Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
Y A R G I T A Y
Birinci Hukuk Dairesi

E.	1995/10654
K.	1995/12319
T.	28.9.1995

*   İŞTİRAK HALİNDE MÜLKİYET
*   DAVA AÇILMASI VE SÜRDÜRÜLMESİ

ÖZET : İştirak halinde mülkiyette, iştirakçilerden birinin tek başına dava
 açması mümkündür. Ancak, davaya devam edilebilmesi için, öteki iştirakçilerin
 olurlarının (muvafakatlarının) alınması veya miras şirketine atanacak bir
 temsilci aracılığıyla davanın sürdürülmesi gerekir.

  (743 s. MK. m. 629, 630/2, 631, 581)  (YİBK., 11.10.1982 gün ve 3/2 s.)

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada mahkemece verilen karar,
 süresinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, BK.nun 18. maddesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuksal nedenine
 dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Yerel mahkemece dava kabul
 edilmiş ve istek gibi tüm mirasçılar yararına hüküm kurulmuştur.

Ancak; iştirak halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler
 uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle
 bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur. MK.nun 629-631.
 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği
 olmadığı gibi, eşya üzerinde ortaklardan herbirinin doğrudan doğruya bir
 hakkı da yoktur. Mülkiyet, bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka
 bir anlatımla, ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal
 ve hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. değinilen mülkiyet
 türünde malikler, mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil ortaktır
 (iştirakçidir). Bu kural, Medeni Kanunun 629. maddesinde; (...ortaklardan
 herbirinin hakkının o eşyanın bütününe yaygın olacağı...) biçiminde
 açıklanmıştır. İştirak halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle, ortaklar
 arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya iştirak
 halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin
 kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı
 dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar
 almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır. Medeni Kanunun
 630/2. maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir.

Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın
 (iştirakçinin) tek başına dava açabileceği, ne varki davaya devam edebilmesi
 için öteki ortakların (iştirakçilerin) olurlarının (muvafakatlarının)
 alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın
 sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir (11.10.1982 tarih, 1982/3-2 sayılı
 İBK.). Nitekim bu görüş, bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.

Somut olayda, iştirak halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı başka
 ortaklar (iştirakçiler) bulunmaktadır. Hal böyle olunca, davaya katılmayan
 ortakların (iştirakçilerin) olurlarının (muvafakatlarının) alınması yada
 miras şirketine Medeni Kanunun 581. maddesi uyarınca atanacak temsilci
 aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu
 gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması
 doğru değildir.

Ayrıca, birleştirilen 186/550 esas karar sayılı dava hakkında olumlu veya
 olumsuz bir karar verilmemesi de isabetsizdir. Tarafların temyiz itirazları
 yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428.
 maddesi uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri
 verilmesine, 28.9.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini