 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
S A Y I
Esas Karar İtirazname
1994/9-376 1995/35 41025
Y A R G I T A Y K A R A R I
Bozma kararı veren
Yargıtay Dairesi : 9. Ceza Dairesi
Mahkemesi : Diyarbakır 2 No'lu DGM.
Günü : 22.2.1994
Sayısı : 631-46
Davacı : K.H.
Sanık : Ömer Nakçi Vd.Vekilleri Av.Mustafa Özer Vd.
Davaya Katılan : --
Ülke topraklarından bir kısmını Devlet Hakimiyetinden ayırmaya yönelik
eylemde bulunmak suçundan sanık Ömer Nakçi'nin TCY.nın 125, 55/1,
59.maddeleri gereğince 16 yıl 8 ay ağır hapis, silahlı çete üyesi olmak
suçundan sanık Ziyadin Uruç'un TCY.nın 168/2, 3713 Sayılı Yasanın 5; TCY.nın
59. maddeleri gereğince 12 yıl 6 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına,
fer'i ceza tayinine ilişkin Diyarbakır 2 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesince
verilen 22.2.1994 gün 631/46 sayılı, sanık Ömer hakkındaki re'sen temyize
tabi olan hükmün ayrıca sanık vekilleri tarafından temyizi üzerine dosyayı
inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesi 8.11.1994 gün 4590/8104 sayı ile; sanık
Ömer Nakçi ile ilgili hükmün oybirliğiyle onanmasına, sanık Ziyadin Uruç'a
ilişkin kararın ise, "Örgütün sair efradı olduğu kesin şekilde
belirlenemeyen, ancak C.Savcılığı, Devlet Güvenlik Mahkemesi yedek Hakimliği
ve duruşmadaki yekdiğerine uygun savunmaları ile tekmil dosya kapsamından
örgüt mensuplarına hal ve sıfatlarını bilerek yardım ettiği anlaşılan sanığın
TCK.nun 169. maddesi yerine bazı varsayımlara da dayanılmak suretiyle yazılı
şekilde cezalandırılması" isabetsizliğinden bozulmasına, "hükmün onanması"
gerektiği karşı oyu ile ve oyçokluğuyla karar vermiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı 23.12.1994 gün 41024 sayı ile;
"Sanık Ömer Nakçi'nin örgüt içinde kaldığı süre içinde öğrendiği
bilgiler ve örgütsel konumu hakkında açıklama yapması, bu süre içinde sini
köyüne yapılan baskından sonra kendiliğinden kaçarak silahlarını teslim
etmesi ve daha sonra örgüt adına bir faaliyette bulunduğunun saptanamaması
karşısında, hakkında 3419 Sayılı Yasanın 3853 Sayılı Yasa ile değişik geçici
maddesinin (B) bendinin uygulanması gerekir.
Sanık Ziyadin'in, köylüsü ve örgüt üyesi olan Sıddık Yazıcı'nın
telkini üzerine örgüte girdiği, siyasi eğitime tabi tutularak silah
verildiği, örgütün yiyecek ve giyeceğini sağladığı, propaganda yaptığı, bu
suretle eyleminin devamlılık arzettiği, anlaşıldığından hakkındaki hüküm
onanmalıdır." gerekçesiyle itiraz etmiştir.
Dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu,
gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yerel Mahkemece, sanık Ömer Nakci'nin TCY.nın 125, 55, 59. md.leri
gereğince cezalandırılmasına ilişkin hüküm, Özel Dairece onanmış sanık
Ziyadin Uruç'un ise TCY.nın 168/2, 3713 Sayılı Yasanın 5, TCY.nın 59.
maddeleri gereğince cezalandırılmasına dair hüküm ise "sanığın örgüt
mensuplarına hal ve sıfatlarını bilerek yardım ettiği anlaşıldığından CY.nın
169. maddesi yerine yazılı şekilde cezalandırılması" isabetsizliğinden
bozulmuştur.
Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasında sübutta uyuşmazlık
bulunmamaktadır. Çözümlenecek sorun; Sanık Ömer Nakçi hakkında 3853 Sayılı
Yasa hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağına ve sanık Ziyadin'in suç
vasfının tayinine ilişkindir.
1) Sanık Ömer Nakçi, yasa dışı PKK. örgütünün bildirilerini dağıtmış,
23.3.1992 günü örgütün dağ kadrosuna girmiş "Şinasi" kod adını alarak köy
baskınına ve güvenlik kuvetleriyle silahlı çatışmaya katılmış dağ kadrosunda
18 gün kaldıktan sonra silah ve teçhizatı ile kaçarak Silvan'a gelmiş,
Diyarbakır ve Kastamonuya giderek akrabalarının yanında kalmış, 19.9.1992
günü evinde iken güvenlik güçleri tarafından yakalanmıştır.
30.3.1988 tarihinde yürürlüğe giren "Bazı Suç Failleri Hakkında
Uygulanacak Hükümlere Dair 3419 Sayılı Kanunun yürürlükle ilgili 7. md.si
27.3.1990 günlü 3618 Sayılı Yasa ile değişmiş ve 3419 Sayılı Yasanın yayımı
tarihinden itibaren üç yıl sonra yürürlükten kalkacağı kabul edilmiştir.
Yasanın yürürlük süresi 30.3.1991 günü sona ermiştir. Aynı konuda, 29.11.1992
tarihinde 3853 Sayılı Yasa ile yeniden düzenleme yapılmıştır. 30.3.1991 ila
29.11.1992 tarihleri arasındaki boşluk, 3853 Sayılı Yasanın Geçici Maddesi
ile doldurulmuştur. Bu maddenin (B-b) bendi gereğince "Bu kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten önce siyasi, ve ideolojik amaçla suç işlemek için TCK.nun
313. maddesine göre kurulmuş teşekkül mensubu olup da aynı amaçla suç
işleyenlerden veya Türk Ceza Kanununun 125. ve 131nci maddeleri ile 146 ila
162nci maddelerinde yazılı suçları işleyenlerden veya 171nci maddedeki gizli
ittifak mensuplarından, haklarında yapılan tahkikatın herhangi bir safhasında
veya tahkikata başlanmadan önce veya verilen hüküm kesinleştikten sonra
suçları ile ilgili teşekkül, gizli ittifak, çete veya cemiyeti ve diğer
failleri, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yetkili mercilere
açıklamış olup da bu açıklamalarının doğruluğu anlaşılmış bulunanların
yetkili mercii veya davayı görmekte olan veya hükmü veren mahkemeye
başvurmaları halinde", daha az ceza verilecektir.
Sanık, yasa dışı örgütün dağ kadrosunda bir aya yakın bir süre
kaldıktan sonra Silvana gelmiş, güvenlik kuvvetlerine teslim olmamış,
Diyarbakır ve Kastamonuya gidip dönmüş, yeni silah edinmiş, Silvan'da milis
olarak çalışmış ve beş ay sonra 19.9.1992 günü yani 3419 Sayılı Yasanın
yürürlükten kalkmasından sonra ve 3853 Sayılı Yasadan önce evinde
yakalanmıştır. Hazırlık soruşturmasında köy baskınına katıldığını bildirmiş,
duruşmada ise örgütün dağ kadrosunda 18 gün kaldığını, hiçbir eyleme
katılmadığını, köy baskınında gerideki grup içinde olup kendisine görev
verilmediğini söylemiştir.
Sanık, mensup olduğu yasa dışı örgüt ve faaliyetleri ile failleri
hakkında yeterli açıklamalarda bulunmamıştır. Açıklamaları sonucu ortaya
çıkardığı örgüt mensubu, silah, mühimmat, döküman olmadığı gibi açığa
çıkardığı olaylar da bulunmamaktadır. Kaldı ki, sanık duruşmada hiçbir eyleme
katılmadığını savunarak yüklenen suçu da inkar etmiştir. Dokuzuncu oturumda
ise, adı geçen yasadan yararlanmak istemediğini bildirmiştir. Bu itibarla;
Sanığın suç tarihine göre uygulanması gereken 3853 Sayılı Yasanın geçici
maddesinden yararlanması mümkün olmadığından, sanık Ömer Nakçiye ilişkin
hükme yönelik itirazın reddine karar verilmelidir.
2) Yargıtay C.Başsavcılığının sanık Ziyadin Uruç'a ilişkin hükme yönelik
itirazına gelince:
Kural olarak Ceza Yasası hazırlık hareketlerini cezalandırmamaktadır.
Ancak belirli amaçlara yönelik hazırlık hareketlerinin özel suç tipi olarak
düzenlendiği haller de mevcuttur. Bunlardan birisi de TCK.nun 168nci
maddesindeki suç tipidir.
Bu madde de hazırlık hareketlerinin özel suç tipi olarak kabul
edilmesinin nedeni, devlete karşı "ağır zarar tehlikesi" yaratacak
nitelikteki bu hareketlerin cezalandırılmasını sağlamaktır. Silahlı çete
suçu, belirtilen amaç çerçevesinde kabul edilmiş bir "zarar tehlikesi "
suçudur.
Ceza Yasasının 168nci maddesinde sayılan yasa maddelerindeki suç
tipleri "amaç suçu" oluşturmaktadır. "Silahlı çete" oluşturulmasının "araç
suç" olarak kabul edilmesinin sebebi de, "amaç suç tipi" ile korunmak istenen
hukuki değer açısından "ağır ve yakın zarar tehlikesi" yaratıldığının
varsayılması olmaktadır.
Silahlı cemiyet ve çetede, amirlik, kumanda ve hususi bir görev
almayan, fakat basit şekilde çeteye katılan, gayeye ait konularda irade
birliği içinde olan, çeteye iştirak ederken çetenin mahiyetini bilen ve
çetenin gayelerini kendi amacına uygun görenler ise cemiyet ve çetenin sair
efradıdır.
Yasanın 169. maddesinde düzenlenen, cemiyet ve çeteye yardım, tedarik
ve hareketlerini kolaylaştırma suçunun oluşması için fail; silahlı çeteye
TCY.nın 64, 65 madde kapsamına girmeyecek biçimde, silahlı çete mensuplarının
hal ve sıfatlarını bilerek yardım etmelidir. Yardım, herhangi bir şekilde
yapılabilir ve bu konuda bir sınırlama getirilmemiştir. Suçun oluşması için
genel kast yeterlidir.
Maddi olayda sanık, yasadışı silahlı örgüt üyelerinin evine gelerek
tabanca vermeleri üzerine bir çuval un alarak onlarla birlikte dağa çıkmış,
üç gün siyasi eğitim almış, silahı geri vererek daha faydalı olacağından köye
dönmüş, askere gitmeyeceğini, örgütte çalıştığını muhtara söylemiş, örgüt
elemanlarıyla örgüte ait malzeme ve yiyecekleri otobüsüyle müteaddit defalar
köye götürmüş, parti adına götürdüğü için taşıma ücreti almamıştır. Sanık,
kendi isteğiyle örgüte katılıp dağa çıkmış, dönüşünde zorla kaçırıldığı
hususunda güvenlik kuvetlerine başvurmamıştır. Dağ eğitimine katılmış,
örgütle organik bir bağ kurmuş, yasa dışı örgütün amacını benimsemiştir. Köye
dönüşünde örgüte bağlılığı devam etmiş askere gitmeyeceğini söylemiş, örgüte
yardımı çeşitlilik ve devamlılık arzetmiştir. Sanık, hem örgüte katıldığı hem
de lojistik destek sağladığı için eylemi, TCY.nın 168/2. maddesine uygundur.
Sanığın, suçta kullandığı otobüsteki hissesinin zoralımına karar
verilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, açıklanan
nedenlerle itirazın kabulüyle eleştiri dışında sair yönleri usul ve yasaya
uygun bulunan yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesi gerektiği
sonucuna varılmıştır.
Çoğunluk görüşüne katılmayan kurul üyeleri, "Özel Daire bozma
kararının haklı nedenlere dayandığı düşüncesiyle itirazın reddi gerektiği"
doğrultusunda oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C.Başsavcılığının sanık Ömer Nakçi hakkındaki hükme
yönelik itirazlarının oybirliğiyle reddine,
2- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının, sanık Ziyadin Uruç'la ilgili
bölümünün kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, sanık Ziyadin
Uruç hakkındaki Yerel Mahkeme hükmünün oyçokluğuyla onanmasına, 20.2.1995
günü karar verildi.
Birinci Başkanvekili 8.C.D.Bşk. 1.C.D.Bşk. 10.C.D.Bşk.
Mehmet UYGUN M. AKSOY T. GÜVEN H. DOĞAN
7.C.D.Bşk. 11.C.D.Bşk. 9.C.D.Bşk. N. BENLİ
S. GENÇAY S. KANADOĞLU D. TAVİL
Red (169 olur)
A. SAYSEL V. SAVAŞ E. GÜYER G. KINIK
M.V. BENLİ A. ÖNCÜL T. ÜNERİ A.İ.HEKİMOĞLU
Red (169 olur)
H. ÖĞÜTÇÜ G.DEMİRBİLEK Y. KALAY M.MIHÇAK
T. DEMİRTAŞ Y. TURAN M.F. İNAN N. BARAN
H. GERÇEKER
Red (169 olur)
|