Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C
Y A R G I T A Y   
Onuncu Hukuk Dairesi

	E.	1995/1350
	K.	1995/3776
	T.	18.4.1995

*  RÜCU ALACAĞI DAVALARI
*  MADDİ OLGULARIN MAHKEMECE 
    BELİRLENMESİ
*  TAVANIN BELİRLENMESİ
*  BİLİRKİŞİLERİN NİTELİKLERİ

ÖZET: Rücu davalarında, zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde olduğu
 belirlenirken, mahkeme, maddi olguların saptanmasını bilirkişiye bırakmamalı;
 kusura etki eden bütün delilleri toplamalı, çelişkileri gidermeli, bundan
 sonra, işçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetine
 inceleme yaptırılmalıdır.

Rücu alacağının tavanını teşkil eden miktar belirlenirken, bilinmeyen dönemde
 arttırım ve iskontolama işleminin yapılmasında, matematiksel işleme aykırı
 biçimde yıllık kazanç miktarları sabit tutulmamalıdır.

(506 s. SSK. m. 19, 20, 21, 22, 26/1-2)

İş kazası sonucu malul kalan sigortalı işçi için yapılan harcamalar üzerine
 uğranılan Kurum kazarının rücuan ödetilmesi davasının yapılan yargılaması
 sonunda, ilamda yazılı nedenlerle isteğin kabulüne ilişkin hükmün süresi
 içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi ve davalı
 avukatınca da duruşma talep edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından
 düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü
 ve aşağıdaki karar tesbit edildi:

1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici
 sebeplere göre sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun 26. maddesidir. Bu madde
 gereğince davalı işverenin rücu alacağından sorumluluğu ancak maddede
 öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde mümkündür.

506 sayılı Kanunun 26. maddesine dayanan rücu davalarında kusurun
 belirlenmesinde ise, mahkemece, öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının ne
 şekilde oluştuğu dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak, varsa
 çelişki giderilerek belirlenmeli ve bu kabul edilen maddi olgular bilirkişiye
 bildirilip olaydaki kusur durumunun buna göre çözümlenmesi istenmelidir.
 Başka ifade ile mahkeme bilirkişi raporuna esas alınacak maddi olgu, kusur
 durumuna etkili tüm deliller toplanıp tanık anlatımlarında çelişki varsa bu
 da giderilmek suretiyle açık bir şekilde saptanmalı, sonra kusur oranı ve
 aidiyeti konusunda bilirkişi incelemesine gidilmeli, maddi olguların
 saptanması bilirkişiye bırakılmamalıdır.

Dava konusu olayda, hükme esas kılınan 15.5.1994 tarihli kusur raporunda maddi
 olgunun belirlenmesinde, sigortalı ile görgü tanıklarının ilk ifadeleri
 olduğundan bahisle işgüvenliği müfettişi raporuna ek 17.5.1993 tarihli
 ifadeler esas alınmıştır. Ne varki, Sosyal Sigortalar Kurumu müfettişlerince
 tutulan rapora ek 20.4.1992 tarihli ifadelerde maddi olgu farklı biçimde
 açıklanmıştır. Bu durumda maddi olgu mahkemece, yukarıda da belirtildiği
 üzere kusura etki eden tüm deliller toplanıp, mevcut çelişki de giderilmek
 suretiyle açık bir şekilde belirlenmeli, bundan sonra işçi sağlığı ve
 işgüvenliği konularında uzman yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak bu
 maddi olgu ve deliller bilirkişi heyetine gösterilerek buna göre kusur oran
 ve aidiyetini tesbit eden rapor alınıp değerlendirilerek sonucuna göre karar
 verilmelidir. Giderek maddi olgunun belirlenmesinde, Sosyal Sigortalar Kurumu
 müfettişi raporuna ek tutanaklardaki ifadelerin önceki tarihli olması
 nedeniyle daha taze bilgiye dayandığı ve bu nedenle tercihte bu ifadelere
 ağırlık verilmesi gereği de gözönünde tutulmalıdır.

3- Davacı Kurum'un rücu alacağının tavanını teşkil eden miktarın
 belirlenmesinde, bilinmeyen dönemde arttırım ve iskontolama işleminin
 yapılmasında matematiksel ilkelere aykırı biçimde 1.11.1994 tarihinden
 itibaren yıllık kazanç kaybı miktarlarının sabit tutulması yerinde değildir.

Mahkemece belirtilen maddi ve hukuki esaslar gözönünde tutulmadan eksik
 araştırma ve incelemede hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma
 nedenidir.

O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve
 hüküm bozulmalıdır.

S o n u ç : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA),
 davacı avukatı yararına takdir edilen 750.000 lira duruşma avukatlık
 parasının davalıya, davalı avukatı yararına takdir edilen 750.000 lira
 duruşma avukatlık parasının da davacıya yükletilmesine ve temyiz harcının
 istek halinde ilgiliye iadesine, 18.4.1995 gününde oybirliğiyle karar
 verildi.


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini