 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Altıncı Hukuk Dairesi
E. 1995/10426
K. 1995/10550
T. 3.11.1995
* DAVA HAKKI
* TEMERRÜDÜN GERÇEKLEŞMESİ
ÖZET : Borçlar Kanununun 260. maddesi uyarınca temerrüt sebebine dayalı
tahliye davasının, kiralayan tarafından açılması gerekir. Kiralayan durumunda
olmayan malik veya yeni iktisap eden kimsenin, önceden kiracıya ihbar
göndererek malik olduğunu ve kira bedellerinin bundan sonra kendisine
ödenmesini ihbar etmesi ve bu ihtarın sonuçsuz kalması halinde dava açması
gerekir.
(818 s. BK. m. 260)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye ve alacak davasına dair karar,
davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün
kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, ihtiyaç ve temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ve ödenmeyen kira
alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, istem gibi karar verilmiş
ve hüküm davalı tarafından temyiz olunmuştur.
1- Dosya kapsamına, hükmün dayandığı gerekçelere, aylık kira miktarına karşı
çıkılmadığının ve eksik ödeme halinin ikrar olunduğunun anlaşılmasına göre,
davalının alacak kararına yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
2- BK.nun 260. maddesi uyarınca temerrüt sebebine dayalı tahliye davasını
kiralayanın açması gerekir. Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı
sonradan iktisap eden kimsenin, önceden kiracıya ihbar göndererek malik
olduğunu, kira bedellerinin bundan sonra kendisine ödenmesini istemesi, bu
sonuçsuz kalırsa şartlara haiz-temerrüt ihtarı tebliğ ettirmesi, ondan sonra
dava açması gerekir. Dava hakkına ilişkin bu hususun mahkemece kendiliğinden
gözetilmesi icabeder. Kiracıya tebliğ edilen ihtarın yasal şartları taşıması,
istenen kira parasının muaccel olması ve bu kira bedelinin en az verilen otuz
günlük süre içinde ödenmemiş olması gerekir. Kira parası, götürülüp
kiralayanın ayağında ödenmesi gereken borçlardan olduğundan, ona götürülerek
elden verilmesi veya masrafı kiracıya ait olmak şartıyla konutta ödemeli
olarak gönderilmesi gerekir. Buna uygun olmayan ödemeler yasal değildir.
Ancak buna aykırı bir ödeme teamülü taraflar arasında yerleşmişse ona uygun
ödeme de geçerli sayılır. Kiracı veya kiralayanın temerrüdü bu esaslara göre
çözümlenir.
Olayımızda davacı; davalının 1995 Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında aylık
kira bedellerini eksik ödediğini, bu yeri kızkardeşine tahsis edeceğini iddia
ederek, kiralananın tahliyesini istemiştir. Dilekçedeki bu iddialara göre
kiralananın tahliyesinin temerrüt ve ihtiyaç sebeplerine dayandığının kabulü
gerekir. Ancak davacı, gerek dilekçesinde, gerekse duruşmadaki
açıklamalarında ödenmeyen kira paraları için davalıya süre tanıyarak ihtarda
bulunduğunu veya icraya başvurarak ihtarlı ödeme emri tebliğ ettirdiğini
iddia etmediğinden yukarıda da açıklandığı gibi temerrüt olgusunun
gerçekleştiğini kabul etmek mümkün değildir.
Dava dilekçesindeki açıklamalardan, kiralananın tahliyesinin kızkardeşinin
ihtiyacı sebebiyle istendiğinin kabul edilmesi halinde, bu davanın da kabul
edilmesi mümkün değildir. Zira 6570 sayılı Yasa, ancak bir kişinin kendisi,
eşi veya çocuklarının ihtiyaçları için tahliye istenebileceğini
düzenlemiştir. Kardeşin ihtiyacı için tahliye istenemez.
Yukarıda açıklanan nedenlerle tahliye davasının reddine karar verilmesi
gerekirken, yazılı gerekçelerle tahliye kararı verilmesi hatalı olduğundan
hükmün bozulması gerekmiştir.
S o n u ç : Yukarıda 1. bentte yazılı nedenle alacağın tahsili kararının
(ONANMASINA), 2. bentte yazılı sebeplerle tahliyeye ilişkin kısmının
(BOZULMASINA) ve onanan kısım için istek halinde temyiz giderinin temyiz
edene iadesine, 30.10.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|