda açıkça "taraflar dilekçede yazılı olduğu gibi üç yılı aşkın süredir
bir araya gelmemişlerdir. Takdir mahkemenindir" demiş ve beyanı duruşma
tutanağına aynen alınarak imzası ile teyit ettirilmiştir.
Getirtilen taraflar arasında önce görülüp kesinleşmiş dava dosyaları
içeriği ve fiili ayrılık vakıasına ilişkin olarak davalı vekilinin aksi
kanıtlanamıyan beyanı karşısında medeni kanunun 134/son maddesinde görülen
koşulların gerçekleştiğinin kabulü gerekeceği aşikardır. Bu itibarla
mahkemece açıklanan delillerin birlikte değerlendirilmesi ile davanın kabul
edilmesi doğrudur. O halde usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararı
onanmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme
kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, ve aşağıda dökümü yazılı
24.500 lira bakiye temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına 15.3.1995
gününde oyçokluğuyla karar verildi.
B.B.Vekili 10.H.D.Bşk. 8.H.D.Bşk. 17.H.D.Bşk.
İ.Teoman Pamir İ.T.Ozanoğlu M.F.Yıldız H.H.Karadoğan
|