 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas Karar
95/11857 95/12547
21.11.1995
Özet: Yoksulluk nafakası almakta iken kendisini yoksulluktan
kurtaracak seviyede gelir getiren bir iş bulan kişnin o işten çıkması veya
çıkarılması eski eşini yeniden yoksulluk nafakası mükellefiyeti altına
sokmaz.
Mahkemenin Medeni Kanunun 145/3. maddesi uyarınca oluşturduğu
yoksulluk nafakasının kesilmesi kararı açıklayıcı niteliktedir.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak
okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Taraflar boşanmaları sonucu 13.11.1990 tarihli ilam ile bu davanın
davalısının davacıya 75.000 TL. yoksulluk nafakası ödemesine karar verilmiş,
daha sonra davacı 18.11.1992 gününde açtığı dava ile yoksulluk nafakasının
artırılmasını istemiştir.
Mahkemenin isteği kabul etmesi üzerine dairemizde incelenen karar
"Davacı yoksulluk nafakasına hükmedildikten sonra çalışmaya başlamıştır.
Nafakanın kaldırılmasının istenmemesi nafakanın artırılmasına neden olamaz.
Davanın reddi gerekirken, bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm
kurulması bozmayı gerektirir" biçiminde gerekçe ile bozulmuş mahkemece
yoksulluk nafakasının artırılması istemi red edilip 12.4.1994 tarihli 33-296
sayılı karar 4.7.1994 tarihinde kesinleşmiştir.
"Sözleşme veya hüküm ile kendisine... nafaka olarak bir irad tahsis
edilmiş eşin yoksulluğunun zail olması,... halinde, aksi taraflarca
kararlaştırılmadıkça bu irad kesilir... nafakayı gerektiren sebep ortadan
kalkar... ise iradın indirilmesine veya kaldırılmasına karar
verilebileceği.." Medeni Kanunun 145. maddesinde hükme bağlanmıştır.
Davacı kadının şimdiki artırma istemi üzerine davalı erkek açtığı
karşılık davada kadının çalıştığını ileri sürüp yoksulluk nafakasının
kaldırılmasını istemiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere, davacı kadının çalıştığı en azından asgari
ücret seviyesinde muntazam gelir elde ettiği 12.4.1994 tarihli 33-296
sayılı kesin hükümle sabittir. Bu seviyede bir gelir elde eden kişinin artık
muavenete muhtaç olduğunun ve yoksulluğunun devam ettiğinin kabulü hayatın
olağan akışı ile bağdaşmaz. Esasen davacıda az maaşlı bir teknisyen olup,
kira ödediği ve bu kararla çoçukları için 1.000.000. TL. iştirak nafakası
ödemeye mahkum olduğu dikkate alındığında kendisine asgari ücret seviyesinde
bir gelir kalmayacağı ortadadır. Davacı için erkeğin yoksulluk nafakası
ödemesi ve hele hele bu nafakanın artırılması hakkaniyet kuralları ile
bağdaşmaz.
Davacının kendisini yoksulluktan kurtaracak bir iş bulduktan sonra o
işten çıkması veya çıkarılması davalıyı yeniden yoksulluk nafakası
mühellefiyeti altına sokmaz. Zira Medeni Kanunun 145/3. maddesinde yer alan
"kesilir" sözü amir nitelikte olup, mahkemenin hükmü açıklayıcı niteliktedir.
Mahkemece kadının davasının reddi ile kocanın davasının kabulüne,
kadına 13.11.1990 tarihli 243-480 sayılı ilamla bağlanan nafakanın
kesilmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Davalı-Davacı Mehmetin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün
yoksulluk nafakasına ilişkin bölümünün BOZULMASINA, temyiz peşin harcının
yatırana geri verilmesine oyçokluğuyla karar verildi. 21.11.1995
Başkan Üye Üye Üye Üye
Tahir Alp Nedim Turhan Ş.D.Kabukcuoğlu F.Kıbrıscıklı Özcan Aksoy
(muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Davacı Gülay yoksulluk nafakasına hak kazanmış sonradan açtığı
nafakanın artırılmasına ilişkin davası, işe girdiğinden bahisle red
edilmiştir.
Davacı işten çıkarıldıktan sonra yeniden artırma isteğinde bulunmuş
davalıda karşı dava ile nafakanın kaldırılmasını istemiştir.
Eldeki bu dava sırasında davacı kadının işten çıkarıldığı
anlaşılmaktadır. Kaldı ki önceki dava sırasında girdiği işten aldığı
900.000. TL. dahi yoksulluğu giderecek düzeyde değildir.
Bu itibarla yoksulluk nafakasının artırılması isteğinin kabulüne ve
kaldırılması isteğinin reddine ilişkin hüküm usul ve yasa hükümlerine
uygundur. Onanması gerekir.
Üye
Nedim Turhan
|