 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
S A Y I
Esas Karar Tebliğname
1995/10-65 1995/92 10/88062
Y A R G I T A Y K A R A R I
Bozma kararı veren
Yargıtay Dairesi : 10. Ceza Dairesi
Mahkemesi : MERSİN 2.Asliye Ceza
Günü : 2.9.1994
Sayısı : 603-379
Davacı : K.H.
Sanık : Zeynel Abidin Sarbaz
Davaya Katılan : M.Sıtkı Yeter vekili Av.Seyfettin Akmanlar
Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 22.9.1992 gün 90/545 sayılı kararı
ile, karşılıksız çek düzenlemek suçundan sanık Zeynel Abidin Sarbaş'ın "3167
Sayılı Yasanın 16/1. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası ile
cezalandırılmasına ve 1 yıl süre ile çek hesabı açma ve keşide etmesinin
yasaklanmasına, hükmün kesinleşmesinden itibaren üç ay içersinde çek bedelini
ödeyip ibraname aldığında cezasının teciline" ve bilahare çek bedelinin
yatırıldığına ilişkin banka dekontunun ibrazı üzerine de 10.5.1993 gün ve
aynı sayı ile, "erteleme şartı yerine getirildiğinden cezanın teciline" karar
verilmiştir.
Katılan vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 10. Ceza Dairesi 11.4.1994
gün 799/4888 sayı ile;
"1- Hükmün aslını ve sonucunu değiştirecek nitelikteki kararların
duruşma açılarak verilmesi gerektiği gözetilmeden evrak üzerinden hüküm
tesisi,
2- Ödemenin çek bedeli, 10 tazminatı ve yasal gecikme faiziyle
birlikte gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak sonucuna göre 3863 Sayılı
Yasa ile değişik 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi uyarınca sanığın hukuki
durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin düşünülmemesi" isabetsizliğinden
hükmü bozmuş,
Yerel Mahkeme 2.9.1994 gün 603/379 sayı ile;
"Sanığın cezası şartlı ertelenmiş ve bu şartın gerçekleşmesi üzerine
de cezanın teciline karar verilmiştir. Verilen karar, tecile ilişkin olup
3167 Sayılı Yasanın değişik 16/son maddesi uygulanmamıştır. Bu nedenle,
tazminat ve gecikme faizinin yatırılıp yatırılmadığını araştırmaya gerek
yoktur. Yeni bir karar verilmediği gibi önceki hükmün sonucu da
değişmemiştir. Verilen karar yasaya uygundur." gerekçesiyle önceki hükümde
direnilmiştir.
Bu hükmün de Yargıtayca incelenmesi katılan vekili tarafından
süresinde istenildiğinden dosya; Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istemli
23.2.1995 günlü tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel
Kurulunca okundu, gereği konuşulup, düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Dosya içeriğine göre,
Sanığın, karşılıksız çek düzenlemek suçundan "3167 Sayılı Yasanın
16/1. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve bir yıl
çek hesabı açma ve keşide etmesinin yasaklanmasına, hükmün kesinleşmesinden
itibaren üç ay içersinde sanığın davaya konu çek bedelini ödeyip ibraname
aldığında TCY.nın 93. maddesi gereğince verilen cezanın şartlı olarak
teciline" ilişkin 22.9.1992 gün 90/545 sayılı hüküm, ilgililerce temyiz
edilmeyerek kesinleşmiştir. Hükmün infazı sırasında, çek bedeli olarak
12.500.000 liranın bankaya yatırıldığına ilişkin banka makbuzu sanık
tarafından C.Savcılığına ibraz edilmiştir. C.Savcılığınca, çek bedelinin
ödendiğinden bahisle ek bir karar verilmesi Yerel Mahkemeden istenmiş ve
evrak üzerinde verilen 10.5.1993 gün ve aynı sayılı karar ile "şartı yerine
getirildiğinden cezanın ertelenmesine" karar verilmiştir. Bu kararın temyizi
üzerine, Özel Dairece hüküm bozulmuş ve Yerel Mahkeme önceki hükümde
direnmiştir.
Öncelikle, dosya üzerinde verilen ek karara karşı temyiz davası
açılıp açılamayacağı üzerinde durulmalıdır.
TCY.nın 93. maddesinde "cezaların tecili kararının infazı hukuku
şahsiyenin mahkum tarafından rızasıyla infazına veya teminine talik
olunabilir." hükmü yeralmaktadır. Maddede "kararın infazından"
sözedilmektedir. Kararın infazı veya şartların gerçekleşmesi nedeniyle
cezanın tecili gerektiğine ilişkin uyuşmazlıklar infazla ilgili olduğu
cihetle CMUY.nın 402. maddesi gereğince bu konuda mahkemesinden karar
alınmalıdır. Mahkemece, infazla ilgili olarak evrak üzerinde verilecek karar,
CMUY.nın 253. maddesinde sayılan ve 305. madde gereğince temyiz olunabileceği
belirtilen "hüküm"lerden değildir. Ayrıca davanın esasını çözen, hükmün zat
ve mahiyetinde değişiklik yapan nihai (bitirici) karar olduğu da kabul
edilemez. Cezanın infazında tereddüt halinde, CMUY.nın 402. maddesi gereğince
mahkemeden istenecek karar, aynı Yasanın 405. maddesi uyarınca duruşma
yapılmaksızın verilecek ve karar aleyhine acele itiraz yoluna
başvurulabilecektir.
Bu nedenle, Yerel Mahkemece duruşma yapılmaksızın verilen 10.5.1993
günlü ek karar, temyize tabi olmayıp itirazı mümkün kararlardan olduğundan,
bu kararın bozulmasına ilişkin Özel Dairece verilen 11.4.1994 gün 799/4888
sayılı karar ile Yerel Mahkemece verilen direnme kararı hukuki değerden
yoksun bulunduğundan kaldırılmalarına ve katılan vekilinin temyiz isteminin
reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 10.Ceza Dairesinin 11.4.1994 gün 799/4888 sayılı
bozma kararı ile Yerel Mahkemece verilen 2.9.1994 gün 603/379 sayılı direnme
kararının kaldırılmasına,
2- Karara karşı temyiz davası açılamayacağından, katılan
vekilinin TEMYİZ İNCELEME İSTEĞİNİN REDDİNE, bu istemin itiraz kabulü ile
itiraza ilişkin olarak gereğinin mahallinde yapılmasına, 27.3.1995 günü
oybirliğiyle karar verildi.
Birinci Başkanvekili 4.C.D.Bşk. 7.C.D.Bşk. 5.C.D.Bşk.
Mehmet UYGUN S.SELÇUK S.GENÇAY H.KOÇULU
2.C.D.Bşk. 3.C.D.Bşk. 6.C.D.Bşk. R.SÖNMEZ
M.ONAN S.N.DEDA N.MUTİŞ
N.BENLİ N.TANKUT C.YILMAZ O.K.KESKİN
V.SAVAŞ S.ÇELİK A.İ.HEKİMOĞLU Y.KALAY
M.İ.ÜNAL O.ŞİRİN S.Ö.ÇETİNKOL Y.TURAN
O.KÖSEBALABAN M.F.İNAN S.ERKAN Z.ASLAN
H.GERÇEKER
|