 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
18.HUKUK DAİRESİ
ESAS KARAR
1994/9987 1994/10045
Y A R G I T A Y İ L A M I
Davacı Haydarpaşa Numune Hastanesi Bilimsel Araştırma ve Geliştirme
Vakfı tarafından açılan vakıf senedinde değişiklik yapılması davasına dair
Üsküdar 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 31.12.1993 günlü ve
1989/882-1993/1023 sayılı hükmün bozulması hakkında dairece verilen 7.6.1994
günlü ve 1994/6087-7737 sayılı ilama karşı davacı Vakıf vekili tarafından
kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki
bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Bozma ilamında da dolaylı olarak açıklandığı gibi, ayrı ayrı iradelere
bağlı düzenlemelerde kurulan vakıflara ait malların bir araya getirilip aynı
amacın gerçekleştirilmesine yönlendirilmeleri yasa, tüzük ve vakıf
senetlerindeki koşulların birlikte gerçekleşmiş olmasına bağlı olup, Hukuk
sistemimiz diğer bazı tüzel kişiliklerle ilgili düzenlemelerin aksine,
Vakıfların birleştirilmesini kabul etmemiş ve bunun doğal sonucu olarak
bunlarla ilgili bir hüküm yasalarımızda yer almamıştır. Yasada bu konuyu
düzenleyen bir hüküm bulunmaması, kanun koyucunun bu konuyu ihmal ettiğinden
ya da uygulamada doğabilecek boşlukları görmediğinden değil, aksine yasal
olarak kurulmuş ve faaliyetlerine sağlıklı biçimde devam eden vakıfların,
iradi birleşmelerini uygun görmemesinden kaynaklanır. Gerçekten, sistemimize
göre bir vakıf kurulup vakıf senedi ve yasa hükümleri uyarınca faliyete
başladıktan sonra vakfedilen mallar, kurucuların veya yöneticilerinin
iradesine tabi olmaktan çıkar, yasa ve tüzük hükümleri meriyete girer.
Örneğin vakfeden vakıftan cayamaz, yasada öngörülen koşulların varlığı
halinde mahkeme kararı olmadıkça vakıfın amacını değiştiremez, vakfedilen
mallar yerine başka malları ikame edemez. Vakfı bu şekilde düzenleyen yasa
hükümleri karşısında, vakıfların birleştirilmesinin de söz konusu olmayacağı
ve yasa koyucunun böyle bir düzenlemeye gitmiş olamıyacağı açıktır. Bu
durumda yasa boşluğundan da söz edilemeyeceği için, Medeni Kanunun 1.
maddesine dayanılarak, yasanın zımnen yasakladığı bir oluşuma olanak
sağlanamaz. Ayrıca, mahkemenin tescil ile ilgili olarak yasanın 74.
maddesiyle verilen görev ve yetkisi de aşılamaz.
Dosyaya örnek olarak ibraz edilen Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin
26.10.1982 gün ve 1982/6976-9458 sayılı kararı ise, sonuç bakımından
anlaşılacağı üzere, konuyu yalnız yasanın 77/A maddesi kapsamındaki vakıflar
yönünden ele almış ve yalnız bu tür vakıflarda varlığı mümkün olabilecek
koşulları dikkate alarak birleşmeye cevaz vermiş olup bu kararın, karara konu
olan maddi olayın özelliği itibariyle verilmiş olduğu açıktır.
Bu itibarla ve düzeltilmesi istenilen Yargıtay ilamında açıklanan
gerekçelere göre düzeltme dileğinde ileri sürülen sebepler HUMK'nun 440ıncı
maddesindeki yazılı hallerden hiç birisine uymadığından vaki düzeltme
isteğinin REDDİNE ve 234.000 lira para cezası ile 121.600 TL. karar düzeltme
red harcının düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydettirilmesine,
9.9.1994 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Sait Rezaki M.A.Selçuk V.Canbilen M.Tutar A.Nazlıoğlu
|