 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
Esas Karar
94/8139 94/8957
Özet:Tarafların anlaşarak boşanma yönünde irade açıklamalarının
iradeyi ifsat eden sebeplerle malul olduğu yargılama bitmeden ileriye
sürülürse bu iddia hadise şeklinde incelenmelidir.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp
düşünüldü.
Mahkeme içinde yapılan davadan feragat, kabul, sulh yada ikrarların
serbest iradenin ürünü olması, Borçlar Kanununda hüküm altına alınan hatta,
hile, ikrah gibi rızayı bozan nedenlerin etkisinin olmaması gerekir.
Davalı 14.4.l994 tarihli duruşmada imzası ile onayladıgı beyanında,
kocasının açtığı davayı kabul ettigini belirterek çocuğun velayeti ve mali
konular hakkında beyanda bulunmuş, mahkemede davalının açıklaması ve kabulüne
dayanarak hüküm kurmuştur. Ne varki kabul beyanının yapıldığı duruşmayı
takiben davalı vekili l.6.l994 tarihli dilekçesini vermiş, hemde 29.4.l994
tarihli duruşmada davalının evden atılma durumu olduğu için istemiyerek
boşanma isteginde bulunduğunu söylemiştir. Bu iddia Medeni Kanunun 134/3.
maddesine göre davalının yaptığı kabulun rızayı bozan hukuki nedenle malul
olduğunu iddiasıdır.
Bir davanın görüldügü sırada ortaya çıkan dava ile ilgili olup,
davanın karara bağlanmasından önce halledilmesi gereken sorunlara hadise
denmektedir (HUMK. Md. 222). Örneğin ilk itirazlar (HUMK. Md. 189); üçüncü
şahsın davaya müdahalesine yapılan itiraz (HUMK. Md. 56) teminatın kafi ve
yeterli olup olmadığı yolundaki itiraz (HUMK. Md. l00) eski hale getirme
istekleri (HUMK. Md. 170), Bilirkişi reddi (HUMK. Md. 277) Resmi ve gayri
resmi her nevi senetlerin sahteliginin davaya bakan mahkemede ileri sürülmesi
(HUMK. Md. 314) ve burada olduğu gibi mahkeme huzurundaki beyanın serbest
iradenin ürünü olmadığı iddiası birer hadisedir. Mahkemenin önce ortaya çıkan
hadiseleri incelemesi, çözmesi, sonra davanın esasını incelemeye başlaması
gerekir. İddia Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 222. maddesince hadise
şeklinde çözümlenmeden davaya devam edilmesi usul yasasına aykırıdır. O halde
mahkemece hadise olarak ileri sürülen konuda tarafların açıklamaları
alınmalı, gerekirse gösterecegi delilleri sorulup toplanmalı, deliller Medeni
Kanunun 134/3. maddesi çerçevesinde degerlendirilerek bir karar verilmelidir.
Eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA,
temyiz peşin harcının yatırana geri verilimesine oyçokluguyla karar verildi.
3.l0.l994
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
Tahir Alp Nedim Turhan Ş.D.Kabukçuoğlu Ferman Kıbrıscıklı A.İ.Özuğur
(muhalif) (muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Davacı kocanın geçimsizlik hukuksal nedenine dayalı olarak açtığı
boşanma davasının yargılaması sırasında, davalı kadın 14.4.l994 günlü
oturumda açılan boşanma davasını velayetin davacı babaya verilmesi, kendisi
için ayda üç milyon nafaka bağlanması koşuluyla kabul ettiğini beyan etmiş,
bir sonraki oturumda bu kabulün serbest iradeye dayanmadığını belirterek,
boşanma isteğine karşı yaptığı kabul beyanını geri almıştır.
Mahkeme kabule ilişkin irade açıklanmasından dönülemiyeceğini gerekçe
göstererek Medeni Kanunun 134/3. maddesine göre anlaşmalı boşanma hükümlerini
uygulayarak boşanmaya karar vermiştir.
Sayın çoğunluk ise, davanın kabulüne ilişkin irade açıklamasından
ancak iradeyi bozan nedenlerin varlığı halinde dönülebileceğini, davalının bu
savunmasının hadise şeklinde değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi
gereği ile hükmü bozmuştur. Sayın çoğunluğun bozma gerekçesine aşağıda
belirtilen nedenlerle iştirak edilmemiştir.
Medeni Kanunun 134/3. maddesi, tarafların boşanma konusunda
anlaşmalarını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğunun kabulü
gerekliligine deginerek bu konuda yasal bir karineye yer vermiştir. Hakimin
bu karineye değer vermesi için, yasanın öngördüğü diğer koşullarında bir
araya gelmesi gerekir. Bu koşullar evliligin en az bir yıl sürmüş olması,
tarafların boşanmanın eki niteligindeki mali konularda ve çocukların
durumları hakkında da anlaşmış olmaları, Hakimin iki tarafı da bizzat
dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve
boşanmanın eki sayılan konulardaki anlaşmayı uygun bulması ve önerdiği mali
önlemlerin taraflarca kabul edilmiş olmasıdır.
O halde tarafların boşanma konusundaki yalın kabulleri tek başına
hukuki sonuç doğurmaz. Zira hakim tarafların iradelerini serbestçe açıklamış
oldukları hususunda nesnel verilere dayalı belirtilerle inanmış bu konuda
vicdani kanaatinin oluşmuş olması gerekir. Davalı bir sonraki oturumda "beni
evden attı, bu nedenle istemeyerek duyulan tepki sonucu boşanmayı kabul
ettim" şeklindeki beyanıyla açıklamasının serbest irade ürünü olmadığını bir
anlık tepkinin yarattığı öfkeden kaynaklandığını açıklamakla, iradesinin hür
bir iradeye dayalı olmadığını belirtmiştir. Belirtilen kabul beyanının
serbestçe açıklanan bir irade ürünü olduğu konusunda kuşku yaratılmıştır.
Kuşkulu olan bir olayda hür iradenin varlığından söz edilemez. Hakim buna
rağmen olayın hür irade ürünü olduğunu kabul ediyorsa bunu yasal
gerekçeleriyle açıklamakla yükümlüdür. Diğer yönden davacının açtığı boşanma
davasından feragat etmesi mümkün görülmektedir. Hatta anlaşma koşullarının
varlığı dahi feragatin geçerliligini ortadan kaldırmaya yeterli olmamaktadır.
Dairenin ve Hukuk Genel Kurulu uygulamaları da bu yönde kararlılık
kazanmıştır. Davalı için kabul edilen feragatın davacı için kabul edilmemesi
eşitlik ilkesinede aykırılık oluşturur.
O halde koşulları bulunmadığından anlaşmalı boşanmaya dayalı davanın
reddi, Medeni Kanunun 134/1-2. maddesine dayalı dava konusunda tarafların
delillerinin istenmesi, sonucuna uygun bir hüküm kurulması gereği ile hükmün
bozulması yerine, değişik gerekçeye dayalı sayın çoğunlugun görüşlerine
iştirak edilmemiştir.
ÜYE ÜYE
Nedim Turhan Ferman Kıbrıscıklı
|