 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
13. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
SAYI:
ESAS KARAR
1995/1133 1995/1891
YARGITAY İLAMI
MAHKEMESİ :Kartal 5. Asliye Hukuk Hakimliği
TARİHİ :1.4.1994
NO :375-159
DAVACI :Hazine vekili avukat Ülker Tarcan
DAVALI :Panter Ticaret Vahap Engür Pazarlama vekili
Avukat Şeref Dursun ve Hurşit Bıyık
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda
ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen
hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya
incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı İdare, davalının taahhüdünde bulunan malları teslim etmeyerek
sözleşmesinin feshine neden olduğunu aynı malların fazla bedel ödenerek satın
alınabildiğini beyanla böylece oluşan hazine zararı toplamı 72.272.000 Tl.nın
davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece davanın aynen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafça
temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun
gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik
bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer
temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- 2886 Devlet İhale Yasasının 62. maddesi borçlu olan müşterinin
temerrüdü halinde BK.nun 106. maddesinde olduğu gibi alacaklıya ifa ile
birlikte geciken ifa dolayısıyle zararı veya ifadan derhal vazgeçip olumlu
zararını veyahut sözleşmeyi fesih edip olumsuz zararını isteme konularında
seçimlik haklar tanımamış, aksine yanlız sözleşmeyi fesih yetkisi vermiş,
ancak fesih halinde istenebilecek zararın niteliği kapsamı ve koşulları
üzerinde durmamış salt hesabın genel hükümlerine göre tasfiye edileceğini
açıklamakla yetinmiştir. Davaya konu sözleşme ile eki şartnamede de ayrık bir
hükme yer verilmemiştir. Öyle ise yasanın sözleşme ve eki şartnamenin yaptığı
bu yollamalar nedeniyle olayda sözleşme sorumluluğunu düzenleyen BK.nun
106-108 madde hükümlerinin uygulanması gerektiğinde duraksanmamalıdır.
Sözleşme sorumluluğunda ise zarar, olumlu ve olumsuz zarar ayrımına tabi
tutulmaktadır.
Borçlu borcunu gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının
mameleki ne durumda olacak idiyse bu durumla eylemli durum arasındaki fark
olumlu zarar olarak tanımlanmaktadır. Burada sözleşmenin feshedilmesinden
değil, borcun gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zarar söz konusu
olmaktadır.
Olumsuz zarar ise, uyulacağına ve yerine getirileceğine inanılan bir
sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin
boşa çıkmasıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla sözleşme yapılmasaydı
uğranılmayacak olan zarardır. Sözleşmenin feshinde istenebilecek zarar ise
olumsuz zarardır. Sözleşmenin geçerliliğine ifa edileceğine inanılarak başka
bir sözleşme yapma fırsatının kaçırılması nedeniyle uğranılan zarar da
olumsuz zarar kapsamında değerlendirilmektedir.
Davacı bu davada, davalı borcunu yerine getirseydi kendisine ödeyecek
olduğu bedel ile bu borcun yerine getirilmemesi nedeniyle aynı malı almak
için ikinci ihale sonucu ödemek zorunda kaldığı bedel arasındaki fark
tutarını yani olumlu zararını istemiştir. Ancak davacı ile davalı arasındaki
sözleşme feshedildiğine göre davacının hükümsüz kalan bu sözleşmeye tekrar
dönerek borcun ifa edilmemesinden doğan zararını istemesine hukuken olanak
bulunmamaktadır. Ne var ki davacının olumlu zararını istemesi, hakimin ileri
sürülen olayları doğru olarak nitelendirip gerçekleşecek olumsuz zararı hüküm
altına almasına mani teşkil etmez.
Somut olayda davalıdan önce ilk ihaleye katılan ve en uygun fiyat
verenin teklif ettiği birim bedel 8760 Tl.dır. Davacı idare davalı ile
sözleşme yapmakla bu bedeli teklif eden Nalbantlar Tekstil Sanayi ve Ticaret
A.Ş. ile 8760 Tl. üzerinden sözleşme yapma fırsatını kaçırmıştır. Davalı ile
yaptığı sözleşme feshedildiğine göre kaçırdığı bu fırsata göre ödeyecek
olduğu bedel tutarı 192.720.000 Tl. ile makul sayılacak bir süre içinde
gerçekleştirdiği ikinci ihale sonucunda ödemek zorunda kaldığı 251.900.000
Tl. arasındaki bedel farkı 59.180.000 Tl.nı olumsuz zarar karşılığı olarak
isteyebilecektir.
Öte yandan taraflar eksiltme şartnamesinin 10. maddesi hükmüyle ceza
koşulunu 30 gün ile sınırlandırmışlardır. Devlet İhale Yasasının 62
şartnamenin 24. maddesinde sözleşmenin feshi için öngörülmüş olan en az 10
günlük ihtarlı süre için ayrıca ceza koşulu ödeneceğine ilişkin ayrıca bir
kararlaştırma da bulunmamaktadır. Öyle ise davacı bu 10 günlük ihtarlı süre
ile ilgili olarak ceza koşulu isteyemez.
Açıklamalar karşısında davacının kaçırmış olduğu fırsat karşılığı
uğradığı zararı 59.180.000 Tl. 30 günlük ceza koşulu 5.088.000 Tl. ile ikinci
ihale ilan masrafı 149.600 Tl. olmak üzere toplam 64.417.600 Tl.lık isteminin
kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve
kanuna aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir.
SONUÇ: 1 Nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz
itirazlarının reddine, 2 Nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan
hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine,
27.2.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A.İ.Arslan K.Kadıoğlu M.Yüksel Ş.Yüksel A.E.Baççıoğlu
|