 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Hukuk Genel Kurulu
E. 1995/11-314
K. 1995/439
T. 3.5.1995
* ŞİRKETLERDE SERMAYE ARTIRIMI
* BİR AYLIK DAVA SÜRESİ
* İTİRAZIN SAHTELİĞE DAYANMASI
ÖZET: Türk Ticaret Kanununun 392. madesi uyarınca, sermaye artırımına dair
alınan kararlar hakkında usulsüzlük bulunduğundan bahisle açılacak davalar,
aynı Yasanın 299/2. maddesi uyarınca tescil ve ilandan itibaren bir aylık
süreye bağlanmıştır. Ancak, bu kararlara karşı bir aylık süre, itirazın
sahtelik iddiasına dayanmış olması halinde uygulanmaz.
(6762 s. TTK. m. 299/2, 392)
Taraflar arasındaki "şirketin feshi-şirket adına olan tapunun iptaliyle muris
terekesine iadesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Kayseri
Asliye Birinci Hukuk Mahkemesi) 'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen
19.10.1993 gün ve 1992/650 E., 1993/618 K. sayılı kararın incelenmesi
davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onbirinci Hukuk
Dairesi'nin 30.6.1994 gün ve 1993/7491 E., 1994/5645 K. sayılı ilamıyla;
(...Davacılar vekili, davalılardan şirketin tedrici kuruluş esasları
dahilinde (10.000.000) TL. sermayesi olarak kurulup 20.4.1992 tarihinde
tescil ve ilan edildiğini, kurucularının ise davalı yerinde gösterilen özel
şahıslar ile 14.8.1992 tarihinde ölen Mehmet'in olduğunu, davalı şirketin
29.4.1992 tarihinde toplanan olağanüstü genel kurulunun şirketin esas
sermayesini ölen Mehmet'in üç parça taşınmazının değerini ayni sermaye koymak
suretiyle (1.500.000.000) TL.'ye çıkardığını, seramye tezyidinden amacın,
müvekkilinin iki çocuğu ile dahili davalı N. Esra'yı murisin malvarlığından
mahrum etmek olduğunu, aslında davalılardan Necati, Çetin ve Zeki'nin de
murisi olan Mehmet'in genel kurullara katılmadığı gibi katılacak fiziki
gücünün ve akli melekesinin bulunmadığını, nitekim bu hususu davalılara
şirketin ilk kuruluşundan önce de ihtar ettiklerini, murisin durumunu
bilmelerine ve ihtarlarına aldırmayan davalıların kötüniyetli olduklarını,
murisin genel kurul imzalarının sahte olduğunu, yapılan tüm işlemlerin
muvazaalı ve yok hükmünde (batıl) olduğunu ileri sürerek, davalı şirketin
kuruluş ve sermaye tezyidine ilişkin muamelelerinin iptaliyle şirketin
feshini, şirket adına olan tapunun iptaliyle muris terekesine iadesini talep
ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri; şirketin dava dilekçesinde hasım gösterilmeden, sonradan
dava dilekçesinin şirkete tebliği suretiyle hasım olamıyacağını, şirketin
feshi davasının ortaklar hasım gösterilerek götürülemeyeceğini, sükutu hak
süresinin TTK.nun 299. maddesi uyarınca bir ay olup, bu sürenin geçtiğini,
murisin şirketin 90 pay sahibi olması nedeniyle davacıların zarara
uğramalarının söz konusu olmadığını, mal kaçırma, kötüniyet iddialarının
yerinde olmadığını, murisin mal varlığının A.Ş.'ye dönüşmesiyle davacıların
haklarını şirket hukuku içinde elde edilebileceklerini savunarak, davanın
redini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, mübrez belgeler, ilgili vasi tayini ve şirket sicil
dosyası ile bilirkişilerin raporuna nazaran muris Mehmet'in, şirket kuruluş
ve sermaye tezyidi sırasında mümeyiz olmadığının sağlık kurulu ve doktor
raporlarıyla sabit olduğu halde davalıların MK.nun 15. maddesi hilafına,
yapılmış gibi gösterdikleri işlemlerin hüküm ifade etmeyeceği, keza genel
kurulda asaleten hazirun cetvelini imzalayan muris imzasının, onun elinden
çıkmadığının bilirkişi raporuyla belirlendiği, bu durumda talep yerinde ise
davanın TTK.nun 299. maddesinde öngörülen bir aylık sükutu hak süresi içinde
açılmadığından; 1- şirketin feshine ilişkin istemin reddine, fakat sermayenin
muris taşınmazlarının konulması suretiyle artırımına dair işlemler TTK.nun
392/2. maddesine uygun yapılmamış olmakla, 2- batıl olduğu, hukuki hüküm
ifade etmeyeceği gerekçesiyle murisin ayın olarak koyduğu üç parça
taşınmazlarla ilgili işlemin iptaliyle, şirket adına çıkan tapunun iptaline,
muris (veraset ilamındaki mirasçılar adlarına) tapuya tescillerine, şahıslar
adına açılan davanın reddine hükmedilmiştir.
1- Dava, davalılardan .......... İnşaat Ticaret A.Ş.'nin kuruluşuna dair
20.4.1992 tarihli ve 29.4.1992 tarihli sermayenin tezyidine dair genel kurul
(kararlarının iptaliyle) şirketin feshi ve şirkete ayni sermaye olarak
konulan üç parça taşınmazın şirket adına olan tapusunun iptaliyle muris
Mehmet terekesine iadesine ilişkindir.
Mahkemece, şirketin feshine ilişkin istem TTK.nun 299. maddesinin öngördüğü
bir aylık sürede açılmadığı gerekçesiyle (ret) edilmişken, sermayenin
tezyidine ilişkin 29.4.1992 tarihli genel kurul kararının iptalini doğurur
şekilde aynı (sermayenin terekeye iadesine) hükmedilmiştir. Sermayenin
tezyidine ilişkin 29.4.1992 tarihli genel kurul kararı Ticaret Siciline
tescil ettirilmiş ve Sicil Gazetesi'nde de ilan edilmiştir. TTK.nun 392.
maddesi uyarınca sermaye tezyidine dair kararlarda usulsüzlükler bulunsa
dahi, TTK.nun 299/2-son maddesi uyarınca tescil ve ilandan itibaren bir aylık
süre içersinde davanın açılması gerekir. Sermaye tezyidine dair ilan
12.5.1992 tarihli Sicil Gazetesi'nde yapıldığı halde dava, 18.9.1992
tarihinde açılmıştır. Bu duruma göre, bir aylık dava açma süresi geçtikten
sonra açılan bu dava süresinde değildir. Esasen, 3.5.1993 tarihli genel
kurulda davacılar muris payına istinaden şirkette pay sahibi de olmuşlardır.
Bu halde davanın tümden reddi gerekirken kısmen kabul edilmesi bozmayı
gerektirmiştir.
2- Öte yandan, kabul şekline göre de mirasçılardan davalı Necati adına isabet
eden payın tapusunun bu davalı adına tescil edilmemesi de isabetli
olmamıştır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden
yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalılar vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği
anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava; davalı şirketin kuruluş ve sermaye artırımına ilişkin muamelelerin
iptaliyle, şirketin feshi, şirket adına olan tapunun, sahtecilik nedeniyle
iptali ve murisin terekesine iadesi istemlerine ilişkindir.
Yerel mahkemenin davanın kısmen kabulüne dair verdiği karar, Özel Dairece;
TTK.nun 299. maddesinde öngörülen bir aylık hak düşürücü süre içerisinde
davanın açılmamış olduğuna işaretle bozulmuştur.
Gerçekten TTK.nun 392. maddesi uyarınca, sermaye artırımına dair alınan
kararlar hakkında usulsüzlük bulunduğunadn bahisle açılacak davalar, aynı
Yasanın 299/2. maddesi uyarınca tescil ve ilandan itibaren bir aylık süreye
bağlanmıştır. Ancak, bu kararlara karşı tescil ve ilandan itibaren bir aylık
dava açma zorunluluğu yalnızca, itirazın sahtelik iddasına dayanmış olması
halinde uygulanamaz.
Somut olayda da davacılar açıkca, miras bırakanlarının şirketin sermaye
artırımına ilişkin toplantısına katılmadığını, bir kısım taşınmazlarının
şirkete devrine ilişkin yazı altındaki imzanın da murise ait olmadığını ileri
sürerek, sahtecilik iddiasında bulunmuşlardır.
Bu itibarla, yerel mahkemenin itirazı süresinde kabul ederek, işin esasıyla
ilgili karar verilmesi gereğine değinen direnmesi yerindedir. Ne varki,
mahkeme kararına yönelik temyiz itirazları incelenmemiştir. Hal böyle olunca
dosya, hükme yönelik temyiz itirazlarının tetkiki için dairesine
gönderilmelidir.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme yerinde ise de hükme yönelik
temyiz itirazlarının tetkiki için dosyanın Onbirinci Hukuk Dairesi'ne
gönderilmesine, 3.5.1995 gününde oybirliği ile karar verildi.
|