 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
E. 1994/8-337
K. 1994/356
T. 19.12.1994
* MAL BEYANINDA BULUNMAMAK
* EYLEMLİ UYMA
* DAVA ZAMANAŞIMI
ÖZET: Yerel Mahkeme kararı, Özel Dairece; "şikayetten önce borcu karşılar
şekilde haciz yapıldığının gözetilmemesi" isabetsizliğinden bozulduktan
sonra, Yerel Mahkeme şikayetçi vekilinin numarasını verdiği icra dosyasını
celbetmiş ve haczedilen menkul malların bu dosyada da haczedilip satılması
nedeniyle borcu karşılamadığını gerekçe gösterip önceki hükümde direnmiştir.
Şeklen direnme gibi görünen bu eylemli uyma nedeniyle incelemenin Özel
Dairece yapılması gerekir.
Mal beyanında bulunmama suçu, cezanın üst sınırı itibariyle TCY.nın 102/6.
maddesi gereğince 6 aylık asli zamanaşımı süresine tabidir. Aynı Yasanın
105/2. maddesi uyarınca bir sene içinde mahkumiyet kararı verilmesi gerekir.
Bir senelik zamanaşımı süresinin başlangıç veya sonlarında verildiğine
bakılmaksızın karar verilmekle zamanaşımı süresi kesilmekte ve o tarihten
itibaren altı aylık asli zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlamaktadır.
Maddi olayda, suç tarihi 3.2.1993, olup bir yıllık zamanaşımı 3.2.1994
tarihinde dolmuştur. Mahkeme ilk kararı bir yıllık sürede 16.8.1993 günü
vermiş ve bu tarihte işlemeye başlayan altı aylık zamanaşımı süreside
16.2.1994 günü dolmuştur. Bu nedenle davanın ortadan kaldırılmasına karar
verilmesi gerekir.
(765 s. TCK. m. 102/6, 105/2)
(2004 s. İİK. m. 337)
Mal beyanında bulunmamak suçundan sanık Mete'nin, İİY.nın 337. maddesi
gereğince 10 gün hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, (İzmir
Üçüncü İcra Ceza Hakimliği) 'nce verilen 16.8.1993 gün, 1331/2661 sayılı
hükmün sanık vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay
Sekizinci Ceza Dairesi, 16.12.1993 gün, 11536/12872 sayı ile;
"Alacaklı tarafça, şikayetten önce borcu karşılar miktarda menkul haczi
yapılarak yediemine tevdi edilmiş olmasına göre İİY.nın 337/1. maddesinin son
cümlesi uyarınca ceza tayinine yer olmadığına karar verilmek gerekirken
yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme, 6.6.1994 gün, 587/1883 sayı ile;
"Haczedilen mallar İzmir İkinci İcra Müdürlüğü'nün 1992/11018 sayılı
dosyasında da haczedilmiş ve satılmıştır. Bu nedenle borcu karşılamamaktadır"
gerekçesiyle önce hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde
istenildiğinden dosya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "bozma" istemli
28.11.1994 günlü tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel
Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Sanığın mal beyanında bulunmamak suçundan cezalandırılmasına ilişkin Yerel
Mahkeme kararı, Özel Dairece "Şikayetten önce borcu karşılar şekilde haciz
yapıldığının gözetilmemesi" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Bozmadan sonra, şikayetçi vekilinin numarasını verdiği İkinci İcra
Müdürlüğü'nün 1992/11018 sayılı dosyası celbolunmuş, haczedilen menkul
malların bu dosyada da haczedilip satılması nedeniyle borcu karşılamadığı
gerekçesiyle önceki hükümde direnilmiştir.
Bozulan kararda yer almayan bu yeni delil ve değişik gerekçe Özel Dairece
denetlenmediğinden dairenin görüşü bilinmemektedir. Özel Dairece incelenmeyen
bir hususun doğrudan doğruya ve ilk kez Ceza Genel Kurulu'nca incelenmesi
olanaksızdır. Şeklen direnme gibi görünen bu karar özde ilk karar niteliğinde
olup eylemli uyma nedeniyle incelemenin Özel Dairece yapılması gerekmektedir.
Ancak, sanığa yüklenen mal beyanında bulunmama suçu, İİY.nın 337. maddesinde
düzenlenmiştir. Maddede yazılı cezanın üst sınırı itibariyle suç, TCY.nın
102/6. maddesi gereğince altı aylık asli zamanaşımı süresine tabidir. Aynı
Yasanın 105/2. maddesi uyarınca bir sene içinde mahkumiyet kararı
verilmelidir.
Öte yandan, 9.3.1939 gün, 22/31 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da
açıklandığı üzere, suç tarihinden itibaren işlemeye başlayacak bir senelik
zamanaşımı süresinin başlangıç veya sonlarında verildiğine bakılmaksızın
karar verilmekle zamanaşımı süresi kesilmekte ve o tarihten itibaren altı
aylık asli zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlamaktadır.
Maddi olayda, suç tarihi 3.2.1993 olup, bir yıllık zamanaşımı süresi 3.2.1994
günü dolmuştur. Yerel Mahkemece ilk karar bir yıllık süre içerisinde
16.8.1993 günü verilmiştir. Bu tarihten itibaren işlemeye başlayan altı aylık
zamanaşımı süresi de 16.2.1994 günü dolmuştur. Bu nedenle davanın ortadan
kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken 6.6.1994 günü sanığın mahkumiyetine
karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan, direnme hükmü öncelikle bu yönden
bozulmalıdır.
S o n u ç : Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün
tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), CMUY.nın 322. maddesinin verdiği
yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı
nedeniyle TCY.nın 102/6 ve 105/2. maddeleri gereğince (ORTADAN
KALDIRILMASINA), 19.12.1994 günü oybirliğiyle karar verildi.
|