 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Sekizinci Hukuk Dairesi
E. 1994/7516
K. 1994/10267
T. 22.9.1994
* BELEDİYE SINIRLARI İÇİNDEKİ
MERALARIN HUKUKİ DURUMU
* İMAR UYGULAMASI
ÖZET : 1580 sayılı Kanun hükümlerine göre; belediye sınırları içindeki
meraların yalnızca tasarruf, idare ve nezareti belediyelere devredilmiştir.
Meraların mülkiyeti Devlete, intifa hakkı ise, sınırları dahilinde bulunduğu
belediyeye aittir. Belediye meclisleri, mülkiyeti Devlete ait olan belediye
sınırları içindeki meraların sadece kullanma ve yararlanma şeklini
değiştirebilirler. 3194 sayılı Kanunun hükümlerine göre ise, imar planı
kapsamında kalan yerlerde kadastral yollar, meydanlar ile meralar, imar
planının onaylanması ile bu vasıflarını kendiliğinden kaybederek, onaylanmış
imar planı kararı ile getirilen kullanma amacına konu ve tabi olurlar. Bu
bağlamda, 2981 ve 3290 sayılı Kanunlar uyarınca yapılan imar uygulaması
sırasında mera olarak bırakıldığı ve dolayısıyla mera niteliği yetkili
mercilerce değiştirilmediği saptanan nizalı taşınmazın, belediye tarafından
parsellenerek özel mülkiyet şeklinde satılıp devredilmiş olması hukuken
geçerli bir sonuç doğurmaz.
(1580 s. Belediye K. m. 159, 70/II) (3194 s. İmar K. m. 11/5)
Emine ile Büyükoturak Kasabası Belediye Başkanlığı ve Hazine aralarındaki tapu
iptali ve tescil davasının kabulüne dair, (Banaz Sulh Hukuk Hakimliği)nden
verilen 26.9.1990 gün ve 63-286 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, Hazine
vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği
düşünüldü:
Davacı, kendisine ait taşınmazın tapulama çalışmaları sırasında mera olarak
sınırlandırıldığını ileri sürerek, sınırlandırmanın iptali ile adına
tesciline karar verilmesini istemiştir. Hazine, davanın reddine karar
verilmesini savunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine
hüküm, Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu 5199 parsele ait tapulama tutanağında, Büyükoturak Belediye
Tüzel Kişiliğine ait bulunan çayırın 1957 yılında Belediye Tüzel Kişiliği
tarafından parsellenmek suretiyle değişik kişilere satılıp devredildiği,
uyuşmazlık konusu yerin davacının eşi Mehmet'e onun da 1960 yılındaki satışı
ile davacıya geçtiği ve zilyet bulunduğu, öncesi itibariyle mera olan bu
yerin kazanılmasının mümkün bulunmadığı belirtilmek suretiyle mera olarak
sınırlandırıldığı açıklanmıştır. Yerel bilirkişi ve tanıklar uyuşmazlık
konusu taşınmaz ve çevresindeki diğer parsellerin kadimden beri köy merası
olarak tasarruf edilen bir yer olduğunu, 1957 yılında belediyenin satışı ile
bu yerin davacının eşine, ondan da davacıya geçtiğini bildirmişler, ziraatçı
bilirkişi tarafından düzenlenen 22.5.1990 günlü raporda taşınmazın öncesi
itibariyle mera olduğunu, ancak imar planı içerisinde kalan bu taşınmazın
meralık niteliğini kaybettiğini bildirmiştir. Dava konusu parselin belediye
sınırları içerisinde kadim meranın bir bölümü olduğu yönünde bir uyuşmazlık
bulunmamaktadır. Yerel bilirkişi ve tanık anlatımlarına göre, belediyenin
yetkili organlarınca bu yerin 1957 yılında parsellenerek değişik kişilere
satıldığı, dava konusu yerin de davacıya geçtiği bildirilmiştir. 1580 sayılı
Belediye Kanununun 159. maddesi hükmüne göre, belediye sınırları içerisindeki
meraların; yalnız tasarruf, idare ve nezareti belediyelere devredilmiştir.
Meraların mülkiyeti Devlete ait olup intifa hakkı sınırları dahilinde
bulunduğu beldeye aittir. Belediye sınırları dahilinde kalan meraların
mülkiyetinin belediyeye geçtiği yönünde yasada açık bir hüküm
bulunmamaktadır. Belediye Kanununun 70. maddesinin 11. bendi hükmüne göre,
Belediye Meclisleri mülkiyeti Devlete ait olan belediye sınırları
içerisindeki meraların sadece kullanma ve yararlanma şeklini
değiştirebilirler. 3194 sayılı İmar Kanununun 11. maddesinin 5. fıkrasında,
imar planı kapsamında kalan yerlerde kadastral yollar, meydanlar ile meralar
imar planının onayı ile bu vasıflarını kendiliğinden kaybederek onaylanmış
imar planı kararı ile getirilen kullanma amacına konu ve tabii olurlar
denilmiştir. Fen elemanı tarafından düzenlenen 17.5.1990 günlü raporda,
taşınmazın bulunduğu yörede 2981 ve 3290 sayılı Kanunlar uyarınca imar
uygulamasına geçildiği, bu uygulama esnasında uyuşmazlık konusu 5199 parselin
mera olarak bırakıldığı bildirilmiştir. Görüldüğü üzere, 3194 sayılı Kanunun
hükümleri uyarıncada taşınmazın niteliği belediyece değiştirilmemiştir.
Meranın niteliği yetkili merciilerce değiştirilmediğine göre Belediyenin bu
yeri parselleyip özel mülkiyet şeklinde satıp devretmesi hukuken geçerli bir
sonuç doğurmaz. Tüm bu yönler gözönünde tutularak davanın reddine karar
verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş
olması yasaya aykırıdır. Hazinenin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde
olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 22.9.1994
tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|