 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Altıncı Ceza Dairesi
E. 1995/11630
K. 1995/11541
T. 9.11.1995
* İKİDEN FAZLA KİŞİNİN KİLİT AÇARAK ÇALMASI
* HIRSIZLIKTA ÇALINAN ŞEYİN DEĞERİ
* ÇALINANIN GERİ VERİLMESİ
* ÇALINTI MALI BİLEREK SAKLAMAK VE
PAZARLAMAK
* YAŞI KÜÇÜK SANIĞIN KISA SÜRELİ HAPİS CEZASI
ÖZET : Çalma eylemi sırasında başka oto içinde bekleyen bir kısım sanıkların
bulundukları noktadan olay yerini görüp görmedikleri araştırılmalı, sonucuna
göre TCK.nun 493/2-son maddesinin tatbiki tartışılmalıdır.
Otonun kilit yapısı, yasanın aradığı manada koruyucu değilse, durum sanık
lehine değerlendirilmelidir.
Çalma eylemine katılmayan, ancak çalıntı malı bilerek dükkanında saklayan ve
pazarlayan sanık hakkında, TCK.nun 512. maddesinin tatbiki tartışılmalıdır.
TCK.nun 522. maddesi uygulanırken, çalıntı eşyanın değeri mahkemece
bilirkişiye tesbit ettirilmeli, kabule esas değer karar yerinde
gösterilmelidir.
Sanıkların açıklamaları sonucu çalıntı eşyanın elde edilmesi karşısında,
TCK.nun 523. maddesinin tatbiki tartışılmalıdır.
Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan sanığa tayin olunan kısa süreli
hürriyeti bağlayıcı ceza, 647 sayılı Yasanın 4. maddesinde öngörülen
tedbirlerden birine veya paraya çevrilmelidir.
(765 s. TCK. m. 493/2-son, 512, 522, 523) (647 s. CİK. m. 4)
Hırsızlıktan sanık ve tutuklu Kamil, Hüseyin ve Murat haklarında yapılan
duruşma sonunda; mahkumiyetlerine dair, (Giresun Asliye Ceza Mahkemesi)'nden
verilen 16.8.1995 tarihli hükmün temyizen tetkiki Yerel C. Savcısı ile
sanıklar vekilleri tarafından istenilmiş olduğundan; dava evrakı C.
Başsavcılığı'ndan bozma isteyen 19.10.1995 tarihli tebliğname ile 23.10.1995
tarihinde Daireye gönderilmekle okunarak, gereği görüşülüp düşünüldü:
Sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Mağdur Sabri'ye yönelik olayda; sanık Kamil'in oto içinden teyp çalma
eylemini gerçekleştirdiği sırada, olay mahallinin biraz ilerisinde, bir başka
oto içinde bekleyen sanıklar Hüseyin ve Murat'ın bulundukları noktadan olay
mahallini görüp görmedikleri saptanarak sonucuna göre, TCK.nun 493/2-son
maddesinin tatbiki olanağının karar yerinde tartışılması gerektiğinin
gözetilmemesi,
2- Plakası ve mağduru saptanamayan otonun kilit yapısının, yasanın aradığı
manada koruyucu özelliğe haiz olup olmadığının saptanamaması karşısında,
şüphenin sanık lehine takdiri gerektiğinin düşünülmemesi,
3- Mağdurlar M. Kemal, Ali, Osman, Uğur, Mustafa'nın araçlarından ve plakası,
mağduru saptanamayan otodan teyplerin çalınma olayında; sanıklar Kamil ve
Hüseyin tarafından çalma fiilinin gerçekleştirilmesinden önce ve olay
sırasında eyleme katılımı bulunmayan, ancak çalıntı malı bilerek dükkanında
saklanmasına ve pazarlanmasına katılan sanık Murat hakkında, TCK.nun 512.
maddesinin tatbiki olanağının karar yerinde tartışmasız bırakılması,
4- Çalınan teyplerin gerçek değeri mahkeme tarafından bir bilirkişi
marifetiyle saptanarak sonucuna göre, TCK.nun 522. maddesinin tatbiki
gerekeceği düşünülmeden, kabule esas değerler ise karar yerinde denetime
olanak sağlayacak tarzda gösterilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,
5- Mağdurlar Necmi, Mustafa ve Halil'in otolarından çalınan teyplerin veresiye
kaydı ile sanıklar Murat, Hüseyin, Kamil tarafından, sanık Mehmet'e satılıp,
ödeme gerçekleşmeden yakalanan sanıkların açıklaması ile Mehmet'ten temin
olunup, diğer mağdurlar ve plakası saptanamayan otodan çalınan teyplerin ise
yine sanıkların açıklaması sonucu Murat'ın dükkanından elde olunarak
mağdurlara iade olunup, mağduru belirlenemeyenin emanete alındığı olayda
TCK.nun 523. maddesinin uygulama olanağının karar yerinde tartışılmaması,
6- Sanık Kamil'in celp olunan nüfus kaydına göre, suç tarihinde 15-18 yaş
grubunda olduğunun anlaşılmasına göre, sanığa tayin olunan kısa süreli
hürriyeti bağlayıcı cezaların 647 sayılı Yasanın 4. maddesinde öngörülen
tedbirlerden birine veya paraya çevrilmesinin zorunlu olduğunun
gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet Savcısı ve sanıklar Hüseyin, Murat, Kamil
vekillerinin temyiz itirazları ile tebliğnamedeki düşünce bu itibarla yerinde
görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 9.11.1995
gününde oybirliği ile karar verildi.
|