 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
13. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
SAYI
1994
ESAS KARAR
8919 10468
YARGITAY İLAMI
MAHKEMESİ : Van 2.Asliye Hukuk Hakimliği
TARİHİ : 9.6.1994
NO : 223-130
DAVACI : İçişleri Bakanlığı vekili avukat Neriman Kılınç
DAVALI : Necmettin Yılmaz vekili avukat Tahsin Saydan
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda
ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen
hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya
incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı İçişleri Bakanlığı vekili odun ihtiyacı için 2886 Sayılı Devlet
İhale Yasasına göre, yapılan ihale sonunda işin davalıda kaldığı ve sözleşme
yapıldığını ancak davalının verdiği dilekçe ile edimini yerine
getiremeyeceğini bildirdiğini, bunun üzerine kesin teminatı hazineye gelir
yapılarak 24.9.1994 tarihinde sözleşmenin feshedildiğini, ikinci ihale
yapılarak odun ihtiyacının karşılandığını iki ihale arası fark nedeniyle
271.000.000 lira zarara uğradıklarını ileri sürerek bu tutarın tazminini
talep etmiştir.
Davalı davanın reddini savunmuş, mahkemece ikinci ihalede alınacak
malın vasfının değiştirilmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar
verilmiş ve hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalının 7 Ağustos 1992 tarihli sözleşme ile 700 ton meşe odununu
tonu 558.000 liradan 390.600.000 lira karşılığında vermeyi taahhüt ettiğinde,
17.9.1992 tarihinde taahhüdünü yerine getiremeyeceğini bildirdiğinde
sözleşme feshedilerek odun ihtiyacının tonu 1.100.000 liradan karşılandığında
uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacı idarenin zararının bulunup bulunmadığı,
zararı talep hakkı olup olmadığı ve miktarındadır. Tesbit edilen bu
uyuşmazlığın sağlıklı bir çözüme kavuşturulması, bu konudaki yasal
düzenlemeler ile sözleşme ve eki belgelerin birlikte değerlendirilmesine
bağlıdır.
2886 Sayılı Devlet İhale Yasasının 62. maddesi, sözleşmenin feshi
halinde, teminatın gelir yazılacağı ve hesabın genel hükümlere göre tasfiye
edileceğini hükme bağlamıştır. İstenebilecek zararın niteliği ile koşulları
ve miktar konularında bir düzenleme yapmamıştır. Yasada ve sözleşmede ilk
ihale şeklinin ve alınan mal cins ve miktarının ikinci ihalede değiştirilmiş
olması durumunda zararın istenemeyeceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Bu
durumda davacının isteyebileceği zararın nitelik ve kapsamının belirlenmesi
önem taşır.
Yasadaki yollama nedeniyle hesabın tasfiyesinde Borçlar Kanununun 106.
ve 108. maddeleri hükümleri uygunlanacaktır. Borçlar Kanununun feshin
hükümleri başlıklı 108. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre, borçlu kendisine
hiçbir kusurun isnat edilemeyeceğini ispat edemezse, alacaklı aktin
hükümsüzlüğünden mütevellit zararın tazminini talep edebilir. Maddede sözü
edilen zarar uygulanacağına ve yerine getirileceğine inanılan sözleşmenin
hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden uğranılan zarardır.
Sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme yapma fırsatının
kaçırılması nedeniyle uğranılan zarar da bu tür zarar kapsamındadır. Sözleşme
sorumluluğunda bu tür zarar, menfi (olumsuz) zarar olarak tanımlanmakta,
fesih halinde istenebilecek zararın da menfi zarar olduğu kabul edilmektedir.
Kaçırılması edimleri içeren sözleşmelerde, borçlunun temerrüdünü düzenleyen
hükümler, kamu düzeni ile ilgili emredici hükümler olmadığından sözleşme ile
aksi kararlaştırılabilir ve sözleşmenin feshi halinde dahi olumlu olumsuz
zarar ayırımı yapılmaksızın her türlü zararın ödenmesi kabul edilebilir.
Böyle bir durumda sözleşme hükümlerinin uygulanması gerekeceğinden kuşku
duyulmamalıdır.
Somut olaydaki sözleşmede böyle bir hüküm bulunmadığından davacının
isteyebileceği zarar ancak menfi zarardır.
Öte yandan davacı, davalının sözleşmedeki edimini yerine getireceği
inanç ve güveni ile beklemiş daha sonra da davalının edimini yerine
getirmeyeceğini bildirmesi üzerine sözleşmeyi fesih zorunda kalmıştır.
Böylece ihale konusu yakacak odunun alımı geçikmiş ve davacı ihtiyacı acil
bir hal almış, biran önce karşılanması için ihale yapmak ve almak zorunda
kalmıştır. Bu duruma davalının kusurlu davranışı sebebiyet vermiştir. 2886
Sayılı Yasanın 62. maddesinde fesihten sonraki alımların ihale şekli
değiştirilmeden yapılması gerektiği şeklinde şart öngörülmemiş hesabın genel
hükümlere göre yapılacağı açıklanmıştır. Gerek Borçlar Kanununda ve gerekse
sözleşme eki belgelerde benzer nitelikte şart bulunmadığından sonraki
alımların değişik vasıfta odun olarak yapılmış olması davacının zararını
isteme hakkını ortadan kaldırmaz. Ancak sonraki alımlarda alım konusu malın
evsafının değiştirilmesinin zarar hesabında birim fiyatına etkisi olabilir. O
nedenle bu gibi durumlarda zarar hesabında idarenin yaptığı alımlardaki
bedeller nazara alınmamalı, ilk ihaledeki miktar ve evsaftaki malın, fesihten
sonrakı makul sürede geniş kitlelere duyurulmak ve rekabeti temin etmek
suretiyle ne miktar bedelle satın alınabileceği bilirkişi aracılığı ile
saptanmalı, böylece bulunacak bedel zarar hesabında esas alınmalıdır. Bu
açıklamalar ışığında mahkemece yapılacak iş; ihaleye davalıdan başka katılan
olup olmadığı, varsa davalıdan sonra en uygun teklif yasanın teklifindeki
birim fiyat kaçırılan fırsat kabul edilerek ikinci ihale gününde ilk
ihaledeki malın alınması halinde ödenmesi gereken birim fiyatı bu konuda
uzman bilirkişiler aracılığı ile tesbit etmek ve tesbit edilen bu birim
fiyata göre ikinci ihalede ödenmesi gereken gerçek bedeli bulmak daha sonra
da ilk ihalede aynı miktar mal için kaçırılan fırsata göre ödenmesi gereken
bedel arasında fark varsa bu farkı davacı zarar alacağından bu miktara
hükmetmek aksi halde reddedmekten ibarettir.
İhaleye davalıdan başka katılan yoksa ilk ihale tarihinde malın
alınabileceği bedel bilirkişiler aracılığı ile belirlenerek yukardaki
yöntemle zarar belirlenmelidir.
Mahkemece bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde
davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Karar bu nedenle
bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın açıklanan
nedenlerle temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 25.11.1994 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A.İ.Arslan K.Kadıoğlu M.Yüksel Ş.Yüksel S.Özyörük
|