 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
18.HUKUK DAİRESİ
ESAS KARAR
1994/9149 1994/10202
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi :Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarihi :23.12.1993
Nosu :1993/317-317
Davacı :Şükrü Akkan vekili Av.Kazım Akkaya
Davalı :DSİ Genel Müdürlüğü vek.Av.Mehmet Ortakaya
Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve
masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın
açılmamış sayılması cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz
edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki
bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Kamulaştırma Kanununun 14. maddesinin 3. fıkrası hükmüne göre bedel
arttırımı davası idari yargıya başvurulduğu takdirde bu dava sonunda verilen
kararın kesinleştiği tarihten verilen karara karşı temyiz veya karar düzeltme
isteminde bulunulmuş ise bunlara ilişkin kararların tebliğ tarihinden
itibaren yasal 30 günlük süre içerisinde açılabilirsede Yargıtay
uygulamalarında idari dava sonucu beklenmeden açılan bedel arttırımı dava
dilekçeleri de sözü edilen idari başvurular sonucunun alınmasına kadar
bekletilmek ve ondan sonra hüküm verilmekte olduğundan idari davalar
sonuçlandıktan sonra açılan davadaki derdestlik itirazının kabulünde bir
isabetsizlik görülmemiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı deliller ile kanuni gerektirici
sebeplere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve
kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının
temyiz edene yükletilmesine, 12.9.1994 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Başkan Üye Üye Muh.Üye Üye
Sait Rezaki M.A.Selçuk S.Erçoklu M.Tutar A.Nazlıoğlu
60.000 Tl.Onama H.
30.000 Tl.Peşin H.
30.000 Tl.Bakiye H.
KARŞI OY YAZISI
Hukukumuzda davacı, dava sebebi olarak gösterdiği vakıalardan doğan
alacağının tamamını aynı davada istemek zorunda olmayıp, dilekçesinde fazlaya
ilişkin hakkını saklı tuttuğunu açıkca göstermek kaydıyla alacağının kalan
kısmını ayrı bir dava konusu yapması mümkündür. Bu kural, Kamulaştırma
Kanununun 14. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçirilmemiş olması
kaydıyla kamulaştırmaya dayalı bedel arttırım davaları içinde geçerlidir.
İlk davada saklı tutulan kısım için açılan ikinci dava derdestlik
itirazına da konu teşkil edemez. Zira, derdestlikten söz edilebilmesi için
her iki davanın tarafları sebebi ve müddeabihinin aynı olması gerekir. Kısmi
davada ise davanın tarafları ve sebebi aynı ise de müddeabih farklıdır.
Olayımızda, derdestlik itirazına konu teşkil eden 1988/209 esas sayılı
ilk davanın örneği getirtilen 25.8.1988 tarihli dava dilekçesinde, fazlalık
hakkındaki dava hakkının saklı tutulduğu açıkca belirtilmiştir. Bu bakımdan
tarafları ve sebebi aynı olan inceleme konusu bu davanın müddeabihi farklı
olan ilk dava ile irtibatli bir dava olarak kabulü gerekir.
Diğer taraftan, Daire onama kararında da belirtildiği üzere
Kamulaştırma Kanununun 14. maddesine göre idari dava konusu yapılmış
kamulaştırma işlemi nedeniyle açılacak bedel artırım davalarının, idari dava
sonunda verilen kararın kesinleştiği tarihten, verilen karara karşı temyiz
veya karar düzeltme isteminde bulunulmuş ise bunlara ilişkin kararların
tebliğ tarihinden itibaren 30 günlük süre içerisinde açılması gerekmekte ise
de, Yargıtay uygulamalarında idari dava sonucu beklenilmeden açılan
kamulaştırma bedelininin arttırılması davaları, dava hakkının doğmadığı
gerekçesiyle reddedilmemekte idari dava sonucu beklenildikten sonra hüküm
kurulmaktadır. Buna göre her iki dava yasal süresi içerisinde açılmıştır.
Bu durumda mahkemece, aynı mahkemede görülmekte olan 1988/209 esas
sayılı ilk dava ile süresinde açıldığı anlaşılan bu ikinci davanın
aralarındaki bağlantı dolayısıyla resen birleştirilip bakılması yerine
şartları mevcut olmayan derdestlik itirazının kabulüne karar verilmesi uygun
değildir. Bu sebeplerle hükmün bozulması gerekirken onayan çoğunluk görüşüne
katılmıyorum.
Üye
Muzaffer Tutar
|