 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onüçüncü Hukuk Dairesi
E. 1994/9457
K. 1994/11059
T. 8.12.1994
* İKTİSADİ DEVLET TEŞEKKÜLÜ
* DAVA DEVAM EDERKEN HUSUMETTE
DEĞİŞİKLİK
ÖZET: Davanın devamı sırasında, davalı Türkiye Elektrik Kurumu'nun hukuki
varlığına son verilmiş ve yerine "Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi"
(TEDAŞ) ile "Türkiye Elektrik Üretim İletim Anonim Şirketi" (TEAŞ) adıyla iki
ayrı iktisadi devlet teşekkülü kurulmuş, hukuki varlık ve tüzel kişilik
kazanmışlardır. İktisadi Devlet Teşekkülleri 233 sayılı Kanun Hükmündeki
Kararnamede saklı tutulan hususlar dışında, "özel hukuk hükümlerine"
tabidirler. İktisadi devlet Teşekküllerinin taraf olduğu devir, dönüşüm ve
benzeri intikal hallerinde BK.nun 179, 180. madde hükümleri uygulanır.
Türkiye Elektrik Kurumu'nun taraf olduğu dava ve icra takipleri ana
statülerinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ilgilerine göre yeni kurulan
teşekküller tarafından yürütülecektir. Davanın devamı sırasında, Türkiye
Elektrik Kurumu'nun aktif ve pasifleriyle (TEDAŞ)'a devrolduğu
anlaşıldığından, devralan (TEDAŞ) şirketi, devreden Türkiye Elektrik
Kurumu'nun aktif ve pasif tüm borçlarından sorumludur. Bu durumda davacı
HUMK.nun 186. maddesi gereğince (TEDAŞ)'ı hasım göstererek, davasını yürütmek
hakkına sahiptir. Bu husus, mahkemece kendiliğinden gözetilir. Davanın
husumet nedeniyle reddi doğru değildir.
(233 s. KHK. m. 4/2)
(818 s. BK. m. 179, 180)
(1086 s. HUMK. m. 186)
[Bakanlar Krl. K.- 93/4789 s. (12.8.1993 Ta.)
geçici m. 2]
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda
yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün
süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi,
gereği konuşulup düşünüldü:
Davacılar, miras bırakanları Dursun'un davalı Türkiye Elektrik Kurumuna bağlı,
TEK Ordu-Aybastı Kabataş İşletmesi işyerinde hizmet akti ile çalışmakta iken,
1.8.1992 gününde elektriğe çarpılması sonucu öldüğünü öne sürerek, her biri
için 100.000 lira maddi, 25.000.000 TL. da manevi tazminata hükmedilmesini
istemişlerdir.
Davalı İdare vekili, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini
savunmuştur.
Mahkemece; hizmet sırasında ölen Dursun'un TEK Ordu Dağıtım Müessesesi'nin
elamanı olduğu, adı geçen müessesenin tüzel kişiliğe haiz ayrı bir kuruluş
olduğu, o nedenle husumetin TEK Genel Müdürlüğü'ne yöneltilemeyeceği kabul
edilmiş, husumet nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar,
davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türkiye Elektrik Kurumu'nun hukuki varlığına 26.4.1994 tarihi itibariyle son
verilmiş ve yerine "Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi" (TEDAŞ) ile
"Türkiye Elektrik Üretim İletim Anonim Şirketi " (TEAŞ) adıyla iki ayrı
iktisadi devlet teşekkülü kurulmuştur (Bkz. 12.8.1993 tarih ve 1993/4789
sayılı Kararname). Türkiye Elektrik Kurumu'nun Elektrik Dağıtım Müesseseleri
Bütün aktif ve pasifleri, kullanımlarındaki menkul ve gayrimenkulleri, araç,
gereç, malzemeleri ile birlikte karar yayımı tarihi itibariyle çıkarılacak
devir bilançosu üzerinden Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi'ne (TEDAŞ)
devredilmiştir (Bkz. adı geçen 93/4789 sayılı Bakanlar Kararına ek karar md.
3 ek 9; 15.9.1993 tarih ve 2169 sayılı Resmi Gazete). Yine Türkiye Elektrik
Kurumu'nun Dağıtım Müesseselerinde görevli personel, hiç bir işleme gerek
kalmaksızın her türlü özlük haklarıyla (TEDAŞ)'a devredilmiştir (Bkz. anılan
Bakanlar Kurulu Kararına ek karar md. 4-9).
Öte yandan; Türkiye Elektrik Kurumu'nun taraf olduğu dava ve icra takipleri
ana statülerinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ilgilerine göre yeni
kurulan teşekküller tarafından yürütülecektir (93/4789 sayılı Bakanlar Kurulu
kararına ek karar, geçici madde 2).
9 Kasım 1984 tarih, 18570 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Türkiye Elektrik
Kurumu Ana Statüsü yürürlükten kaldırılmıştır.
(Ana Statü Md. 24) Bu ana statü yönetim kurulunun teşekkülü ile yürürlüğe
girmiştir (Ana statü md. 27).
Ana Statünün 27. maddesinde öngörülen "Yönetim Kurulu" 26.4.1994 tarihinde
Resmi Gazete'de yayınlanan kararla teşekkül etmiş ve böylece Türkiye Elektrik
Kurumu'nun hukuki varlığı sona ermiş, az yukarda sözü edilen iki iktisadi
Devlet Teşekkülü (TEDAŞ) ve (TEAŞ) hukuki varlık ve Tüzel Kişilik
kazanmışlardır. Statü md. 27 ve 26.4.1994 tarih, 21916 sayılı Resmi Gazete ek
12). Şimdi, yasal düzenlemelerin anlatımından sonra davada pasif husumet
ehliyetine ilişkin sorunun çözümlenmesinde dayanılması gereken yasal
dayanakların ve devir hukuku yönünden açıklamaların yapılmasına sıra
gelmiştir. Hemen belirtelim ki, İktisadi Devlet Teşekkülleri 233 sayılı
KHK.'de saklı tutulan hususlar dışında "Özel Hukuk Hükümlerine" tabidirler
(Bkz. 233 sayılı KHK. md. 4/2). Ne varki 233 sayılı KHK, Teşebbüs, müessese
ve diğer birimlerin tasfiye ve devrini düzenlemiş, fakat sorumluluk yönünden
Özel bir hüküm getirmemiştir (md. 38/1). Hemen belirtelim ki, 233 sayılı KHK
4/2 hükmünde düzenlenen "özel hukuk kurallarının uygulanması kuralı yanında
İktisadi Devlet Teşekküllerinin taraf olduğu devir, dönüşüm ve benzeri
intikal hallerinde BK. 179-180 hükmünün uygulanması yargı inançları ve
öğretide benimsenmiştir (Bkz. Karayalçın, Sistemler ve Hukuk Açısından Büyük
İşletme, Ankara 1985, sh. 68, Ticaret Hukuku I. Giriş-Ticari İşletme, Ankara
1968 sh. 57 vd.; Sabih Arkan, Ticari İşletme Hukuku, Ankara 1993 sh. 114
vd.). Şu durum karşısındaki İktisadi Devlet Teşekküllerinin taraf olduğu
devir, birleşme ve diğer intikal hallerinde BK. m. 179-180 hükümleri uyarınca
"Devre konu pasifler yönünden" sorumluluğun doğacağından kuşku ve
duraksamaya yer olmamalıdır. Diğer bir anlatımla devir ve tüzel kişiliğin
teşekkül etmesi ile devralan taraf kanun uyarınca pasiften sorumlu olacaktır.
BK. m. 179-180 hükümleri buyurucu nitelikte oldukları için sorumluluk kaydı,
sözleşme, devir statüsü veya idari bir tasarrufla hiç bir şekilde etkisiz ve
uygulama dışı bırakılamaz. Bunun tamamen etkisiz bırakılması veya
sınırlandırılması ancak bir yasayla mümkün olabilir. Gerçekten 179. madde
içinde müteselsil bir borç vardır. Devir alan şirket devir eden şirketin
borçlarından ötürü müteselsil olarak sorumludur. Borçlar Kanununun müteselsil
borçlara ilişkin 141. maddesine göre teşekkülün kanun hükmünden doğduğu
hallerde kamu düzeni söz konusu olacağından tarafların iradeleriyle
teselsülün ortadan kaldırılması hükümsüzdür (Dr. H. Oser/ W. Schönenberger,
Borçlar Hukuku, Ankara 1950, Sh. 905-906). O nedenle bu müteselsil borç
anılan 179. maddesinden eş söyleyişle kanun hükmünden doğduğu çok açıktır.
Öyleyse az yukarda açıklandığı üzere teselsülden kaynaklanan sorumluluğun
dışlanması geçersizdir ve hukuki sonuç doğurmaz. Yeri gelmişken hemen
vurgulayalım ki, buradaki sorumluluğun zamanı "Devir anıdır". Devrin fiilen
gerçekleştiği tarihte doğmuş ve nedeni vücut bulmuş borçlar sorumluluğun
kapsamında kalır. İşletmenin devirden önceki borcunun nakli kural olarak
alacaklıya karşı hüküm ifade etmesi Borçlar Kanununun 173 ve 174. maddeleri
gereğince alacaklının onamına bağlı isede 179. madde bu kurala bir istisna
getirmiş, alacaklının rızasına gerek görülmeksizin borç devir alana intikal
ettiği kabul edilmiştir. Açıklanan yasal kurallar olayımızdaki maddi olgulara
uygulandığında; dosyadaki bilgi ve belgelerden davacıların miras bırakanları
Dursun'un, TEK Ordu/Aybastı-Kabataş İşletmesi işyerinde hizmet aktiyle
çalışırken 1.8.1992 tarihinde uğradığı işkazası sonucu öldüğü, TEK. nun aktif
ve pasiflerinin 26.4.1994 tarihi itibariyle TEDAŞ'a devir olduğu
görülmektedir. Hal böyle olunca, BK.nun 179. maddesi hükmüne göre müteselsil
bir borcun varlığı sözkonusdur ve devir alan TEDAŞ Şirketi devir eden davalı
şirketin aktif ve pasif tüm borçlarından sorumludur. O halde davacıların
hakları az yukarda açıklanan devir konusunun pasif alanında kaldığının kabulü
zorunludur. Davanın devamı sırasında TEDAŞ'a devir işlemleri meydana
gelmiştir. O nedenle davacı HUMK.nun 186. maddesince TEDAŞ'ı hasım göstererek
davasını yürütmek hakkına sahiptir. Müddeabihi, devir alan TEDAŞ'a karşı yeni
bir dava açmasına da gerek yoktur. Davasını TEDAŞ'a teşmil edebilir. Bu
durum mahkemece doğrudan gözetilir. Şu durum karşısında mahkemece, husmetin
TEDAŞ'a teşmili yönünden davacılara önel verilmeli, teşmil işlemleri
tamamlandığında delil ve karşı deliller toplanıp hasıl olacak uygun sonuç
çerçevesinde işin esası hakkında bir karar verilmelidir. Açıklanan yasal
düzenlemeler kanun kuvvetindeki kararname hükümleri gözden kaçırılarak
husumet yönünden davanın reddedilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Bozma
nedenidir.>S o n u ç : Temyiz olunan mahkeme kararının davacılar yararına
(BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 8.12.1994 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
|