 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
13. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
SAYI:
1995
ESAS KARAR
10155 11050
YARGITAY İLAMI
MAHKEMESİ : İstanbul 4. Asliye Hukuk Hakimliği
TARİHİ : 5.7.1995
NOSU : 113-315
DAVACI : Osman Yaman Özbabacan vekili avukat Hüseyin Yeten
DAVALI : Perihan Altınışık vekili avukat Yıldırım Şakar
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda
ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen
hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere
çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan
incelemenin evraklar üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra karar için
başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu
saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, boşanmaları nedeni ile temsil ilişkisi sona eren davalının
evlilik dönemi içinde verilen elinde kalan ek kredi kartlarını haksız olarak
kullanıp zenginleştiğini öne sürerek toplam 53.509.500 Tl.nın yasal faizi ile
birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı haksız iktisap hukuki nedenine dayalı açılan davada 1 yıllık
zamanaşımı süresinin dolduğunu kredi kartlarını kullanmakta hakkı olduğunu
savunmuş davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, haksız iktisap hükümlerine istenen alacağın BK. 66. maddesi
uyarınca bir yıllık zamanaşımına uğradığı kabul edilmiş, zamanaşımından
davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Bir davada ileri sürülen maddi olguların hukuki nitelendirmesini
yapmak ve uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan
görevidir. (HUMK. md. 78).
Davacının banka tarafından adına kredi kartı hesabı açılıp, kredi
kartı verilen bu karta kullanma yetkisine sahip ve kredi kartı üyelik
sözleşmesini bankaya karşı borçlu olarak imzalayan üye olduğu davalının ise;
bu üyenin yazılı talimatıyla kendi hesabından ayrı bir kartla (ek kart)
harcama yetkisi verdiği ve kendisiyle birlikte müşterek ve müteselsil
borçludan ek kart hamili olduğu yönlerinde taraflar arasında bir ihtilaf
bulunmamaktadır. Gerçekte de tarafların az yukarıda belirtilen hukuki
durumları bankaların yurt içi-yurt dışı kredi kartı üyelik sözleşmelerinde de
açıklıkla görülmektedir. Uyuşmazlığın çözümü yanlar arasında açıklanan hukuki
ilişkinin kapsadığı sözleşmenin hukuki tanımının yapılmasında toplanmaktadır.
Hemen belirtelimki; bankadaki hesabın sahibi ile (davacı) ek kart
hamili (davalı) arasındaki sözleşmenin yasalarda öngörülen veya öğretide
kabul edilen sözleşme tiplerine dahil edilmesi mümkün değildir. O nedenle bu
sözleşme kendisine özgü bir hukuki nitelik taşımakta olduğu için "isimsiz
akit" olarak kabul edilebilir, en önemlisi bu akit tipi için Borçlar
Kanununda ayrı bir yasa hükmü ön görülmemiştir. Hal böyle olunca BK.nun 125.
maddesindeki on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir.
Mahkemece hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek nedensiz
zenginleşmeye ilişkin bir yıllık zamanaşımı süresi esas alınarak davanın
zamanaşımından reddi yasaya uygun değildir ve bozmayı gerektirmiştir.
Mahkemece yanların delil ve karşı delilleri toplanmalı hasıl olacak uygun
sonuç çerçevesinde işin esası hakkında karar verilmelidir.
SONUÇ: Temyiz olunan yerel mahkeme kararının açıklanan nedenlerle
davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.12.1995
gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A.İ.Arslan K.Kadıoğlu M.Yüksel A.E.Baççıoğlu S.Özyörük
|