Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



     T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
     Sayı

	 	  Y A R G I T A Y   İ L A M I 

Esas       Karar  
95/13659   96/537      	 
     19.1.1996

	Özet:Cevapla zamanaşımı def'inde bulunmayan islah suretiyle bu
 def'inde bulunabilir.

       Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
 mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp
 düşünüldü.
	Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici
 sebeplere ve özellikle yargılama bitene kadar ıslah suretiyle zamanaşımı
 savunmasının yapılmasının imkan dahilinde bulunmasına göre yerinde bulunmayan
 temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
 aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın
 mahsubuna oyçokluğuyla karar verildi. 19.1.1996

BAŞKAN	 ÜYE	      ÜYE	 ÜYE	    ÜYE
Tahir Alp Nedim Turhan Ş.D.Kabukcuoğlu Hakkı Dinç A.İhsan Özuğur
	   (muhalif)	 	    (muhalif)	

	               	MUHALEFET ŞERHİ

	Konu: Davalı süresi geçtikten sonra (tebligat 10.5.1994- cevap
 30.5.1995) verdiği cevap dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunmuş, davacı
 süresi geçtikten sonra yapılan zamanaşımı savına karşı çıkmış (9.6.1994
 tarihli dilekçe) davalı bunun üzerine islah (27.4.1995 tarihli dilekçe)
 dilekçesi vererek zamanaşımı savını yenilemiştir. Dairenin çoğunluğu
 süresinde yapılmayan zamanaşımı itirazının ıslahla yenilebileceğini ve
 davacının bu işleme karşı çıkamayacağını savunarak mahkemenin davayı
 zamanaşımı nedeni ile red etmesini onaylamıştır. Sayın çoğunluğun bu
 görüşlerine aşağıda belirtilecek nedenlerle katılma olanağı görülmemiştir.
	Öncelikle usul hukukunun olayla ilgil temel kavramlarının tanımını
 yaptıktan sonra kanun irdelenmesi olayın daha iyi anlaşılmasına yardımcı
 olacaktır.
	1-Islahın Tanımı: Öğretideki hakim görüşe göre tanım: Islah,
 taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işleminin tamamen veya kısmen
 düzeltilmesidir. (Kuru Usul 1974 s. 608; Postacıoğlu Usul s. 453; Berkin Usul
 sayı 145 Bilge Önem s. 358; Karafakik s. 236; Üstündağ Usul s. 454; Yılmaz
 Islah 1982 s. 26) Benimsenen bu tanım Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 83.
 maddesinde anlamını bulan tanıma en yakın tanımdır.
	2-Islahın bir başka tanımı ise; Islah iddia ve savunmanın
 değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağını ortadan kaldıran bir imkandır.
 (Üstündağ Medeni Yargılama Hukuku 1989 4. bası Sh. 454) 
	Dava: Bir başkası tarafından (davalı) öznel (subjektif) hakkı
 zedelenen veya tehlikeye sokulan veya kendisinden haksız bir istekte
 bulunulan kimsenin (davacı) mahkemeden hukuki korunma istemesidir.
	Mahkemelerinin hukuki korumayı, en çabuk, en adil ve ekonomik
 koşullarda yerine getirmek, sağlamak üzere usul kuralları düzenlenmiştir.
 Usul kuralları genellikle emir edici kurallardır. Tarafların ve hakimin bu
 kurallara uyması zorunludur. Islahla (usule ilişkin işlemlerden kabul edilen)
 iddia ve savunmaların değiştirilebilmesine usulde yer verilmesi, davaların
 çabukluğu ve ekonomikliği nedenlerinden kaynaklanmaktadır.
	Islahla ilgili Usul kuralları: 
	1-Taraflar usule ilişkin işlemi tamamen veya kısmen ıslah edebilir.
 (m. 83) Tahkikata tabi davalarda ıslah tahkikat sona erinceye dek
 yapılabilir. (m.84)
	2-Islah yapan tarafın, ıslahı götürdüğü tarihe kadar yapılmış olan
 işlemlerin, yapılmamış olmasını sağlar. (m.87)
	3-Davalı cevap dilekçesi ile karşılık dava dahil olmak üzere tüm iddia
 ve savunmalarını ve savunma nedenlerini birlikte bildirmek üzere cevap
 dilekçesini davacıya tebliğ ettirdikten sonra onun onayı olmadan savunma
 nedenlerini genişletemez, değiştiremez.
	Islah, bu kuralların ayrıcasıdır. (m. 202/1, 2, 3) Öğretide tartışılan
 konu (m. 202/son) Islahın süreli usul işlemlerlini kapsayıp kapsamayacağıdır.
	Öğretideki bu tartışmaya girmeden önce, davanın açılması sonucları
 iddia ve savunmanın ne şekilde yapılması gerektiğine ilişkin usul kurallarına
 değinmekte yarar vardır.
	Davacı dava dilekçesi ile iddiasını ve iddianın dayanağı olan tüm
 olayları hukuki nedenlerini açıklamak (m. 179) davada dayanacağı delilleri
 bildirmekle yükümlüdür. (m. 163-180)
	Dava açılmakla taraflar yönünden oluşan sonuçlar: 
	1-Davalının onayı olmadan davacı davasını takipsiz bırakamaz.
	2-Davalının onayı olmadan davacı davasını genişletemez, içeriğini
 değiştiremez.
	3-Davada feragat ve ıslah bu kuralların ayrıcasıdır. (m. 185)
	İlk itirazlar (m. 197) ilk itirazların ileri sürülme zamanı:
	İlk itirazlar davalı için cevap için öngörülen on günlük süre (m. 195)
 içinde veya hakim bir süre belirlemiş ise belirlenen bu süre içinde
 bildirmekle yükümlüdür. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 198. maddesinin ön
 gördüğü ayrıcalıklardan yararlanma halinde öngörülen süre içinde bir itirazın
 yapılmış olması gerekir.
	Davalı cevap vermek zorunda değildir. Davayı cevapsız bırakabilir. Bu
 halde uygulamada davanın tümüyle red edildiği kabul edilmektedir. (m. 201)
 Ancak cevap verilmiş ise cevabın yasal süre icinde yapılmış olması ve
 davalının dayandığı tüm olayları ve yasal dayanaklarını iddia ve
 savunmalarını kapsaması gerekir. (m. 201-202) Yasanın belirlediği sürelerin
 hukuki niteliği; Yasanın belirlediği süreler kesindir. Bu süreler içinde
 yapılması gereken işlem yapılmamış ise bu hak sakıt olur. Hakim belirlediği
 sürenin kesin olduğunu kararlaştırabilir. Aksi halde süreyi geçiren taraf
 yenisini isteyebilir. (m. 163) Yasanın belirttiği süreler ve hakimin kesin
 olarak verdiği süreler ile hakimin verdiği ikinci süre hak düşürücü süredir.
 Bu husus yasada "bu hak sakıt olur" ve "ikinci süreyi kaçıran tarafa yeniden
 süre verilmez" sözleriyle açıklanmıştır. (HGK. 7.10.1994 gün 1417/612 sayılı
 karar)
	Hak düşürücü süreleri hakim tarafların ileri sürmesini beklemeksizin
 doğrudan dikkate alır. Zira yasa koyucunun hak düşürücü süreyi koymasında
 kamu yararı egemendir.
	Hukuki işlemin ıslahla düzeltilmesi, geçerli bir hukuki işlemin
 varlığını gerektirir. O halde dava dilekçesi olmadan, davacının, cevap
 dilekçesi olmadan, davalının ıslah işlemine baş vurması mümkün değildir. Hak
 düşürücü süreye tabi bir dava, süre geçtikten sonra açılmış ise, hakim
 doğrudan dava koşulu bulunmadığından, dava belirlenen zamanaşımı süresi
 geçtikten sonra açılmış ise davalının yukarıda belirtilen ve Hukuk Usulü
 Muhakemeleri Kanununun 163. maddesi uyarınca, hak düşürücü olan on günlük
 cevap süresi içinde zamanaşımı itirazı ile karşı çıkmış ise, hakim, esasa
 girmeden davayı red etmekle yükümlüdür. Hakim süresi içinde zamanaşımı
 itirazı yapılmamış ise davanın esasına girecektir. Süresinden sonra yapılmış
 olan zamanaşımı itirazı hiç yapılmamış gibidir. (2.H.D. 31.3.1995 gün
 2932/3861 ve 12.6.1995 gün 6121/6916 s. kararlı) Belirtilen bu kabul şekli
 yargının kararlılık kazanmış görüşüdür. (15.H.D. 19.12.1975 gün 4013-5019 s.
 karar)
	Bu düşünceler çerçevesinde süresi geçtikten sonra yapılmış ve karşı
 çıkılmış bir savunma hiç yapılmamış gibidir. Aynı hukuki sonucu doğurur.
	Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 83. maddesi taraflardan birinin
 usüle ilişkin işleminin ıslah yolu ile düzeltilmesi mümkün kılınmıştır.
 Davaya cevap vermemiş, veya verdiği cevap verilmemiş hükmünde kabul görmüş
 ise, ortada yapılmış bir işlem olmadığından, o işlemin düzeltilmesi de söz
 konusu edilemez.
	Zamanaşımı itirazı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 187. maddesinde
 sayılan ilk itirazlardan olmamakla beraber öğreti ve uygulamada zamanaşımı
 itirazının da on günlük cevap süresi içinde yapılması gerektiğinde, görüş
 birliği vardır. O halde cevap süresi içinde yapılmamış olan zamanaşımı
 itarazının dikkate alınması davacının karşı çıkmaması ile olasıdır. (m.202/2)
 Diğer taraf onay vermemiş ise zamanaşımı itirazı yapılmamış gibidir. Dikkate
 alınmaz.
	Somut olayda birinci cevap dilekçesi ve bu dilekçe ile yapılan
 zamanaşımı itirazı on günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra yapılmış ve
 davacı bu itiraza süresinde karşı çıkmıştır. O halde yukarıdaki açıklamalar
 gereği zamanaşımı itirazı yapılmamış gibidir. Yapılmamış hukuki bir işlemin
 ıslahla düzeltilmesinin düşünülmesi temel hukuk kurallarıyla bağdaşmaz.
 (Üstündağ süresinde cevap vermemenin müeyyidesi vardır, İstanbul barosu
 dergisi 1962 sayı 4 sh.34)
	2-Süresinde yapılmayan zamanaşımına karşı çıkılmakla karşı koyan taraf
 için yasadan kaynaklanan kazanılmış hak doğmuş olur. Kazanılmış bir hak
 islahla ortadan kaldırılamaz. Zira bir tarafa hak tanınırken, diğir tarafın
 hakkı ortadan kaldırılmakla Anayasal eşitlik hakkı zedelenmektedir. (Anayasa
 Md.10) 
	3-Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 202/son fıkrası cevap dilekçesini
 süresi içinde verenlere tanınmış bir olanaktır. Süreyi geçirmiş olanlar bu
 haktan yararlanamaz. (Üstündağ a.g.e. sh.35)
	4-Yargının kararlılık kazanan uygulamalarında Hukuk Usulü Muhakemeleri
 Kanununun 202/son fıkrasının zamanaşımı itirazlarında, uygulanma olanağı
 bulunmadığı yönündedir.
	5-Olayımızda davalılardan Şükrü, Fikret ve Özgül süresi geçtikten
 sonra zamanaşımı itirazında bulunmamıştır. O halde ıslahla düzeltilmesi
 gereken usule ilşkin hukuki bir işlemin varlığından da söz edilemez. Yasal
 sürelerin ıslahla etkisiz hale getirilmesi de olası değildir. Zira yasal
 süreler tarafların yapması gereken usuli bir işlem değildir. O halde
 davalılar Şükrü, Fikret ve Özgül yönünden yapılmamış hükmünde olan zamanaşımı
 itirazının dikkate alınmaması işin esasının incelenmesi gerekir.
	Sayın çoğunluğun davanın zamanaşımına uğramış olması nedeni ile
 reddine ilişkin kararın onaylamasına katılmıyoruz. Hükmün açıklanan
 nedenlerle bozulması gerekir.

	  Üye	 	 	    Üye
	Nedim Turhan	 	 A.İhsan Özuğur
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini