 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
4.Ceza Dairesi ESASTAN RET (ONAMA)
(HÜKÜMLÜLÜK)-KARAR VERMEYE
YER OLMADIĞINA (GERİ GÖN.)
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas no :94/9626
Karar no :95/690
Tebliğname no :6/107325
Görevi ihmal ve sahtecilik suçlarından sanıklar Mehmet Ali Birand,
Yılmaz Güngör ile Şaban Adıgüzel hakkında TCY.nın 230/2, 345, 80, 59/2, 647
sayılı Yasanın 4-6. maddeleri uyarınca sanık M.Ali Birand'ın 3.500.000 lira,
diğer sanıkların 2.100.000'er lira ağır para cezalarıyla hükümlülüklerine,
sanıklar Yılmaz Güngör ile Şaban Adıgüzel'in 3'er ay memuriyetten
mahrumiyetlerine, tüm sanıkların cezalarının ertelenmesine ilişkin ANKARA
Asliye 17. Ceza Mahkemesinden verilen 1991/1186 Esas, 1994/1315 Karar sayılı
ve 4.10.1994 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi sanıklar Yılmaz Güngör
ile Şaban Adıgüzel ve sanık Mehmet Ali Birand müdafii, katılan T.R.T. Genel
Müdürlüğü vekili tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay
C.Başsavcılığının 12.12.1994 tarihli onama isteyen tebliğnamesiyle 23.12.1994
tarihinde daireye gönderilen dava dosyası başvurunun nitelik ve kapsamına
göre görüşüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar,
belgeler ve gerekçe içeriğine göre, katılan TRT Genel Müdürlüğü vekilinin
duruşma isteğinin reddiyle ve temyiz edenlerin niteliklerine ve temyiz konusu
yaptıkları hükümler ve hususlar gözetilerek, yapılan incelemede:
I-İddianamenin içeriği ve kapsamı ile kurulan hükümleri içeren mahkeme
ilamının kapsamı açısından:
A)Sanık Mehmet Ali Birand hakkında, belge düzenleyerek ya da belge
üzerinde değişiklikler yaparak birden çok sahtecilik cürmü işlediği ve bu
belgelerle katılan kuruluştan haksız para aldığı iddialarıyla dava
açılmıştır.
Mahkeme, 14 belgede sahteciliğin aldatma gücü bulunduğunu ileri
sürerek, bu eylemler hakkında, aralarında teselsül bulunduğu gerekçesiyle
sanıklardan M.Ali Birand'ı, TCY.nın 345, 80; öbür sanıkları ise aynı Yasanın
230, 80. maddeleri uyarınca hükümlendirmiştir.
B)Sanık Mehmet Ali Birand'a yükletilen eylemlerden:
1)Aldatma gücü bulunmayan belgelerle ilgili sahtecilik;
2)Aldatma gücü olan ya da olmayıp da dolandırıcılık cürmü açısından
hile boyutuna ulaşması olası belgelerle para alma suretiyle işlenen eylemleri
nedeniyle dolandırıcılık;
Suçlarından açılan davalar hakkında bir karar verilmemiştir.
C)Mahkeme, gerek aldatma gücü bulunduğu benimsenen ve haklarında
hüküm kurulan sahtecilik eylemleri arasındaki içtima ilişkisini; bu
eylemlerle aldatma gücü olmayan ve haklarında hüküm kurulmayan sahtecilik
eylemlerini birlikte ele alarak ve işleniş biçimindeki benzerlik, zaman
aralıkları ve mağdurun özdeşliğine gözeterek, müteselsil suçlar biçiminde
değerlendirmiştir.
II-Bu durum karşısında:
A)Mahkemenin müteselsil suçlara ilişkin gerekçesinde bir tutarsızlık
görülmediğinden;
B)Bu değerlendirmenin haklarında hüküm kurulmuş ve kurulmamış
sahtecilik ve hiç hüküm kurulmamış dolandırıcılık eylemleri açısından da,
koşulların özdeş bulunmaları nedeniyle, aynı sonucu doğurması ve onların
kendi aralarında da teselsül ilişkisi bulunması doğal görüldüğünden;
C)Hakkında hükümler kurulmayan dolandırıcılık eylemleriyle, hüküm
kurulan ve kurulmayan özel belgede sahtecilik eylemleri arasında, TCY.nın 79.
maddesi anlamında biçimsel (fikrı) içtima ilişkisi bulunduğundan;
D)Ceza hukukunda "her ihlal (suç), bağımsız bir suçtur" kuralına
göre;
1)Müteselsil suçlarda, cezanın belirlenmesi (T.C.Y. mad. 80) ve
zamanaşımı (T.C.Y. md. 103);
2)Biçimsel içtimada, cezanın belirlenmesi (T.C.Y. md. 79);
Açısından, bu konumdaki suçların birer ayrık (istisnaı) hüküm
oluşturdukları, ayrık hükümlerin yorum yoluyla genişletilemeyecekleri ve bu
nedenlerle de söz konusu durumlar dışında suçlar bağımsızlıklarını
koruyacaklarından;
E)Bu yüzden, dava açıldığı halde haklarında hüküm kurulmayan
eylemler ve eldeki (derdest) davalar hakkında hükümler kurulması zorunlu
bulunduğundan ve kurulacak hükümlerin, yukarıda irdelenen T.C. Yasasının 79.,
80 ve 2. maddeler ve eylemlerin işlendikleri tarihler gözetildiğinde, eski
hükümlülük kararlarını etkilemeyecekleri anlaşıldığından;
1)a-Yargılama ve olayın kanıtlanmasına ilişkin gerekçe: Sanıklar
Yılmaz Güngör ile Şaban Adıgüzel'e yükletilen görevde yetkiyi kötüye kullanma
ve savsama; sanık Mehmet Ali Birand'a yükletilen bir kesim belgelerde
sahtecilik eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu
eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin yasaya uygun olarak yürütülen
duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve
savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği,
özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve
çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda
gerekçenin yeterli bulunduğu;
b-Hukuksal tanı: Sanıklardan Şaban Adıgüzel'e yükletilen eylemler
yanlış olarak nitelendirilmiş, TCY.nın 240, 80. maddelerinin yerine 230, 80.
maddeleri uygulanmış ise de, karşı temyiz olmadığından, bu konuda bozma
yapılmasına gerek bulunmadığı;
Öbür sanıklara yükletilen eylemlerin doğru olarak nitelendirildikleri
ve yasada öngörülen suç tiplerine uydukları;
c-Yaptırım: Eleştiri bağlamında cezaların yasal bağlamda
uygulandıkları,
Anlaşıldığından, sanıklar Şaban Adıgüzel ile Yılmaz Güngör'ün; sanık
Mehmet Ali Birand müdafii ile bu sanıkla ilgili hükümlere yönelik, katılan
T.R.T. Genel Müdürlüğü vekilinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş
olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE
HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
2- a)Aldatma gücü bulunmadığı kabul edilen belgelerle ilgili
sahtecilik suçlarından açılan kamu davaları hakkında zamanaşımı içinde
hükümler kurulabileceği ve yasa yoluna konu hükümler bulunmadığı;
b)Sahte kabul edilen ve de ayrıca aldatma gücü olmadığından sahte
kabul edilmese bile hile boyutuna ulaşması olası belgelerle para alma
eylemleriyle ilgili dolandırıcılık suçlarından açılan kamu davaları hakkında
TCY.nın 79. maddesi gözetilerek, yine zamanaşımı içinde hükümler
kurulabileceği ve yasa yoluna konu hükümler bulunmadığı;
Anlaşıldığından, katılan T.R.T. Genel Müdürlüğü vekilinin tebliğnameye
uygun olarak, temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA
ve dosyanın incelenmeksizin karar mahkemesine GERİ GÖNDERİLMESİNE, 3.2.1995
tarihinde kısmen oybirliğiyle karar verildi. 7.2.1995
Sami Selçuk Macit Başesen Yücel Kocabay Hulusi Öğütçü Birol Kızıltan
Başkan Üye Üye Üye Üye
K. K.
KARŞIOY:
1) 2594 sayılı Yasanın 8. maddesi, KİT'lerle ilgili düzenleme
hükümlerine yollama yapmıştır. Suçların işlendikleri dönemde 3771 sayılı Yasa
yürürlükte değildir. Öte yandan, 18.6.1984 ile 13.2.1992 tarihleri arasında
KİT görevlilerinin memurlar gibi cezalandırılmalarını düzenleyen bir ceza
hükmü de Türk yazılı hukukunda bulunmamaktadır. Zira, 2929 sayılı Yasa 233
sayılı Kararnamenin 63. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Madde,
duraksamaları önlemek kaygısıyla hem Yasanın tamamının ve hem de eklerinin ve
değişikliklerinin de yürürlükten kaldırıldığını açıkça hükme bağlamıştır. Bu
konudaki ayrıntılı görüşlerimi 4.C. Dairesinin 8.12.1992 tarih ve 7107/7661
sayılı, yüce C.Genel Kurulunun 19.4.1993 tarih ve 16/100 sayılı kararlarına
yazdığım ayrıntılı karşıoylarda belirtmiş bulunuyorum. Bu nedenlerle sanıklar
Yılmaz Güngör ile Şaban Adıgüzel, suçu işledikleri dönemlerde T.C. Yasası
açısından memur değildirler. O yüzden özgül suç niteliğindeki görevi savsama
ve görevde yetkiyi kötüye kullanma cürümlerinin, yasal önkoşulları
gerçekleşmemiştir. Bu nedenle bunlara ilişkin hükümlerin bozulması gerekir.
2)Sanık Mehmet Ali Birand'ın özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık
suçları arasında ise, biçimsel (fikri) (T.C.Y. md. 79) değil, maddi (T.C.Y.
md 71) içtima ilişkisi bulunmaktadır. Bu görüşümün nedenlerini, Yüce C.Genel
Kurulunun 20.3.1987 tarih ve 441/154 sayılı kararına yazdığım karşıoyda ve
incelemelerimde ayrıntılarıyla açıklamış bulunuyorum (Dolandırıcılık cürmünün
kimi suçlardan ayrımı ve çeklerle ilgili suçlar, Ankara, 1986, s.78-86; Özel
belgede sahtecilik/ dolandırıcılık/ inancı kötüye kullanma suçlarıyla ilgili
Ceza Genel Kurulunun bir kararı üzerine, Yargıtay Dergisi, Ocak-Nisan 1995,
s.58-80). Bu yüzden, Yüce Yargıtay'ın yerleşik görüşü doğrultusunda, kararın
(II-c) bölümünde yer alan ve T.C. Yasasının 79. maddesine yollama yapan
görüşe katılamıyorum.
Sami Selçuk
Başkan
K.
KARŞIOY: Oluşa göre eylemin TCY.nın 342/1. maddesine girebileceği,
suçun kanıtlanıp kanıtlanmadığını tartışmanın ve suçun oluştuğu kabul
edildiği takdirde niteliğini belirlemenin Ağır Ceza Mahkemesinin görevine
girdiği gözetilmeden duruşmaya devamla hüküm kurulmasını yasaya aykırı
görüyor öncelikle hükmün bu nedenle bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın
çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
Macit Başesen
Üye
K.
|