 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Birinci Hukuk Dairesi
E. 1995/15539
K. 1995/16588
T. 13.12.1995
* ÇAPLI YERE ELATMANIN ÖNLENMESİ
* BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ
ÖZET : Çaplı yere elatmanın önlenmesi davalarının çözümlenebilmesi için;
malallinde yapılacak keşif sırasında, kadastro fen memuru veya mühendisi
sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerce, kadastro
sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada,hem arazide
mevcut sabit noktalardan yararlanılarak, takometrik aletlerle kadastrol
yöntemlere uygun biçimde ölçüm yapılarak, celbedilen çapın mahalline
uygulanması, bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infaza elverişli ve
özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını,
varsa miktarını açıkça gösteren kroki ve rapor alınması gerekir.
(1086 s. HUMK. m. 363, 366)
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan müdahalenin men'i, kal' davasının
yapılan yargılamasında, mahkemece davanın reddine dair verilen kararın davacı
vekili tarafından temyizi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp
düşünüldü:
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi davalarında; öncelikle çap kaydının yada
kayıtlarının getirtilerek tarafların tüm delileri toplanılmalı, dosya keşife
hazır hale geldikten sonra yapılacak uygulamada çekişmeli yer ile yanların
ellerinde bulunan kısımların sınırları tarafların ortak beyanlarına göre
açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde bu yön taşınmaz başında dinlenecek
yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde
saptanmalıdır. Daha sonra belirlenen bu durum gözönünde tutularak, hazır
bulundurulan kadastro fenmemuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan
uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi
noktalarından, bunlar yoksa, hem paftada hem arazide mevcut sabit noktalardan
yararlanılarak takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm
yaptırılmalı; bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli
ve özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını
varsa miktarını açıkça gösteren kroki ve rapor alınmalıdır.
Dosyaya ibraz edilen ve hükme esas alınan uzman bilirkişi raporlarında, hangi
nirengi yada sabit noktalardan yararlanılarak uygulama ve ölçüm yapıldığı,
izah edilmiş değildir.
Hal böyle olunca; konunun uzmanları arasından seçilecek bilirkişi kurulu
aracılığı ile yukarıda değinilen ilkelere cevap verecek ve hükme yeterli
olacak bir uygulamanın yapılması, tecavüzün varlığı veya yokluğu yönünden
kesin biçimde saptanması ve varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken,
yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir. Davacının temyiz itirazı
yerindedir. Kabulüyle, hükmün belirtilen nedenlerden ötürü, HUMK.nun 428.
maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri
verilmesine, 13.12.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|