Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



     T.C.
Y A R G I T A Y
2.HUKUK DAİRESİ
     SAYI:

 ESAS     KARAR
94/8704  94/9637

	Karı kocadan biri aralarındaki akti ilişkiye rağmen ortak olarak tapu
 siciline kayıt ettirilmeyen taşınmaz mal payını isteyemez isede  bu aktin
 yerine getirilmemesi sebebiyle müsbet ve menfi zararları dava tarihine göre
 diğerinden isteyebilir.
	
       Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
 mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp
 düşünüldü.

	Davacı dava dilekçesi ile tarafların evli olduğunu, ancak halen ayrı
 yaşadıklarını davalı kocanın dava konusu olan 8 bağımsız bölüm nolu meskeni
 birlikte almalarına rağmen aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak tapuda kendi
 adına tescil ettirdiğini, aslında 1/2 hissesinin davacı adına tapuya
 bağlanmasının kararlaştırıldığını, bu sebeple gayrımenkulün 1/2 hissesine ait
 tapu kaydının iptali ile kendi adına tescilini istemiş, dava sırasında
 gayrımenkulün 3. şahsa temliki üzerine Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun
 186. maddesi gereğince davasını tazminata dönüştürmüştür.
	Karı- koca olan taraflar arasında mal ayrılığı rejimi vardır. Ancak bu
 rejim aralarında Borçlar Kanunu kapsamında akti ilişki kurulmasına engel
 değildir.
	7.10.1953 tarihli 8/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'nda
 açıklandığı üzere, "Aralarında mevcut olduğu iddia edilen akti bir münasebete
 müsteniden tapuda malik sıfatıyla mukayyet bulunan bir şahısdan sicilindeki
 kaydın namına tescilini isteyen kimsenin, Medeni Kanunun 634. maddesine uygun
 şekilde davalı ile beyinlerinde in'ikad etmiş müteber bir akde istinad etmesi
 lazımdır. Böyle bir aktın in'ikad etmediği davacının beyanından anlaşıldıktan
 sonra davanın hukuki sebepten mahrum bulunması bakımındın" ayın isteği
 dinlenemez. Ancak söz konusu İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde
 gösterildiği gibi eşler, aralarında aktı bir münasebet bulunduğunu Hukuk
 Usulü Muhakemeleri Kanununun 293. maddesi uyarınca şahitle ispat edebilirler.
 Bu akti münasebete muhalif hareket edilmiş olmasından kaynaklanan tazminatın
 istenmesini önleyen bir kanun hükmü de yoktur.
	Toplanan delillerden tarafların satış bedelini birlikte ödedikleri
 anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasında adi ortaklık oluştuğu, ancak
 davalının söz konusu taşınmaz malı kendi üzerine kaydettirdiği kabul
 edilmelidir. Davacının, adi ortaklık sözleşmesine aykırı davranan davalıdan
 tazminat isteyebileceği sonucuna varılmıştır. 
	Taşınmaz malı birlikte satın alma borcu altında bulunan davalı, genel
 olarak her kusurdan sorumludur. Bu sorumluluk işin özelliğine göre çok veya
 az olabilir. Haksız fiillerden mütevellit mesuliyete müteallik hükümleri,
 akde muhalif hareketlere de tatbik (B.K. 98) suretiyle davalının sorumluluk
 hududunu belirlemek gerekir.
	Davalı, sorumluluğunu azaltacak veya kaldıracak herhangi bir def'i
 ileriye sürüp ispat etmemiştir. O halde söz konusu akti ilişkinin sonuç
 doğuracağı inancı ile davacının yaptığı tüm ödeme ve masraflaredan (menfi
 zarar), ve sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeni ile uğranılan zararlardan
 (müsbet zarar) davalı sorumludur. Tarafların özel durumu davacının müsbet ve
 menfi zararının net bir şekilde ortaya konmasına imkan vermemektedir.
 "Zararın hakiki miktarını ispat etmek mümkün olmadığı taktirde, Hakim, halin
 mütad cereyanını ve mutazarrır olan tarafın yaptığı tedbirleri nazara alarak
 onu Adalete tevfikan tayin eder" (B.K. 42). Tabiidirki alacaklı mamelekindeki
 eksilmeyi telafi anlamında olan tazminatı belirlemek Hakime ait bir görevdir.
 "Hakim, hal ve mevkin icabına ve hatanın ağırlığına göre TAZMİNATIN SURETİNİ
 ve ŞUMULÜNÜN derecesini tayin eder" (B.K. 43/1). Yine hakim, hal icaplarını
 tartmak, yani zararın mahiyetine ve tarafların mali durumlarına göre en
 elverişli ve uygun görünen tazmin şeklini seçmek ilede mükelleftir. Tazminatı
 taktir ve tayin ederken dikkat edilecek en önemli nokta, davacının mal
 varlığında husule gelen azalmanın etkisinin giderilmesi olmalıdır. Kuşkusuz
 hakim, tazminatı para olarak belirlerken aktin ifa edilmesi halinde davacının
 mal varlığında husule getireceği artma ile aktin yerine getirilmemesinden
 kaynaklanan hali bilmek zorundadır. Bunun için aktin konusu olan mal veya
 hizmetin dava tarihindeki sürüm değerinin bilirkişi aracalığı ile saptanması
 icap eder. Sonuç olarak da hakim tüm bu olguları hayatın olağan akışı ve
 yaşam deneyimleri içinde değerlendirip uygun tazminata hükmedecektir.
	Somut olay bu çerçevede irdelendiğinde mahkemece istek gözetilerek
 sürüm değeri de dikkate alınmak ve deliller bu yönde de değerlendirilerek
 hüküm tesisi gerekirken davanın reddi doğru görülmemiştir.

	SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan gerekçe ile
 BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oyçokluğuyla
 karar verildi. 17.10.1994
 
BAŞKAN           ÜYE	      ÜYE          ÜYE             ÜYE
Tahir Alp Nedim Turhan Ş.D.Kabukçuoğlu Ferman Kıbrıscıklı Özcan Aksoy
	 	(muhalif)

	 	MUHALEFET ŞERHİ

	Davacı, davalı ile evli olup, davalının 14.2.1992 tarihinde satış
 süretiyle edindiği mesken nitelikli bağımsız bölümün 1/2 paylı olarak satın
 alınması için anlaştıklarını, payına isabet eden parasını ödediği halde
 davalının davacıyı katmıyarak meskeni kendi adına satın aldığını iddia
 etmektedir.
	Olay davacının iddiası gibi gelişmişse, çoğunlugunda bozma ilamında
 uygulamasını kabul ettigi 1953 tarih 7/8 sayılı İçtihadı Birleştirme
 gerekçesinde de belirtildigi gibi davacı davalı kocasını vekil tayin
 etmiştir. Aralarında vekalet akti oluşmuştur.
	Borçlar Kanununun 520. ve devamı maddelerinde hüküm altına alınan adi
 şirket kar paylaşma amaçlı ticari bir şirkettir. Şirket sona ermişse tasfiye
 edilmesi gerekir. Taraflar arasında adi ortaklık iddiası olmadığı gibi
 ortaklığı kabule elverişli delil de yoktur.
	Davacı, ev inşa halinde iken 85.000.- Tl'ye satınalındığını, satıcıya
 da ödeme yaptığını ileri sürmüştür. (dava dilekçesi 3 madde 2 pragraf). Tapu
 senedinde satış bedeli 9 milyon liradır.
	Davacı tanıklarının davacının ne kadar ve ne şekilde ödeme yaptığına
 dair açık bir bilgileri yoktur. Buna karşılık davalı tanığı Faik Uslu açıkca
 davacının kocasına ev alımında yardım etmedigini ifade etmiştir. Davalı
 tanığı  satıcı Metin Günday, satılan evin yeni inşa halinde olmadığını, eski
 ev olduğunu, paranın tamamını davalıdan aldığını söylemiştir.
	Sonuç olarak, davalının kocasına yada evi satış yapana para verdigi
 isbatlanmamıştır. Satış bedelini birlikte ödediklerini kabule elverişli delil
 yoktur. Mahkeme hükmünün onanması düşüncesindeyim.

	         ÜYE
	     Ş.D.Kabukçuoğlu
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini