 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas Karar
95/12388 95/13788
15.12.1995
Özet: İptali istenen veraset ilamında hak sahibi olarak
gösterilenlerin tamamı, iptal davasında taraf olmalıdır. Bir bölümü davaya
katılmadan beyanlarının alınması yeterli olmaz.
Mirastan ivazsız feragat edenin füruu varsa payı füruuna gider.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp
düşünüldü.
1- İptali istenen veraset ilamının değişmesi halinde, bu değişiklik en
azından miras şirketinin oluşumuna etkili olur. Bu sebeple iptal davası,
iptali istenen veraset ilamında hak sahibi olarak gösterilenlerin tümüne
tevcih edilmelidir. Bu kişilerin davanın devamı sırasında şu veya bu şekilde
beyanlarının alınması davanın onlara tevcih edildiğini kabule yeterli olamaz.
Dava Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 178 ve müteakip maddelerinde
gösterilen biçimde hazırlanmış dilekçe ile ikame edilir. Bu dilekçe usulüne
uygun tebliğ olunmadan hiç kimse hakkında hüküm oluşturulamaz (HUMK 73). Dava
iptali istenen veraset ilamında hak sahibi, gösterilen Senem ve Şükrü'ye
yöneltilmeden eksik hasımla hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
2- Kabule göre;
Mirastan feragat edenin payının akıbeti Medeni Kanunun 475. ve 476.
maddelerinde düzenlenmiştir. Muris Ali'nin tüm fürularını gösterir biçimde
aile nüfus kaydı getirilmeden mirastan ivazsız feragat ettiğini iddia eden
Mehmet'in füruu bulunup bulunmadığı araştırılmadan eksik tahkikatle hüküm
kurulması da usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Hükmün 1. bentte açıklanan sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine
göre sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına temyiz peşin
harcının yatırana geri verilmesine oyçokluğuyla karar verildi. 15.12.1995
Başkan Üye Üye Üye Üye
Tahir Alp Nedim Turhan Hakkı Dinç Ferman Kıbrıscıklı Özcan Aksoy
(Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Davalının olumsuz miras sözleşmesiyle karşılıksız olarak mirasdan
feragat ettiğinde çekişme yoktur. Diğer mirasçılar Senem ve Şükrü yargılama
sırasında dinlenmiş, davacının iddiasına katıldıklarını belirtmişlerdir.
Miras sözleşmesi karşılıksız olduğundan davalı Mehmet'in mirasçılarını
etkileyemeyecektir. (M.K. 476) Ne var ki davalı Mehmet'in mirasçılarının
mirasçılığı yargılamayı gerektirir mirasçılık belgesi aksi her zaman
kanıtlanabilen belgelerden olmakla davalının altsoyu diğer mirasçılara karşı
yargı yolu ile bu hakların sağlanmasını isteyebilirler. Davalı Mehmet kendi
adına davaya karşı çıkmış velayeten veya vekaleten alt soyunu temsil ettiğini
iddia etmiştir. O halde her davada davalının alt soyunun haklarının
tartışılması olanaklı değildir.
Davalının mirasçılıktan çıkarılması veya çıkarılmaması eşin miras
payını etkilemez. Davalının altsoyu yoksa, davacı ve diğer mirasçı Şükrü'nün
miras payı artar. (M.K. 476) Davalının altsoyunun bulunması halinde ise
davacı, davalı Şükrü ve eşinin mirasçılık paylarında bir değişiklik
olmayacaktır. O halde dava ekonomisi de dikkate alınarak verilen hükümde
yasal kurallara aykırılık yoktur. Hükmün onanması gerekir.
Sayın çoğunluğun oluşan görüşlerine katılmıyorum.
Üye
Nedim Turhan
|