 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas Karar
95/11522 95/13538
12.12.1995
Özet: Mirastan iskat edilen ıskat, ıskat tasarrufu ıskatın sebebi
hakkında murisin aşikar bir hatasının bulunduğu usulen açılan dava sonunda
iptal edilmedikçe ancak mahfuz payını alır.
Iskat edilenin füruunun füruuna karşı açılan davada ıskat tasarrufu
iptal edilmişse bu iptal murisin eşinden gayrı iskattan istifade eden diğer
mirascıların hakkını etkilemez. Ancak Iskat edilen füruu füruuna gidecek
mahfuz pay ıskat olunana döner.
Murisin sağ eşi ıskattan istifade edemez.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm duruşmalı olarak temyiz edilmişse de duruşma için
davetiye pulu olmadığından duruşma isteği red edilmekle, evrak okunup gereği
görüşülüp düşünüldü.
Öncelikle usule ilişkin olarak iskatın iptali hakkında ıskat edilen
kendi füruu hakkında açtığı dava sonunda verilen kararın miras hisseleri ve
miktarlarına etkisinin ne olacağının asliye hukuk mahkemesinde açılacak dava
ile belirlenmesinin gerekip gerekmediği ve bunun bekletici mesele olup
olmayacağı tartışılmış olup konunun hukuki sorunla ilgili bulunduğu ve
veraset davasını gören Sulh Hukuk Mahkemesinde halli gerektiğinden bekletici
sorun çıkarılamıyacağına oyçokluğu ile karar verildikten sonra işin esasının
incelenmesine geçilmiştir.
Dava Beyoğlu 2. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 994/189-88 sayı ve
21.2.1994 günlü veraset belgesinin alınmasından sonra ortaya çıkan mirastan
ıskata ilişkin vasiyetname karşısında alınan bu veraset belgesinin iptali ve
yeniden belirlenecek duruma göre veraset ilamı verilmesi isteğine ilişkindir.
Somut olayda muris Mehmet Bahattin Moltay'ın 9.2.1994 tarihinde
öldüğü, geriye eşi Anneliese ile çocukları Leyla Nuriye ile Halide Tanju'yu
bıraktığı ancak murisin 21.2.1991 tarihinde tanzim ettiği vasiyetname ile
çocuklarından Leyla Nuriye'yi mirastan ıskat etmiş bulunduğunun bilahare
anlaşılması üzerine ıskat edilenin sadece kendi füruunu davalı göstererek
iptal davası açtığı bu davanın kabulüne dair İstanbul 7. Asliye Hukuk
mahkemesinden verilen 1994/173-330 sayı ve 6.4.1994 tarihli kararın davanın
taraflarınca temyiz edilmediği dava dışı eş Analiessenin temyiz
dilekçesininde kararın, temyiz eden eşin hukukuna etkisi olmadığından
reddedildiği anlaşılmaktadır.
Iskatın iptali için ıskat edilen Leyla Nuriye tarafından sadece kendi
füruu Bahaddin Kerem Cankur aleyhine açılan dava sonunda verilen karar
müteveffanın diğer mirascıları davada taraf bulunmadığından onlar için kesin
hüküm oluşturmaz (HUMK. 237) ve aleyhlerine sonuç doğurmaz bu sebeple
tarafları yönünden kesin hüküm oluşturan iptal kararı ile sadece mahfuz
hisse davacıya (ıskat edilen Leyla Nuriye) geçmiş olur. Murisin iskat edilen
çocuk yönünden tasarruf nisabını oluşturan miras hissesinin 1/4'ü ise
müteveffanın diğer mirascıları arasında paylaştırılacaktır. (MK. 458, 459,
453), (Escher Miras Hukuku Sabri Şakir Ansay Çevirisi S. 193 ve devam Zahit
İmre, Hasan Erman Miras Hukuku S.214 ve devamı, Necip Kocayusufpaşaoğlu Miras
Hukuku S.305 ve devamı Esat Şener, Miras Hukuku S.251-252 Ali Himmet Berki
Miras Hukuku s.211 Şakir Berki Miras Hukuku S.44-45 Gönen Say Miras Hukuku
S.61 ve devamı) Ancak füruu yönünden kesinleşen kararla ıskat iptal edilmiş
ve bu karar sonucu Leyla Nuriye'nin mahfuz hissesi yeniden kendisine dönmüş
bulunduğundan artık onun füruu Bahattin Kerem için halefiyet kuralı
uygulanması ve ıskat edilenin muristen önce ölmüş gibi kabul edilmesi ve
füruunun da Mehmet Bahaeddin Moltay'ın mirascıları arasında sayılması mümkün
olmaz. (MK. 458, 439, 453)
Öte yandan, sağ eş Analiesenin miras hissesi ise kanundan doğmakta
olup çocuklarla içtima ettiğine göre muris başka türlü bir tasarrufta
bulunmadıkça bu kanuni hisse değişmez. (MK. 444) Nitekim iptal kararı
nedeniyle verdiği temyiz dilekçeside karar düzeltme sonuç olarak aşamasında
davada hukuki menfaati bulunmadığından reddedilmiştir (2.H.D. 11457/11608
sayı 28.11.1994 günlü)
Medeni Kanunumuzda insancıl ve aileyi koruyucu düşüncelerle kan
bağının korunması konusundaki görüşler birleştirilerek eşin mirascılığı
belirlenmiştir.
Mirsata eş yönünden halefiyet kabul edilmemesi (MK. 439) ve eşin
mahfuz hissesinin değişmemesi (MK. 453) de bu kural altında değerlendirilmesi
gereken hükümlerdir.
Belirtilen bu duruma ve olayda ıskatı içeren vasiyetname konusunda
Medeni Kanunun 499-500 ve 459/son cümlesinde belirtilen nedenlerle bir iptal
söz konusu olmadığına göre ıskat tasarrufu ve ıskat edilenle kendi füruu
arasında görülen dava sonucu oluşan karar karşısında ıskat edilenin 3/4
oranındaki mahfuz hissesinin kendisine döneceği ancak murisin ıskat edilen
yönünden ve ıskat edilenin miras hissesinin 1/4'ü oranında bulunan tasarruf
nisabının ise murisin iskat edilen dışındaki tek çocuğu Halide Tanju'ya
geçeceğinden davanın kabulü ile önceki veraset belgesinin iptal ve murisin
hissesinin tamamının 32 pay hesabı ile bunun 9'unun Leyla Nuriye'ye 15'inin
Halide Tanju'ya ve 8'inin de sağ eş Analiese'ye aidiyetine karar verilmesi
gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, temyiz
peşin harcının yatırana geri verilmesine oyçokluğuyla karar verildi.
12.12.1995
Başkan Üye Üye Üye Üye
Tahir Alp Ş.D.Kabukcuoğlu Hakkı Dinç F.Kıbrıscıklı Özcan Aksoy
(muhalif) (muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni
gerektirici sebeplere ve özellikle murisin iskat tasarrufu ile davalı
"mütevveffadan evvel ölmüş gibi, hissesi müteveffanın kanuni mirascıları
arasında taksim olunur" (MK. 458) kuralı gereğince Medeni Kanunun 439/3. ve
521. maddeleri de dikkate alındığında füruun ıskatından istifade eden onun
füruu olup muris tarafından lehine ölüme bağlı bir kazandırma yapılmadıkça
davacıların ıskattan yararlanan durumuna girmelerinin mümkün olmamasına,
(Bakınız Dr. A.Esher, Prof. S.S. Ansay tercümesi Medeni Kanun Şerhi Miras
Hukuku, Sf. 194 Paragraf II-2/a) davalının füruu aleyhine açtığı dava sonunda
ıskat tasarrufunun şu veya bu biçimde iptal edilmesinin davacı Halide'ye bir
yarar sağlamasının mümkün bulunmamasına, muris tasarruf nisabı hakkında bir
tevcih yapmadıkca Medeni Kanunun 459. maddesi uyarınca "Tasarruf nisabı
miktarında infaz" olunarak ıskattan yine yararlananın, iskat olunan füruun
füruu olup bu davada onun taraf bulunmamasına göre hükmün onanması gerekir.
Bu itibarla sayın çoğunluğun görüşlerine katılmıyorum.
Başkan
Tahir Alp
MUHALEFET ŞERHİ
Sulh mahkemesinin görevi Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 8.
maddesinde gösterilmiştir. Sulh Mahkemesi bir davaya bakarken çıkan bir
hukuki durumu hadise şeklinde inceleyebilmesi için gene görevine giren
işlerden olmalıdır. Sulh mahkemesi veraset belgesi verebilir ve bu belgenin
iptaline ve değiştirilmesine de karar verebilir. Ancak istek resmi belgelere
ve kayıtlara uygun olmalıdır. Resmi kayıtları veya irsi değiştirir nitelikte
karar veremez. Miras bırakan tarafından mirascılarından birini mirastan ıskat
etmesi durumunda veya murisin ıskat vasiyetinin iptali halinde mirasta ve
paylarda nasıl bir değişiklik olacağı kimlerin ne derecede yararlanacağının
tesbiti sulh mahkemesinin görevini geçer. O halde davacıya bu konuda karar
alması için mehil verilmesi görevli mahkemenin kararının sonucunun beklenmesi
gerekir. Bu yönün gözetilmemesi nedeniyle temyiz olunan hükmün bozulması
düşüncesindeyim.
ÜYE
Ş.Duran Kabukçuoğlu
|