 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Üçüncü Hukuk Dairesi
E. 1995/13488
K. 1996/728
T. 23.1.1996
* KESİN HÜKÜM
* FAİZİN ASIL ALACAKTAN İSTENMESİ
ÖZET : 1- Kesin hüküm, ancak hüküm fıkrasında yer alan ve daha sonra açılan
davaya aynı nedenle konu yapılan bir istek hakkında ileri sürülebilir. Dava
edilmiş olmasına karşın, hüküm fıkrasında yer almayan bir husus, aynı nedene
dayanılmış olsa dahi, daha sonraki dava için kesin hüküm oluşturmaz.
2- Davada faiz isteminin karar dışında bırakılması, bu isteğin zımnen
reddedildiği anlamına gelmez. Bu gibi hallerde, faiz hakkında ayrıca dava
açılabilir.
(1086 s. HUMK. m. 237)
Dava dilekçesinde, fazla hak saklı tutularak 55.000.000 lira ecrimisil faiz
alacağının, masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir.
Mahkemece, davanın reddi cihetine gidilmiş; hüküm, davacılar vekili
tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün
kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece dava; faiz için ayrı bir dava açılabilmesinin, asıl alacak davasında
faiz istenmemesi olgusuna bağlı olup, olayımızda asıl alacak davasında faiz
istenmesine karşın, bu konuda bir karar verilmemiş olmakla faiz isteminin
zımnen reddedilmiş sayılacağı ve bu hususta kesin hüküm de mevcut olduğundan,
artık faize ilişkin olarak ayrı bir dava açılamayacağı gerekçesiyle
reddedilmiştir.
Oysaki; kesin hükmün ancak konusunu oluşturan bir iddia veya istek hakkında
geçerli olduğu, diğer bir anlatımla, hüküm fıkrasında yer almayan bir konu
hakkında kesinlikten söz edilemeyeceğine ve olayımızda da, önceki asıl alacak
davasındaki faiz istemi hakkında bir karar verilmemiş bulunmasına göre, bu
kadada kesin hüküm sözkonusu olmayacaktır.
Öte yandan, faiz isteğinin karar dışında bırakılması, bu isteğin zımnen
reddedildiği anlamına da gelmez ve davadaki faiz bölümü, asıl alacaktan ayrı
bir kimlik taşıdığından, bu haktan açıkça vazgeçilmedikçe, faiz için yeni bir
dava açılması hukuken olanaklıdır.
O halde, belirtilen nedenlerle davacı tarafın ayrıca dava konusu yaptığı faiz
isteminin, esası bakımından incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi
gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı olduğu gibi reddedilmesi doğru
değildir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde
hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan
kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan
temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.1.1996 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
|