Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



       T.C.
  Y A R G I T A Y
Hukuk Genel Kurulu

E. 1995/10-94
K. 1995/160
T. 8.3.1995

	ÖZET : Sigortalılar ve onların bakmakla yükümlü bulunduğu kişiler ve
 hak sahipleri için, tıbbi konulara ilişkin olarak, Kurum'un sağlık
 tesislerince verilen karar ve raporlara yapılan itiraz tıbbi uyuşmazlıkların
 ilk önce Kurum içindeki yerinde çözülmesi ilkesi gereğince, Sosyal Sigortalar
 Yüksek Sağlık Kurulu'nca incelenip değerlendirilmeli, bu usule uyulmaksızın
 dava açılması halinde de mahkemece, öncelikle bu Kurul'dan görüş sorulmalı,
 itiraz halinde Tıp Fakülteleri Konseyinden karar alınmalı, bu karara da
 itiraz olursa Adli Tıp Kurumu Beşinci İhtisas Dairesinden görüş alınarak,
 cücelik rahatsızlığının ve tedavisinde kullanılan hormon ve ilaçların hayati
 önemi haiz olup olmadığı belirlenmelidir.
	Taraflar arasındaki "muarazanın giderilmesi" davasından dolayı yapılan
 yargılama sonunda; (Ankara Dördüncü İş Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair
 verilen 11.10.1994 gün ve 1994/119- 691 sayılı kararın incelenmesi davalı
 SSK. vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onuncu Hukuk Dairesi'nin
 3.11.1994 gün ve 1994/12922- 18382 sayılı ilamı ile; (...Dosya içeriğine
 göre; Sosyal Sigortalar Kurumu Ankara Hasatanesi'nin 18.1.1993 tarihli kurul
 raporuna göre; davacının oğlu Oğuz'un Hipofizer cücelik ilacının 20'sinden 1
 yıl muaf tutulduğu, diğer taraftan yine dosyada bulunan adli Tıp Kurumu
 Başkanlığının 4.7.1994 tarihli Beşinci İhtisas Kurulu raporuna göre ise,
 hastanın ruh ve bedeninin sağlıklı olabilmesi için (Growth hormonu) büyüme
 hormonunu hayat boyu alması gerektiği belirtilmiştir. Bu durumda Sosyal
 Sigortalar Kurumu sağlık tesislerince verilen karara itiraz olunduğuna göre,
 506 sayılı Kanunun 109. maddesi uyarınca, itirazın incelenmesi için, Sosyal
 Sigortalar Kurumu Yüksek Sağlık Kurulu'nun görüşünün alınması, buna göre
 karar verilmesi gerekmektedir. Bu itibarla yukarıda gösterilen maddi ve
 hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve
 yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,
 yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.

	Temyiz eden : Davalı SSK. vekili.

	Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
 edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
 görüşüldü:
	Dava, hipofizer cücelikte kullanılan, Growth hormon tedavisi
 ilaçlarının bu tür rahatsızlıklar, "hayati önemi haiz" olmadığı ve
 Tüberküloz, Kanser, Kronik Böbrek Hastalıkları, organ nakli plantasyonları
 derece ve ağırlığında tehlikeli bulunmadığından, onlar "gibi" sayılamayacağı
 ve bu nedenlede, ayakta yapılan tedavilerde, 20 iştirak payı kesintilerinden
 muaf tutulamıyacağını kararlaştıran, kurumun bu konularda yetkili komisyonu
 kararının iptali ile sataşmanın önlenmesi ve bu tür ilaçlardan iştirak payı
 alınmamasının temini istemine ilişkindir. 
	Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun m. 35, 123; 2565, 2795 ve
 3520 sayılı Yasalarla son şeklini alan ek 25. maddeleridir. 
	Sigortalının oğlu, 506 sayılı Kanunun m. 35 çevresinde hastalık
 sigortasının sağlık yardımlarından yararlandırılmış ve bir dönem 20
 oranındaki ilaç bedeli iştirak payından, alınan Kurul kararıyla muaf
 tutulmuştur. Sonradan, anılan Kanunun 123/7-9. maddesi çevresinde hekim ve
 eczacılardan oluşturulan komisyon tarafından, Hipofizer cüceliğin, ek 25.
 maddede zikredilen hastalıklardan olmadığı ve o hastalıklar "gibi" bir
 rahatsızlık sayılamayacağı ve söz konusu ilaçların "hayati önemi haiz" kabul
 edilemeyeceği görüşüyle iştirak payı alınmayacak ilaçlar listesinden
 çıkartılmış ve iştirak payı alınması kararlaştırılmıştır.
	Anılan komisyon ek 25. maddenin, 123. maddeye yaptığı yollama ve ek
 25. maddenin açıklığı gereği, maddede sayılan hastalıklara benzeyen, diğer
 bir deyimle onlar "gibi" olan hastalıkları belirlemeye ve belirlediği
 hastalıklar için hangi ilacın "hayati önemi haiz" olduğunu saptamaya
 yetkilidir. Ancak bu saptama olumlu yönde olursa ayakta tedavilerde, hekimin
 yazdığı ilaçlar için iştirak payı alınmayacaktır.
	Olayımızda, bu saptamanın olumsuz yönde gerçekleştiği belirgindir. Öte
 yandan, komisyonun yaptığı bu işin, tıbbi bir konu olduğu ortadadır. Bu
 niteliği itibariyle de komisyonun, Kurum'un sağlık tesislerinden biri
 sayılması zorunludur. 
	Yargıtay uygulamasında, sigortalılar; onların bakmakla mükellef
 bulunduğu kişiler ve hak sahipleri için, tıbbi konulara ilişkin olarak
 kurumun sağlık tesislerince verilen kararlara karşı yapılan itirazların 506
 sayılı Kanun m. 109 uyarınca, Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulu'nda
 karara bağlanması gerektiği kabul edilmektedir. Diğer bir deyimle, 109'daki
 "Kurum'un sağlık tesisleri..." sözcükleri, sadece hastane ve poliklinikleri
 değil, sağlıkla ilgili bütün kuruluşları kapsadığı gibi, "Raporlar..." deyimi
 de sağlıkla ilgili konularda, bir belirleme içeren bütün kararları kavrayacak
 geniş bir anlam taşır. Bu kurumların kararlarına, ilgililerce yapılan
 itirazların Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nda incelenip
 değerlendirilmesi yasanın sistemine ve m. 109'a uygun düşer. Zira, Sosyal
 Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu, 506 sayılı Kanunun m. 129 uyarınca, 123.
 maddedeki komisyona göre daha uzman ve yetkili bir kuruluştur. Bu tür tıbbi
 uyuşmazlıkların ilk önce Kurum içindeki yerinde çözülmesi sistem ve yasa
 gereğidir. Bu açıklıklar karşısında, 123. maddedeki komisyonun Kurum Sağlık
 Tesislerinden olmadığı, işlevinin tıbbi değil, idari olduğu ve Sosyal Sigorta
 Yüksek Sağlık Kurulu'nca komisyonun sözü edilen kararlarını inceleyemeyeceği
 yollu yerel mahkeme görüşüne katılmak olanaksızdır. 
	Ne var ki, olayda Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'na itiraz
 edilmeden mahkemede dava açılmış, yürütülmüş, karar bağlanmış. Böyle hallerde
 dava ekonomisi kuralı gereği olarak dava reddedilmemeli ve fakat itirazın
 tetkikine yetkili merci olan Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'ndan düşünce
 alınmadan ve değerlendirilmeden de karar verilmemelidir.
	Yerel mahkeme, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'ndan düşünce
 almadan yazılı şekilde hüküm kurduğu için Yüksek Özel Dairenin bozma kararı
 yerindedir. 
	Bu durumda öncelikle, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'ndan
 düşüncesi sorulmalı ve düşünceye itiraz halinde, 28.6.1976 tarih ve 6/4
 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da gözönünde tutularak, Tıp Fakülteleri
 Konseylerinden görüş alınmalı, buna itiraz edilmesi durumunda, bu kez somut
 olayda 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanununun 15. maddesinde, 3934 sayılı
 Kanunla yapılan değişiklik uyarınca ve beşinci İhtisas Dairesi kararının
 yeterli ve kanaat verici nitelikte bulunmaması ve açıklanan prosedür
 gereğince, Adli Tıp Genel Kurulu'ndan görüş alınarak, Hipofizer cüceliğin 506
 sayılı Kanun ek m. 25'deki Tüberküloz, Kanser, Kronik Böbrek Hastalığı, organ
 nakli plantasyonları "gibi" bir hastalık olup olmadığı, o hastalıklar nitelik
 ve ağırlığında bulunup bulunamadığı ve Growt hormon tedavisi ilaçlarının
 "hayati önemi haiz" sayılıp sayılamayacağı ve ayakta tedavide iştirak
 payından muaf tutulup tutulamayacağı, kesin ve inandırıcı biçimde
 belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. 
	Bu yolda işlem yapılmaksızın Adli Tıp İhtisas Dairesi ve yetersiz
 bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
 O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır. 

	S o n u ç  : Davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile
 direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen
 nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 8.3.1995
 gününde oyçokluğu ile karar verildi. 

Birinci Başkanvekili    10.H.D.Bşk.         8.H.D.Bşk.        l7.H.D.Bşk.
İ.Teoman PAMİR          İ.T.Ozanoğlu        M.F.Ildız         H.H.Karadoğan
	 	 	 	      Onama

13.H.D.Bşk.             15.H.D.Bşk.         18.H.D.Bşk.       2.H.D.Bşk.
A.i.Arslan              M.S.Aykonu          S.Rezaki          T.Alp
	 	 	 	      Onama

ll.H.D.Bşk.             14.H.D.Bşk.         16.H.D.Bşk.       12.H.D.Bşk.
G.Eriş                  E.Özdenerol         O.Arslan          C.Sanin

9.H.D.Bşk.V.            K.N.Fadıllıoğlu     T.Y.Darendelioğlu 19.H.D.Bşk.V.
M.Demirtürk    	 	 	       Y.M.Günel

E.Taylan                A.C.Göğüş           K.Tokman          İ.P.Solak
Onama

K.öztekin               T.Türkçapar         Ş.D.Kabukçuoğlu   A.T.Seçkin
Onama

İ.Ulusoy                M.Tunaboylu         M.Oskay           M.H.Surlu
	 	Onama	 	       Onama

O.G.Çankaya             H.A.Bengü           A.E.Baçcıoğlu     S.Öztuna
Onama

Z.Sağdur                B.Doğan             İ.Erdemir         H.Kılıç
	 	Onama

A.Nazlıoğlu             Y.Yasun             L.Gürün           C.Şat

E.Güvener               Y.Büken             S.Tekin           M.S.Özgenç
	 	 	    Onama

	 	-KARŞI OY YAZISI-

	Çekişme, S.S.K.na sigortalı davacının sağlık yardımlarından faydalanan
 oğlunun kullandığı ilaç bedelinden 20 iştirak payının davacıdan alınıp
 alınmayacağı konusundadır.
	506 sayılı SSK.nun, ek 25. maddesinde, hangi ilaçlardan 20 iştirak
 payının alınmayacağı düzenlenmiş, kullanılacak ilacın anılan madde kapsamına
 girip girmediğinin tesbit yetkisi de aynı Yasanın 123/7. bendince
 oluşturulacak komisyona verilmiştir. 
	506 sayılı Yasanın 123/7. maddesine göre oluşturulan komisyonla, aynı
 Yasanın 129. maddesi gereğince kurulan Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Şürası
 farklı kuruluşlardır.
	Daire ve genel kurul çoğunluğu dava ve uyuşmazlık konusu olan ek 25.
 maddede düzenlenen ve 123/7. madde gereği kurulan komisyon yetkisine giren
 bir konunun 129. maddeye göre kurulan Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Şürasında
 görüşülmesi zorunlu olduğu görüşünde olup bunun yasal dayanağının da SSK.nun
 109. maddesi olduğunu kabul etmektedir. 109. maddede açıkca "bu konunun
 uygulanmasında; A) Sigortalıların sürekli işgörmezlik, mallüllük durumlarının
 tesbitinde "itiraz edilirse, durum S.S. Yüksek Sağlık Şürasınca karara
 bağlanır" hükmü mevcuttur. Bu maddede sınırlı olarak sayılan haller içersine
 dava konusu itilaf girmemektedir. Bu nedenle çekişme konusu ile ilgili olarak
 S.S. Yüksek Sağlık Şürasına gidilmediği gerekçesiyle kararın bozulmasının
 yasal dayanağı yoktur. Davalı S.S. Kurumu ne cevap lahiyalarında ne mahkeme
 safhalarında ve ne de temyiz dilekçesinde SSK. Yüksek Sağlık Şürasına
 gidilmesi gerektiğini ileri sürmemiş daire temyiz sebebi yapılmamasına rağmen
 bu hususu resen bozma sebebi olarak görmüştür. Esasen geçici 25. madde ile
 123/7. maddelerdeki prosedüre uyulup son merci olan Adli Tıp Meclisi İhtisas
 Kurulundan da rapor alınarak karar verildiğine göre mahalli mahkeme kararının
 onanması görüşünde bulunduğumuzdan çoğunluğun bozma kararına katılamıyoruz.

Mehmet Handan SURLU                         O.Güven ÇANKAYA
14.H.D.Üyesi                                9.H.D.Üyesi
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini