 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
13. HUKUK DAİRESİ
SAYI Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS l994 KARAR
9668 l0845
MAHKEMESİ : İstanbul l0.Asliye Hukuk Hakimliği
TARİHİ : 25.3.l994
NO : l50-ll0
DAVACI : Halil Ulus vekili avukat Erdoğan Özgün
DAVALI : Kuntur Turizm A.Ş. vekili avukat Günay Yavaş
Taraflar arasındaki tecavüzün önlenmesi davasının yapılan yargılaması
sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak
verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz
edilmiş ise de dava tecavüzün men'i davası olarak açılmış, değer gösterilip
buna göre harç ikmali de yapılmadığından duruşma isteğinin reddiyle
incelemenin evraklar üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya
incelendi, gereği konuşuldu.
KARAR
Davacı, binanın l-2-3-4. katlarını pansiyon işletmek üzere davalıdan
kiraladığını davalının yazıhane olarak kullandığı yeri müzikli birahane ve
restorant'a dönüştürdüğünü ayrıca binanın ortak yerlerini de yaptığı birahane
ve restorant'a ilave ettiğini pansiyonun ön tarafını masa, tabure, hoparlör
ve tentelerle kapattığını, su deposu ve hidroforun kullanımını kendi işyerine
hasrettiğini öne sürerek, haksız işgal ve elatmasının önlenmesine karar
verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının aynı konuda açmış olduğu dava sonucunda istemi
karşılanarak kira parasının tenziline karar verildiğini o nedenle artık
davacının eski hale getirme talebinde bulunamayacağını savunmuş, davanın
reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalının ortak yerlere vaki elatmasının önlenmesine karar
verilmiştir.
Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesi ile davalının binanın
l-2-3-4. katlarını pansiyon olarak davacıya kiraladığı uyuşmazlık konusu
değildir. Bir davada ileri sürülen maddi olguları nitelendirmek uygulanacak
yasa maddelerini bulmak ve uygulamak Hakimin doğrudan görevidir. (B.K. Md.
76).
Dava hukuksal nitelikçe, BK.nun 250. maddesine dayalı sonradan, akde
aykırı haller nedeniyle, ortaya çıkan ayıpların önlenmesi istemine
ilişkindir.
Hemen belirtelim ki kiralananın sözleşme amacına uygun biçimde
kullanmaya elverişli duruma getirilmemesi de maddi bir ayıp olarak kabul
edilmesi gerekir. Yine, kira devamlı bir akit olduğundan, kiralayan, akdin
devamı süresince kiracının bir kusuru olmaksızın ortaya çıkan ayıplardan
sorumludur. Kiracının bir kusuru olmaksızın, kiralanan, akitte güdülen amaca
göre kullanıma mümkün olmayacak duruma düştüğü veya yararlanma önemli ölçüde
azalacak bir hale geldiği durumda kiracı ayıbın giderilmesi için kiralayana
uygun bir önel verir ve bu süre içinde giderilmediği takdirde kiracının iki
seçimlik hakkı veya başvurabileceği yollar ortaya çıkar. Bu seçimlik
haklardan biri, ücretten uygun bir miktarın indirilmesi ikincisi ise akitten
rücu hakkıdır. (BK. Md. 249, 250 ve l06, l08).
Davacı İstanbul l0. Asliye Hukuk Mahkemesinin l992/6l9 esasına kayden
davalı aleyhine ikame ettiği davada; davalı kiralayanın, kiralananın, otel ve
pansiyon ruhsatını alamadığını, kiralananın bir bölümünü teslim etmediğini,
kira sözleşmesindeki edimlerini ifa etmediğini öne sürmüş ve müşterek
kullanma yerlerinin eski hale getirilmesini ve kiralananın akitten güdülen
amaca uygun duruma getirilmesi yanında ayrıca aynı nedenlere dayanarak, aylık
kiranın 500 Dolara indirilmesini istemiştir, daha sonra yargılama aşamasında
25.ll.l992 tarihli dilekçe vererek eski hale getirme (ayıpların giderilmesi)
talebini atiye bıraktığını davasını kira parasının tenziline hasrettiğini
bildirmiştir. Mahkemece kira parasının 954,68 Dolara indirilmesine karar
verilmiş hüküm kesinleşmiştir. Şu durum karşısında az yukarıda sözü edilen
davada akde aykırı durumlar nedeniyle ortaya çıkan ayıpların önlenmesi
yönünden davacının seçimlik haklarından olan BK.nun 250. maddesinde ifade
edilen ücretten mütenasip bir miktarın tenziline ilişkin seçimlik hakkını
kullandığı ve bu hakkı korunarak davanın sonuçlandırıldığı çok açıktır.
Böylece davacı kiracının kira süresi zarfında akitten güdülen amaca göre
kullanmasının mümkün olmayacak duruma düşmesi veya yararlanmasının önemli
ölçüde azalacak bir hale gelmesinden doğan gideriminin karşılandığının kabulü
zorunludur. O halde, kural olarak bu aşamadan sonra davacı kiracı bu davada
olduğu şekilde ayıpların önlenmesi amacıyla talepte bulunması mümkün
değildir.
Gerçekte de, seçimlik haklardan kira parasının tenzili hakkı
kullanılarak hüküm kurulduğuna göre ayıpların önlenmesine ilişkin hak bu
şekilde karşılanmış ve subut etmiş sayılmalıdır.
Ne varki, dosyadaki bilgi ve belgelerden, işbu davada dayanılan maddi
olgular ile İstanbul l0. Asliye Hukuk Mahkemesinin; kira parasının tenziline
ilişkin verdiği kararın dayandığı maddi olguların, diğer bir anlatımla her
iki davada dayanılan ayıpların aynı olup olmadığı kesin bir şekilde
anlaşılamamaktadır. Bu durumda az yukarıda açıklanan yasal kuralların
ışığında bir sonuca kavuşulunabilmesi için bu yönde tarafların iddia ve
savunmaları alınmalı gerekirse yeniden bilirkişi incelemesi yapılmalı,
sonuçta; kira parasının tenziline esas tutulan ayıplardan dolayı bu davada
tekrar bir talep vaki olduğu belirlenirse istemin reddine ayrık ayıpların
varlığı saptanırsa bunlar açısından davanın kabulüne karar verilmelidir.
Mahkemece yasaların yorum ve uygulanmasında delillerin takdirinde
hataya düşülerek eksik incelemeyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar
verilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
SONUÇ:Temyiz olunan Yerel Mahkeme Kararının davalı yararına
BOZULMASINA, istek halinde peşin harcın iadesine, 5.l2.l994 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A.İ.Arslan K.Kadıoğlu Ş.Yüksel A.E.Baççıoğlu S.Özyörük
|